'En Büyük Zararı Müslümanlara Veriyorlar'

'En Büyük Zararı Müslümanlara Veriyorlar'

Başbakan Yardımcısı Tuğrul Türkeş, farklı olanları dışlama kültürünün radikalleşmeye ve aşırıcılığa mercek tuttuğunu belirterek, “Bunlar da terörü tetikliyor. İslam adına eylem yaptığını iddia eden terör örgütleri, en büyük katliamları Müslümanlara yapıyor. En büyük zararı da onlara veriyor” dedi.

Başbakan Yardımcısı Yıldırım Tuğrul Türkeş, İstanbul Cemal Reşit Rey Salonu’nda düzenlenen Medeniyetler İttifakı İstanbul Konferansları kapsamında ’Yeni Dünya, Yeni Türkiye ve Medeniyetler İttifakı’ konferansına katıldı.

Konferansa Türkeş’in yanı sıra Başbakan Başmüşaviri Prof. Dr. Bekir Karlığa, Birleşmiş Milletler (BM) İttifakı Yüksek Temsilcisi Nassir Abdulaziz Al-Nasser, İBB Meclis 1’inci Başkan Vekili Ahmet Selamet, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu ve davetliler katıldı.

Konferansta konuşma yapan Başbakan Yardımcısı Yıldırım Tuğrul Türkeş, “Esasen İstanbul’un kendisi medeniyetler ittifakı simgesidir. Bir çok kültürü bir arada barındırmıştır ve yeni gelen de eski kültürün daima muhafazasından yana olmuştur. Türkiye’nin medeniyetler ittifakı kuruluşu dahil olmak üzere bugüne kadar sağlamış olduğu siyasi, fikirsel ve maddi destek ülkemizin medeniyetler arası diyalog uyum ve işbirliği alanındaki öncü rolünde teyit etmektedir” dedi.



“FARKLI OLANLARI DIŞLAMA KÜLTÜRÜ TERÖRÜ TETİKLİYOR"

Türkeş, “İttifakın sağladığı bunca başarıya rağmen kemikleşmiş ön yargıları, insanları, inançları, kökenleri ve kültürleri temelinde ayrıştıran anlayışı henüz aşamadığımızı üzülerek görmekteyiz. Kültürel, dini ve etnik farklılıkların birer tehdit değil, zenginlik olarak görüldüğü hoşgörünün ve uyumun her yerde her alanda öne çıktığı toplumsal anlayışı maalesef henüz küresel ölçüde yaygınlaştıramadık. Bugün 60 milyon insan ülkelerindeki çatışmalar yüzünden evlerini terk etmek zorunda kaldıkları bir dünyada yaşıyoruz. Büyük kısmını kadınların ve çocukların oluşturduğu bu masum insanların önemli bir bölümünün çıktığı umut yolculuğu, denizlerin karanlık sularında daha büyük acılarla sonuçlanıyor. Farklı olanları dışlama kültürü ne yazık ki radikalleşmeye ve aşırıcılığa mercek tutuyor. Bunlar da terörü tetikliyor. İslam adına eylem yaptığını iddia eden terör örgütleri, en büyük katliamları Müslümanlara yapıyor. En büyük zararı da onlara veriyor. Bu örgütlerin sebep olduğu algının dahi etkisiyle özellikle batıdaki yabancı düşmanlığı ve İslamofobinin de hızla yayıldığını görüyoruz. Oysa biz hep terörün, terör örgütlerinin dininin, kökeninin, bölgesinin ve kültürünün olmadığını söylüyoruz. Terör terördür, terörist de teröristtir. Masum insanların canına kastetmeyi hiçbir inanç, kültür, vicdan tasvip etmez. Özellikle ismini dahi barış kökünden alan İslam zulmün ve şiddetin her türlüsünü reddeder” ifadelerini kullandı.

“NORVEÇ’TE 77 İNSANI KATLEDEN TERÖRİSTİ KİMSE ’HRİSTİYAN’ DİYE TARİF ETMEDİ"

Başbakan Yardımcısı Yıldırım Tuğrul Türkeş konuşmasını şöyle sürdürdü:

“2011 yılında Norveç’te göçmen çocukların ağırlıklı olduğu bir ısındırma kampında, Hristiyan olan bir şahıs 77 insanı katletti. Bu bir çılgınlık, akıl tutulması ve ırkçı bir yaklaşımdı. Ama bugüne kadar biz dahil hiç kimse bu teröristi, ’Hristiyan’ diye tarif etmedik. Terör örgütleri medeniyetler ittifakı projesiyle kurmaya çalıştığımız ortak idealin en büyük düşmanıdır. Bu tehditti ancak ortak mücadeleyle aşabiliriz. Aksi yöndeki her tutumun, beyanın teröre ve terör örgütlerine destek anlamına geldiğini de biliyoruz.”

“TERÖR ÖRGÜTÜ TAKIMININ DİNLER ARASI HOŞGÖRÜ OLAYINI HİÇ ANLAMADIM"

Konuşmaların ardından soruları yanıtlayan Başbakan Yardımcısı Türkeş, “Kaygıları ve tereddütleri anlıyoruz. Vatandaşların anlaması gereken bir şey var. Devlet kolay olunmuyor hele de devlet ebet-müddet felsefesine sahip bir devletin yaşaması ve ileriye doğru bakması ve gitmesi çok kolay bir iş değildir. Terör örgütü takımının bir ara dinler arası hoşgörü diye bir şeyi vardı. Ben onu başından beri hiç anlamadım. Ramazanda davet edeceğiz, papaz, haham gelecek iftarımıza ortak olacak. Amenna buyursun gelsinler. Ama sen dinler arası diyalog diye başlayacaksın. Başladığın günde bugüne onlar seni hiçbir şeylerine çağırmayacaklar. Ben bunu hep garipsedim. Bunu onlarla karıştırmayın. Bu devlet aklı içinde 21’inci yüzyılda bölgesel güç, yıldız olmasını istediğimiz Türkiye Cumhuriyeti devletinin politikalarıyla ilgilidir” diye konuştu.



“BÖLGESEL BİRÇOK SIKINTIDAN İŞSİZLİK ZATEN OLUYOR"

İşsizlikle ilgili soruya ise Türkeş, “İşsizlik dönemsel olarak artabilir ama çok çalışmak lazım. Zaten Ar-Ge’ye daha çok önem veriyoruz. Bölgesel birçok sıkıntıdan işsizlik zaten oluyor. Bunlar aşılamayacak şeyler değil, yani gücümüze hangi kemerin üzerinde hissediyoruz. Onu ve gücümüzü bilmemiz lazım, hedefimizi de bildiğimiz takdirde bunlar problem değil diye düşünüyorum. Bu kadar ümitsiz olmayınız” dedi.

Konferansın ardından protokol üyelerine buket verilerek hatıra fotoğrafı çekildi.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile