Dursun Çiçek: Kafama silah dayayıp intihar etmemi beklemesinler

Soruşturma aşamasında kafasına silah dayayıp intihar edenler olduğunu belirten Dursun Çiçek, "Ne yapayım kafama birileri gibi kurşun mu sıkayım. Bunu

  Soruşturma aşamasında kafasına silah dayayıp intihar edenler olduğunu belirten Dursun Çiçek , " Ne yapayım kafama birileri gibi kurşun mu sıkayım . Bunu benden beklemesinler . Benim hizmet edecek bir vatanım ve çok sevdiğim ailem var . " dedi .

Ergenekon soruşturması kapsamında açılan " İrtica ile mücadele eylem planı " davasının tutuklu sanığı Kurmay Albay Dursun Çiçek , komplo planını kimsenin işine yaramayacağını belirterek , " Örgüt bağlantısı olduğu belirtilen belgede yazanlar kimin işine yarayacak . Örgüt bunu üç vakit kaynatıp suyunu mu içecek . Senaryoyu destekliyorsa bu plan iddianameye koyuyorlar . " dedi .

Tutuklanıp serbest bırakılma süreçlerini de anlatan Çiçek , kendisini serbest bırakan İstanbul 14 ' üncü ve 9 ' uncu Ağır Ceza Mahkemeleri hakimlerinin hukukçu kimliklerini de övdü . Altında imzası olduğu iddia edilen belgenin askeri terminoloji ve yazım tekniklerine uymadığını iddia eden Çiçek , " Bunu yazan adamı teğmen bile çıkarmazlar . " dedi .

Kendisiyle alakalı bir tertip kurulduğunu iddia eden Çiçek , komplo neticesinde 11 gün içinde terör örgütü üyesi haline getirildiğini belirterek , " İçim yanıyor . Bana bunu çektirenlerden hesap soracağım . " dedi . Belge ile ilgili haberin yayınlandığı gün konuyu araştırmaya başladıklarını şimdi 1 . Ordu Komutanı olan Hasan Iğsız ' ın o zaman Genel Kurmay İkinci Başkanı görevini yürüttüğünü belirten Çiçek , " Hasan Paşa ' nın yanına gittim . İftira ortaya çıksın dedi . Saat 09 : 30 ' da Askeri Savcılığa talimat verildi ve soruşturma başlatıldı . Bilgisayarlarda işlem yapılması yasaklandı . 70 kadar bilgisayarın Hard Diski ve yazıcılar incelendi . Suç unsuru bulunmadı . Şimdi hakkımda iddianame hazırlayan savcının nereden mezun olduğunu sormak lazım . " dedi .

Askeri savcılığın soruşturma yaptığı dönemde 15 Haziran 2009 ' da sivil savcılığın kendisini ifadeye çağırmasını da eleştiren Çiçek , " Herkes hukuk bilmez değil . Askeri Savcı Ankara ' dan İstanbul ' a geldi . ' Etik olun . Soruşturmanın sonunu bekleyin ' dedi . Görüşümü almak için beni çağırıyorlarmış . Yani askeri savcıya güvenmiyorlarmış . Bu olaydan sonra biz size nasıl güvenelim? " şeklinde konuştu .

19 Haziran ' da yani askeri savcının sivil savcıyla görüşmesinden iki gün sonraki dönemi gösteren bir belgeyi salondaki ekranlara yansıtarak savunmasına devam eden Çiçek , " Bu belgede benim için 15 Haziran ' da ivedi tutuklu diyor . Nereden tutuklu . Ben kanser hastası olan annemi görmek için gideceğimi ve daha sonra geleceğimi bildirdim . Yani plan 15 Haziran ' da ifadeye çağırtılıp ardından da tutuklatmaktı . " dedi .

EN ZAYIF YÖNÜM İMZA ÖZÜRLÜ OLMAM

24 Haziran 2009 tarihinde Askeri savcılığın kovuşturmaya yer olmadığı yönünde karar verdiğini de belirten Çiçek , kendisine ait olduğu iddia edilen imza belge ile ilgili verilen 4 ayrı rapora da değindi . Raporların imzasının kolay taklit edilebileceğini ve kendisini de imza özürlü olarak nitelendiren Çiçek , " Benim en zayıf yönüm imza özürlü olmam . Raporlarda bu imza meselesinden vazgeç deniyor . Ancak emniyet kriminal değil . Neden çünkü komplonun bir ayağı da orada . " iddiasında bulundu .

Genelkurmay başkanının , belgenin fotokopi olduğunu belirterek kağıt parçası olarak nitelendirdiği evrakın yeni bir komploya neden olacağını düşündüğünü de belirten Çiçek , " Artık bu belgenin ıslak imzalısına ihtiyaçları vardı . Sonucunda da avukat Serdar Öztürk ' ün bürosunda bulundu . Mal çürük olduğu için fotokopi ile işe başladılar . Ancak Genelkurmay olayın üstüne çok sert gitti . 20 Haziran ' da Genelkurmay Başkanı basın açıklaması yaptı . Evet bu bir kağıt parçası . Askeri savcıya belgeyle ilgili olarak araştırmaya siz devam edin diye ısrar etti . Ancak onlar da sivil yargının konusu dediler ve yargıya güvendik . En büyük hatam da bu oldu . " dedi .

Sivil savcılıkta ifadesinin ' Soruşturma gizli ' denilerek kendisine verilmediğine dikkat çeken Çiçek , " Bize verilmeyen bu sorgu tutanakları bazı gazetelerde yayınlandı . Hani soruşturma gizliydi . 12 Haziran ' da askeri savcılığa ifade verdim . Bunlar yeni belge üretebilirler diyerek yeni parafla imza atacağımı söyledim . Ancak askeri savcılık tarafından yapılan işlemlerde kullandığım yeni imzam sivil savcılığa gönderilince ' imza sahtekarlığı ' diye haber yapıldı . Bunu yazan gazeteciye 15 ay hapis cezası verildi . Ben sahtekarlık yapsam sabah 10 : 00 ' da askeri savcılığa gidip imzamı değiştireceğimi söyler miyim? Daha maçın başındayız . " diye konuştu .

Sahte imzanın nereden alındığını araştırdığını belirten Çiçek bunun Çukurova Üniversitesi ' nde doktora yapmak için kullandığı imzadan alınmış olabileceği yönünde tespitleri de olduğunu söyledi . Ayrıca öğrencilerin velilerine yani bin kadar kişiye bayram tebriği attığını belirten Çiçek , bunda da keçeli kalem kullandığını belirtti .

Soruşturma savcılarının , mesleki kariyerine de engel olduğunu ve bu soruşturma yüzünden terfi alamadığının kendisine bildirildiğini belirten Çiçek , hakkında ' Çürük raporu ' alınmasıyla ilgili daha önceki tarihlerde yürütülen yargılamaya da cevap verdi . Çiçek , rapor aldığı ileri sürülen bir kişinin , amcasının oğlu olduğunu ve o dönemde kendisinin de teğmen olduğunu söyledi . Çiçek , diğer çürük raporu alındığı belirtilen kişinin ise kendi yeğeni olduğunu , zeka yaşının ise 12 olduğunu belirterek , " Madem savcılar bu iddiaları yazıyorlar da neden benim söylediğim gerçekleri araştırmıyorlar? " diye sordu .

İddianamede TSK ile ilgili istihbari çalışmaları 2 . Ergenekon davası sanığı Hurşit Tolon ' a verdiği şeklinde iddialar bulunduğunu belirten Çiçek , mesleğiyle alakalı olarak görevinin zaten dış kaynaklı istihbarat çalışmaları olduğunu , bu çalışmaların ise TSK sitesinde 15 günde bir yayınlandığını söyledi . Çiçek , " Benim bu çalışmalarım sonucu siteye koyduğum bilgilerin Hurşit Tolon ' a nasıl gittiğini bilmiyorum . Ermenier ne yapıyor? Pontus çalışmalarında neler var? Kosova Türkleri ne halde? Bunlar benim konularım . Gerekli çalışmalarımı yapar ve Dışişleri ile devamlı toplantılara katılırım . Verilen bu görevi yerine getirmezsem komutanlarıma ne derim? " şeklinde konuştu .

Görevli bulunduğu dairede tek denizci şube müdürünün kendisi olduğunu hatırlatan sanık Çiçek , " Hastal ' da da 13 denizciyiz . Denizcinin , darbe ve cunta ile ne ilgisi olabilir ki . Darbe ya da cunta olacaksa bunu ancak komutanlık bilir . Deniz Kuvvetleri , ülkenin milli çıkarlarını korumada çok önemli bir kurumdur . " dedi .

Suç konusu 4 sayfalık belgede son sayfadaki imzanın kendi imzasına benzediğini iddia eden Çiçek , " Bir imza benimkine benziyor diye müebbetle yargılanmam hangi vicdana sığar? Peki diğer 3 sayfadan nasıl sorumlu tutulabilirim ki? Üstelik parmak izim de yok . " dedi . İrticanın İ " sinden anlamadığını belirten Çiçek , " Bu , hiç ilgilenmediğim bir konu . 5 kardeşiz , 3 kız kardeşim de türbanlı . Bu işlere karışmam , karışandan da hoşlanmam . Benim cemaatlerle ne ilgim olabilir ki . Ben sadece bana verilen işleri yaparım . Ne işim var hükümetle , halkın seçtiği hükümetin başımın üzerinde yeri var . Bize ne cuntadan , darbeden . Bizim bir sürü işimiz var , kendi işimizle baş edemiyoruz . " diye konuştu .

KEŞKE DOĞUDA ŞEHİT OLSAYDIM

Savunması sırasında sık sık sesini yükselttiği gözlenen Çiçek , " Keşke Güneydoğu ' da şehit olsaydım da bu günleri yaşamasaydım . " dedikten sonra ağlamaklı bir hal alınca Mahkeme Başkanı Köksal Şengün , duruşmaya ara verdi .

Sanık Dursun Çiçek , soruşturma sırasında kafasına silah dayayıp intihar edenleri , isimlerini söylemeden hatırlattı . Çiçek , " Ne yapayım kafama birileri gibi kurşun mu sıkayım . Bunu benden beklemesinler . Benim hizmet edecek bir vatanım ve çok sevdiğim ailem var . " dedi .

Teröristbaşı Abdullah Öcalan ile aynı madde kapsamında yargılandığını belirten Çiçek , " Ben bu millete ne yaptım . Anayasanın 19 . Maddesi ve CMK hükümleri kapsamında tahliyemi istiyorum . " dedi . Davanın reddini talep eden Çiçek , üst mahkeme olması nedeniyle bu soruşturma sonucu açılan üç davanın Yargıtay ' da birleştirilmesini istedi . Çiçek tüm savunmasını 3 , 5 saatte tamamladı .

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile