Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Sözcüsü İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı Sarayı’nda basın toplantısı düzenleyerek gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Suriye’deki savaşın 4. yılına girdiğini ve bu süreci içeresin de savaştan en fazla etkilenen Suriye halkından sonra Türkiye’nin olduğunu belirten Kalın, bu süreci zarfında Türkiye’nin bir çok alanda diplomatik girişim başlattığını ifade etti.
Suriye’deki savaşın barışçıl yollarla çözülmesi konusunda yaptıkları girişimlerin bugüne kadar başarıya ulaşmadığını kaydeden Kalın, Suriye’deki yaşanan savaşta 300 bine yakın insanın hayatını kaybettiğini ve milyonlarca insanın göçmen durumuna düştüğünü vurguladı.
“ESED İLE DEAŞ ARASINDAKİ BİR TAKIM KİRLİ İLİŞKİLER ORTAYA ÇIKMAYA BAŞLADI”
Kalın, son günlerde Suriye sınırında bir hareketliliğin olduğunu gördüklerini söyledi.
Suriye sınırında hiçbir terör örgütünün yer tutmasına olumlu bakmalarının mümkün olmadığını dile getiren Kalın, “DEAŞ konusundaki tavrımızın açık ve net olduğunu her biliyor zaten. Yaklaşık 3 yıl önce biz DEAŞ’ın terör örgütleri listesine zaten almış idik. DEAŞ’la mücadele konusunda Türkiye uluslararası koalisyonla yakın bir işbirliği içerisinde devam ediyor. DEAŞ’ın yaptığı bütün saldırıları kınadık. Kınamaya da devam ediyoruz. Terör örgütünün ortadan kalkmasının bölge ülkeleri ve bölge istikrarı için son derece önemli. Burada bizim başından beri vurguladığımız nokta Esed rejimi var olmaya devam ettikçe DEAŞ gibi terör örgütleri Suriye’de kendilerine bir yer bulmaya devam edecekler. Son zamanda Esed ile DEAŞ arasındaki bir takım kirli ilişkilerin yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladığını görüyoruz. Suriye rejimi DEAŞ’ı ılımlı ve uluslararası topluluğun kabul Suriye muhalefetini ve Hür Suriye Ordusu’nu zayıflatmak ve bölmek amacıyla kullanmaktadır. Bunun birçok örneğini geçtiğimiz aylar içerisinde gördük” dedi.
“DEAŞ İLE MÜCADELE ADI ALTINA DENGEYLE OYNANMASINA MÜSAHADE ETMEYİZ”
DEAŞ ile mücadele adı altında Suriye’nin kuzeyinde veya başka bölgelerinde bir takım fiili durumların yaratılmasının, demografik dengeyle oynanmasının, insanların zorla göçe mecbur bırakılması seklindeki hadiseleri de kabul etmelerinin mümkün olmadığını vurgulayan Kalın, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bizim baştan beri ifade ettiğimiz bir uçuşa yasak bölge ve güvenli bölge oluşturulması konusundaki tavrımız ve kararlığımız da aynen devam etmektedir. Bu çerçevede aslında son günlerde yaşanan hadiselerde bu konudaki tutumumuzun, tavrımızın ne kadar haklı olduğunu bir kez daha ortaya koymuş bulunmaktadır. Bu çerçevede bu konuyu uluslararası kurum ve kuruluşlarla, müttefiklerimizle istişare etmeye devam ediyoruz. Suriye sınırında yaşanan hadiselerin sadece Türkiye’nin meselesi olmadığı aslında bütün bölgenin küresel terörizmle mücadele konusunda bir anlamda bütün dünyanın bir sorunu olduğu ifade edilmiştir.”
“ÇİN BÜYÜKELÇİSİ BAKANLIĞA ÇAĞIRILDI”
Doğu Türkistan’da yaşanan olaylara da değinen Kalın, “Özellikle son günlerde tekrar gündemimize gelen Çin Halk Cumhuriyeti’nin Uygur Özerk Bölgesi’nde yaşanan bir takım hadiselerle ilgili bize ulaşan bilgiler çerçevesinde burada özellikle Ramazan aynı münasebetiyle bir takım kısıtlamalara gidildiği, zorla oruç tutturulmama gibi uygulamaların yapıldığı, oruç tutanların cezalandırıldı ya da onlara müdahale edildiği şeklinde bir takım haberlerin geldiği malumdur. Bu sabah itibariyle Dışişleri Bakanlığımız Çin Halk Cumhuriyeti’nin Ankara’daki büyükelçisini Dışişleri Bakanlığı’na davet edilerek bu konudaki endişelerimize kendilerine iletmiştir. Biz toprak bütünlüğüne, istikrarına, güvenliğine önem atfettiğimiz ve iyi ilişkiler gerçekleştirdiğimiz Çin Halk Cumhuriyeti’nden gelen bu haberler konusunda endişeli olduğumuzu bir defa daha ifade etmek istiyoruz. Bu çerçevede Çinli yetkililerin de gerekli olumlu adımların atacağını ümit ediyoruz” dedi.
Kalın, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin içinde bulunun caminin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın katılımıyla cuma namazında açılacağını söyledi.
'Esed İle DEAŞ Arasındaki İlişkiler Ortaya Çıkıyor'
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, “Son zamanda Esed ile DEAŞ arasındaki bir takım kirli ilişkilerin yavaş yavaş ortaya çıkmaya başladığını görüyoruz” dedi.