Esinin Acisini Sanati Ile Dindirdi

Esinin Acisini Sanati Ile Dindirdi

Konya’da yasayan 70 yasindaki Hadiye Güllüoglu, kanser hastasi olan ve tedavi görürken vefat eden esinin hastaligi sürecinde doktorunun önerisi ile basladigi 3 boyutlu kagit rölyef sanatinda simdilerde sergi açiyor, kendisine kazanç sagliyor.

Konya’da yasayan ev hanimi Hadiye Güllüoglu (70), 10 yil önce hayatini adadigi esinin kanser oldugunu ögrendi. Esiyle birlikte hastaneye giderek hastalik sürecinde yaninda olan Hadiye Güllüoglu, bu süreçte psikiyatriste de gitmeye basladi.

Güllüoglu, doktorunun tavsiyesi ve ablasinin da kursa gitmesi üzerine 3 boyutlu kagit rölyef sanatiyla tanisti. Ilk baslarda kursa giderek temel teknikleri ögrenen Güllüoglu, esinin hastaliginin ilerlemesi üzerine de evde çalismaya basladi.

3 yil daha çalismalarina devam eden Güllüoglu, 3 yilin sonunda ilk sergisini esi ile birlikte açti. Tedavi sürecinde 7 yil önce esi vefat eden Güllüoglu, daha sonraki yillarda ise birçok sergi ve kisisel çalismalar yapti. Zorlu süreçte ilaç tedavisine de basladigini anlatan Güllüoglu, hiçbir ilacin sanat kadar iyi gelmedigini belirtti.

Zamanin nasil geçtigini ve yorulmak bilmedigini anlatan Güllüoglu, çogu zaman sadece namaz saati geldiginde çalismasina ara verdigini söyledi.



"Doktorum, ’kendini esine adamissin ama kendine bir mesgale bulman lazim’ dedi"

3 boyutlu kagit rölyef sanatina baslama sürecini anlatan Hadiye Güllüoglu, "Bu sanata baslayali 10 yil oldu. Devamli olarak sergilere katilali 7 yil oldu. Esim rahatsizdi, agir bir hastalik geçirdi. O zaman esim ile birlikte psikiyatriste gidiyorduk. Doktorun tavsiyesi ile basladim. Doktor ‘kendini esine adamissin ama kendine bir mesgale bulman lazim, kendini ugras bul’ dedi.

Daha önce ablam kursa gidiyordu, ben de onun yaninda gitmistim. Daha sonraki günlerde buna agirlik verdim. Ilk dönemlerde gidip gelme ile devam ettim. Daha sonra hastam oldugu için evimde yapmaya devam ettim. Arka arkaya üç sergimize esim ile birlikte katildik. Esim hastaydi ama hep benim yanimda oldu. Ögrenciyken sergilere katilmaya basladim. Evde çalistigim için arkadaslardan daha seri ve daha çok üretiyordum. Sonrasinda da senelik sergilerimiz oluyor, kisisel satislarim da oluyor" dedi.



"Sikintiyi, derdi unutuyorum"

Sanatinin kendisini dinlendirdigini söyleyen Güllüoglu, "Beni dinlendiren çok güzel bir ugras oldu. Yaparken kendimi unutuyorum. Sikintiyi, derdi unutuyorum. Sadece saati koyuyorum önüme o da namaz saati geçmesin diye. Açligim bile aklima gelmiyor, o kadar dinlendiriyor, beni rahatlatiyor. Çok güzel bir is oldu benim için. Memnunum, sikilmiyorum. Mesela ablam birakti. Evlatlarima söylüyorum, ‘ben olsam yirtar atarim’ diyorlar. O küçücük minicik parçalar beni dinlendiriyor. Ben zevkle yapiyorum, isteyerek yaptigim için de sikilmiyorum. Zor günlerden geçerken ilaç kullandim. Ama bu sanat bana ilaçtan daha iyi geldi. Sikintilarimi dertlerimi daha da unutturdu. Oturdugum zaman bütün sikintilarim geliyordu, bu ise basladigim zaman en büyük agirliklar, sikintilar, dertler bitiyordu. Gerçekten de basindan kalkmak istemiyordum. Simdi ki gençler, ev hanimlari boslar. Oturmalar, günler, altin günleri bende onlar yoktur. Herkes elinden gelen bir isle mesgul olsa daha güzel olur" seklinde konustu.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile