Dünyada nesli tükenme tehlikesi ile karşı karşıya olan bitkiler arasında gösterilen, Uluslararası Doğa Koruma Birliği tarafından 2016 yılında koruma altına alınan kum zambakları Haziran ve Eylül ayları arasında Muğla sahillerini süslüyor. Mavi bayraklı Sarıgerme Eğitim ve Çevre Derneği (SARÇED) plajında uyarıcı levhalar ile bitki çeşitliliği bakımından zengin Güney Ege bölgesinde kumsalda yetişen kum zambaklarının korunmasının önemine dikkat çekiliyor. Doğa Koruma ve Milli Parklar Müdürlüğünce kum zambaklarının da aralarında bulunduğu koruma altındaki bitki türlerinin kesilmesi, koparılması ve biyoçeşitliliğe zarar verilmesi halinde Çevre Kanununun ilgili maddesi gereği 40 bin lira para cezası uygulanıyor.
Muğla Sıtkı Koçman Üniversitesi (MSKÜ) Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Varol, kum zambaklarının endemik bir tür olmadığını ve turizme yönelik yapılaşma nedeni ile popülasyonlarında azalma görüldüğünü vurguladı. Prof. Dr. Varol; “Akdeniz havzasında; Cebelitarık boğazından, İspanya kıyılarından başlayıp bizim kıyılarımıza kadar rahatlıkla yetişebilen bir bitki. Kum zambakları özellikle sahil bölgelerinde kumul alanları yaşama yeri seçtiği için maalesef Akdeniz havzasındaki İspanya’dan, İtalya’ya, Fransa’nın güney kıyılarından Yunanistan’a kadar devamlı tahrip altında. Turizme yönelik çalışmalar nedeni ile ciddi manada popülasyonları dünya üzerinde yok olmaya başladı.
Endemik olmamakla beraber, endemik bitki kadar çok önemli. Kullanılma potansiyeli olan bir bitki, sadece görsel olarak değil aynı zamanda kokusundan da istifade edenler ticaretini yapmaktalar. Turizme yönelik yapılaşma nedeni ile Akdeniz havzasında nesli yok olmaya başladı.
Bizde bundan nasibimizi alıyoruz” diye konuştu.
“Korunmazsa sadece resimlerde kalır”
Türkiye kıyılarında bitkinin mükemmel bir yaşam alanı bulduğuna değinen Varol; “Sarıgerme, İztuzu, Bodrum’a varıncaya kadar Ege’den başlayarak, Akdeniz kıyılarının her tarafında bu bitki rahatlıkla yetişmektedir. Ama bizde bu bitkimizin yaşam alanlarını her geçen gün daraltıyoruz. Belki 15-20 yıl sonra kum zambaklarının sadece ismi kalacak. Belki sadece halk arasında hikayesi anlatılacak. Sadece resimlerde kalacak. Sarıgerme ve İztuzu bölgesinde daha önce de çalışmalar yapıldı ama beklenen etkiyi maalesef göremedik. Halkı bilinçlendirme noktasından tutunda özellikle bu bitkinin plantasyonunun yapılıp alanlara tekrardan ekilmesi ile alakalı pilot bölgeler olması konusunda çalışmalar yapmıştık” şeklinde konuştu.
“Eko turizm için çok değerli”
MSKÜ Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ömer Varol, kum zambağının eko turizm için çok önemli bir potansiyel taşıdığının altını çizdi. Önemi uygun bir üslup ve metotla anlatıldığı takdirde bitkiyi halkın kendisinin koruyacağını belirten Prof. Dr. Varol; “Turizmimiz şu anda deniz, kum ve güneşe dayalı, halbuki bizim bunu dünyada da çok revaçta olan Eko turizme döndürmemiz gerekiyor. Elimizde bu potansiyel de var. Kum zambağının diğer bitkilerden çok önemli bir farkı var. Sahil kesiminde sıcaklığın en üst noktada olduğu Haziran ayında çıkmaya başlıyor ve Eylül’ün ortalarına kadar devam ediyor. Bu sıcak zamanda başka bitkilerin hepsi kurur. Bu soğanlı bir bitki olduğu için sıcak sezonda turizmin ortasında çıkıyor. Kum zambağı o sıcak dönemde hem görsel, hem de kokusu açısından mükemmel bir bitki. Kum zambağını baskılamasak Caretta Carettalar’da olduğu gibi ona yaşam alanları oluştursak, insanlar, kum zambağının içerisinden yürüyerek mis kokular arasında denize gider. Bu konseptte sahiller oluşturabilsek turizm açısından kısa sürede dönüşlerini alabileceğimizi düşünüyorum. Eko turizm bu, böyle bir konseptle biyolojik rezervlerimizi, zenginliklerimizi, biyo çeşitliliğimizi tanıtarak turist çekebiliriz” dedi.
Kum zambağının yetiştiği bölgelerdeki yerel yönetimlerin çok basit projeler üreterek bu bitkinin korunabileceği açıklanırken, Sarıgerme sahilinde ahşap yürüyüş yolları ile sahile ulaşılmasının mümkün olduğunu, kumsal alanın da kum zambaklarına ayrılarak tahrip edilmesinin önlenebileceği açıklandı.
“Bölgeye değişik bir hava veriyor”
İstanbul’dan tatil için Muğla’ya gelen Adem Gürsoy ise hayatında ilk defa kum zambağı gördüğünü ifade ederek şunları söyledi; “Bu bölgedeki kum zambakları çok ilgimizi çekti. Koruma altına alınmış, bu bölgeye değişik bir hava veriyor. Kumda olması çok ilginç. İnşallah nesli tükenmez”
Ege Sahillerinin Süsü Kum Zambağı
Muğla sahillerinde koruma altındaki kum zambakları, etkileyici görüntüsüyle adeta bir görsel şölen oluşturuyor. Haziran ve Eylül ayları arasında sahil bölgelerindeki kumsal alanlarda yetişen Kum Zambaklarının ekoturizm açısından önemli olduğu ve korumasının ciddi anlamda yapılmaması durumunda sadece resimlerde kalacağı açıklandı.