İkinci 'Ergenekon' davasının tutuklu sanıklarından emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, 'Ben emirlere uymasaydım burada olmazdım. Siz beni bu iddianameye emirle dahil ettiniz. Ben amirimden aldığım emirleri yerine getirdim. Görev ve sorumluluğumun bilincindeyim' dedi.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesince Silivri Ceza ve İnfaz Kurumları yerleşkesinde görülen duruşmada, Ersöz'ün, tedavi gördüğü hastanede video konferans yöntemiyle çapraz sorgusuna devam edildi.
Cumhuriyet Savcısı Nihat Taşkın'ın, 'Savunmanızda, Jandarma Genel Komutanlığında yapılan bazı görüşmeleri gizli kayda aldığınızdan bahsettiniz. Bunların Şener Eruygur'un emriyle yapıldığını söylediniz. Kayıt altına alınması emirleri, yazılı emir miydi, şifahi emir miydi?' şeklindeki sorusu üzerine Ersöz, emirlerin yazılı olmadığını belirterek, 'Şifahi emirlerdi. Askerlikte yazılı ile şifahi emir arasında hiçbir ayrım yoktur' dedi.
Savcı Taşkın'ın, 'Eruygur, savcılık ifadesindeki beyanında, Hasan Atilla Uğur'dan ele geçirilen kayıtlarla ilgili olarak, 'Herhangi bir talimat vermedim' diyor. Talimat yok muydu?' sorusuna Ersöz, 'Onu Hasan Atilla Uğur da ifade etti. Böyle bir durum söz konusu değil. Bizzat kendisi böyle bir emir vermiştir. Herhangi bir hukuka aykırılık söz konusu değildir. Bir çelişki yoktur. Hasan Atilla Uğur'dan ele geçenlerle ilgili bu cevabı vermiştir. Ben bizzat kendisinden emir aldım. Askeriyede emirsiz iş yapılmaz' yanıtını verdi.
Taşkın'ın, Cumhuriyet Çalışma Grubu ile ilgili sorusunu da Ersöz, 'Cumhuriyet Çalışma Grubu adı altında hiçbir şey söz konusu değildir. Günümüzde herkes istediği gibi bilgisayardan belge hazırlayabiliyor. Bu şekilde yaratılan belgelere bu kadar itibar ediliyorsa vay halimize' şeklinde yanıtladı.
Ersöz, Taşkın'ın, 'İsmail Yıldız ile yaptığınız görüşmeye ilişkin komutana arz ettiğiniz metin özet miydi?' sorusu üzerine de görüşmenin tamamını arz ettiğini söyledi.
Savcı Taşkın'ın, 'İsmail Yıldız'la 5 Kasım 2003'te yapılan görüşmeyle ilgili Şener Eruygur'dan ele geçirilen 'Temalar' adlı bir belge var. Bunu açıklar mısınız?' sorusuna karşılık da Ersöz, belgenin kendileri tarafından hazırlanmadığını ve böyle bir çalışmaları bulunmadığını kaydetti.
Cumhuriyet Savcısı Mehmet Ali Pekgüzel'in, '2004 yılında Tuncay Özkan'ın, Jandarma Genel Komutanlığına ait numaralarla 15 adet görüşmesi var. Özkan'la bu görüşmeleri siz mi yaptınız?' sorusuna Ersöz, 'Ben yapmadım. Bu numaranın bana ait olup olmadığını açıklayın. Tuncay Özkan'la böyle bir görüşme yapmadım' yanıtını verdi.
Pekgüzel'in, 17 Aralık 2003'te Mehmet Emin Karamehmet ile yaptığı görüşmenin içeriğini sorması üzerine Ersöz, görüşmede, dönemin Jandarma Genel Komutanı Şener Eruygur'un söyledikleri doğrultusunda Karamehmet'le konuştuğunu söyledi.
Savcı Pekgüzel'in, 'Sizin görevleriniz arasında bir gazetecinin işe alınmasını istemek var mı?' şeklindeki sorusuna da Ersöz, 'Benim görev tanımımda komutanımın emrettiği hususları yapmak vardır. Komutan, 'Şununla görüş, şunu yap' dediği zaman, 'Bunu yapamam' deme şansım yoktur' yanıtını verdi.
Ersöz, 'Size emir verildi mi?' sorusuna karşılık da emir verildiğini söyledi.
Pekgüzel'in, 'Turgut Altınok ile görüştünüz mü?' sorusuna karşılık Ersöz, görüşmeyi kendisinin yapmadığını, ancak görüşmeden haberi olduğunu belirtti.
Pekgüzel'in, 'Nuray Başaran ve Melih Gökçek'i dinleme talimatını siz mi verdiniz?' sorusuna karşılık Ersöz, 'Benim teknik takip yapma kararım yok. Böyle bir dinleme yoktur. Somut bir delile dayanmayan şeyleri bana soramazsınız. Polisin yaptığını jandarmaya mal edemezsiniz. Jandarma Genel Komutanlığı terör örgütü değildir' dedi.
Ersöz, 'Bana soruları lütfen direkt olarak sorun. Kullandığım ilaçlar nedeniyle bazı sorularınızı anlayamıyorum. Ölsem bile bu savunmayı tamamlayacağım. Soracağınız her şeye cevap vereceğim' diye konuştu.
Savcı Taşkın'ın, 'Dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün sizi ve Hasan Atilla Uğur'u çağırdığını söylediniz. Bu görüşmede Balbay ile yaptığınız görüşme gündeme geldi mi?' sorusuna karşılık Ersöz, 'Biz birlikte görüştükten sonra ayrı ayrı görüşmemiz de oldu. Hilmi Özkök bana 'Astlarına hakim değilsin' dedi. Ben de 'Hayır, astlarıma hakimim' diyerek teşkilat şemamı anlattım. O da 'Adamların gazetecilerle görüşüyor. Adamlarına hakim ol' dedi. Görüşmeyi daha sonra harfiyen yazdım. Hasan Atilla Uğur'dan da aynısını yapmasını istedim. Bu yazdıklarımızı Kurmay Başkanı ve Jandarma Genel Komutanına verdim. Bundaki amacım, TSK'nın başkumandanıyla görüşmüşüm, üstlerim arasında bu konu hakkında görüşme olduğu takdirde bu belgenin gösterilmesiydi. Komutanlarıma verdiğim bu belgeden bir suret de bende vardı. Görevimden ayrılırken onu imha ettim. Ben amirlerime hiçbir zaman yalan söylemedim. Görüşmede Balbay'ın ismi kesinlikle geçmemiştir' şeklinde konuştu.
Ersöz, avukatı Ali Rıza Dizdar'ın, 'Gözaltına alındıktan sonra ne zaman mesaneniz boşaltıldı?' sorusuna, 3 gün sonra mesanesinin boşaltıldığını söyledi.
Dizdar'ın bir başka sorusu üzerine de Ersöz, 'TSK hiçbir zaman darbeci olmamıştır. Kimsenin böyle lanse etmeye hakkı yoktur. Darbe demek namussuzluktur, vatana ihanettir. Bugün yaşadığımız bütün sıkıntıların nedeni 12 Eylül askeri darbesidir. Bugün yaşananların arkasındaki güç, ABD ve AB'dir' şeklinde konuştu.
Mahkeme Heyeti Başkanı Köksal Şengün, Ersöz'ün çapraz sorgusuna ara vererek, duruşmayı yarına erteledi.
12.08.2010 21:05:59
Ersöz: Tsk Hiçbir Zaman Darbeci Olmamıştır İstanbul
İkinci 'Ergenekon' davasının tutuklu sanıklarından emekli Tuğgeneral Levent Ersöz, 'Ben emirlere uymasaydım burada olmazdım.