Sanık ve avukatlarının taleplerinin tamamlanmasının ardından Mahkeme Başkanı Köksal Şengün, bazı kurumlardan istenen ve mahkemeye ulaşan evrakları okudu. Daha sonra Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel, taleplere ilişkin savcılık makamının görüşünü bildirdi.
Savcı Pekgüzel, mütalasından önce ilginç bir açıklama yaptı. Savcı pekgüzel, 7 Mayıs 2010 tarihli duruşmada bazı sanıklar ile avukatlarının kendilerine ve mahkemeye yönelik hakaret ve tehdit içeren sözleri nedeniyle haklarında yasal işlem yapılması yolunda talepte bulunduklarını hatırlattı. Savcı Pekgüzel, aynı duruşmada mahkemeden bu konuda yasal işlem yapılmasını istemiş aksi halde kendilerinin şikayette bulunacaklarını söylemişti.
Savcı Pekgüzel bugünkü açıklamasında sanık ve avukatlarının, bu sözlerini mahkemeye karşı bir tehdit olarak algıladıklarını ifade etti. Mahkemenin tehdit edilmesinin iddia makamının haddi olmadığını, böyle bir şeyin sözkonusu olamayacağını belirten Pekgüzel, "İddianameyi en ağır şekilde eleştirmek kutsal savunma hakkı kapsamındadır. Mahkeme şimdiye kadarki uygulamasıyla gerek sanıklara gerekse de avukatlarına sınırsız süre savunma hakkı tanımaktadır. Fakat savunma adı altında kamu görevlilerine yönelik sarf edilen 'Millet düşmanı, Atatürk düşmanı, Cumhuriyet düşmanı, TSK'nın düşmanı, Allah düşmanı, hain, emperyalist işbirlikçi, Kuvayi Milliye düşmanı' ve buna benzer daha nice hakaretlerin savunma hakkı içinde kaldığını söylemek mümkün değildir" dedi.
Bütün bu hakaretler ve tehditlerin suç oluşturduğunu, cezai sorumluluk gerektirebileceğinin açık olduğunu belirten Pekgüzel, "Bunların engellenmesini bir kanun hükmünün uygulanmasını istemek de mahkemeyi tehdit olarak algılanmamalıdır. Açıklamamız, bütün bu tehditlerin önlenmesi, bu eylemlerin duruşmalar sırasında icrasının hukuka uygunluk nedeni sayılamayacağının, cezai sorumluluğu bulunduğunun önceden ve bir kez daha sanıklara hatırlatılması amacı taşımaktadır. Tehdidin nasıl yapıldığını anlamak için duruşma tutanaklarına bakmanın yeterli olacağı kanaatindeyiz" şeklinde konuştu.
Savcı Pekgüzel, yapılan taleplerle ilgili görüşlerini de açıklamasının ardından mahkemeye sundu. Tutuklu sanık Tuncay Özkan'ın mahkemenin üye hakimi Hüsnü Çalmuk hakkında yaptığı reddi hakim talebiyle ilgili olarak da Pekgüzel, hakimin reddini gerektiren, tarafsızlığından şüphe uyandıracak bir neden ve delil gösterilmediğini belirterek talebin reddini karar verilmesini istedi.
Tutuklu sanık Mehmet Ali Çelebi'nin yazılı talebi doğrultusunda Kara Harp Okulu Komutanlığı'na yazı yazılmasını isteyen Pekgüzel, askeri öğrencilerin garnizon dışına çıkma esas ve usulleri ile sanık Çelebi'nin askeri öğrenci olarak öğrenim süresi boyunca garnizon dışına çıkış ve dönüş tarihlerinin çizelge halinde mahkemeye bildirilmesi yönünde görüş sundu.
Tutuklu sanıklar Muzaffer Öztürk ve Hüdai Ünlüer'in tahliyesine karar verilmesini isteyen Savcı Pekgüzel'in taleplere ilişkin görüşlerini açıklamasının ardından Mahkeme Başkanı Köksal Şengün duruşmaya taleplerin değerlendirilmesi için ara verdi.