Doğan Kalafat: ’’İstanbul’da 2030’A Kadar 7 Büyüklüğünde Deprem Olma Olasılığı Yüzde 64"
Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Ulusal Deprem İzleme Merkezi (UDİM) Müdürü Dr. Doğan Kalafat, İstanbul’da 2030 yılına kadar 7 büyüklüğündeki bir depremin olma olasılığının yüzde 64 olduğunu vurguladı.
Türkiye ve yakın çevresinde meydana gelen depremlerde, güncel verilerin daha hızlı ulaştırılarak can ve mal kaybının önlenmesi için yapılan çalışmaları paylaşmak amacıyla Kandilli Rasathanesi’nde bilgilendirme toplantısı düzenlendi. Toplantıda konuşan UDİM Müdürü Dr. Doğan Kalafat, Türkiye’deki depremlerin tamamının sığ odaklı depremler olarak nitelendirildiğini ve bunun da etkisinin büyük olduğunu söyledi. Kalafat, "Artık, sarsıntı haritaları dediğimiz hızlı, otomatik sarsıntı dağılımı ve şiddetharitaları üretiyoruz" diye konuştu.Kalafat, "Türkiye ve yakın çevresinde meydana gelen depremlerle ilgili şiddet haritalarını en kısa zamanda üretiyoruz. Üretilen olası hasar ve can kaybı haritalarını depreme ait parametrik bilgiler ile eş zamanlı olarak basına ve kamuoyuna iletmeye başladık" dedi. Ürettikleri haritalar hakkında bilgi veren Kalafat, 20 Ocak’ta Gölcük’te meydana gelen 4.3 büyüklüğündeki depremle ilgili de şiddet haritaları üretildiğini söyledi. Doğan Kalafat, 17 Ağustos depreminin şiddet haritalarının anket yöntemiyle 2ayda hazırlanabildiğini, yeni sistemde ise bu haritaların 60 saniyede üretildiğini söyledi.Uluslararası Deprem Tespiti Ağı Başkanı Prof. Dr. Elçin Halilov’un, 2011-2015 arasında İstanbul ve İzmir’de şiddetli deprem olasılığının yüksek olduğuna ilişkin açıklamalarının hatırlatılması üzerine de Kalafat, depremlerin önceden belirlenmesinin araştırma safhasında olduğunu ifade etti. "Maalesef deprem olayı, kaotik bir olay" diyen Kalafat, "Bir depremde gördüğünüzü diğer depremlerde göremiyorsunuz. Yapılan bu açıklamaların tamamı hipotez olarak kalır" şeklinde konuştu.Kalafat, İstanbul’da 7 büyüklüğündeki bir depremin 2030’a kadar olma olasılığının yüzde 64, önümüzdeki 50 yılda olma olasılığının yüzde 75 ve 90 yılda ise yüzde 95 olduğunu belirterek, "Yani İstanbul’da 2090 yılına kadar büyük bir deprem olma olasılığı yüzde 95" dedi. "Bazen fısıltı gazetesi haberleri, sosyal ve ekonomik hayata depremden daha çok zarar veriyor" diyen Kalafat, "Bizim öncelikle yapma istediğimiz afet bilincini toplumda yerleştirmek ve deprem zararlarını en aza indirmek. Depreme dayanıklıbina yapımının sağlanması ve can kayıplarını en aza indirmek çok önemli" şeklinde konuştu.Depremlerin önceden bilinmesine ilişkin bir teknolojinin olmadığını ve Japonya’nın bu konuyla ilgili çok para harcadığını da ifade eden Kalafat, Japonların depremlerin önceden belirlenmesiyle ilgili çalışmalarını azaltıp, dayanıklı yapıların yapılması konusuna ağırlık verdiğini dile getirdi. Kalafat, 5.5 büyüklüğündeki bir depremin Türkiye’de hasar verdiğini ve bunun da yapı stoğundan kaynaklandığını belirtti. Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Nurcan Meral Özel ise Deprem Mühendisliği Anabilim Dalı tarafından geliştirilen ELER yazılımı ile deprem parametreleriyle birlikte deprem bölgesine ait şiddet dağılım haritalarının da hemen hazırlandığını, enstitünün depremden hemen sonra otomatik olarak sarsıntı, şiddet, tahmini hasar ve can kaybı haritaları üretmeye başladığını kaydetti.