'Ev Ve Mutfak Sektörü İhracatı Nitelikli Büyümesini Sürdürüyor'

EVSİD Başkanı Burak Önder: 'Eskiden kurlar yükseldiğinde biz fiyatta fedakarlık yapardık. Bu kez işin en güzel yanı ihracat artarken fiyat düşürmedik ve kilogram başı ihracatımız yine 3,20 dolar seviyesinde kaldı. Sektörün ihracatı nitelikli bir şekilde büyümeye devam ediyor. Yıl sonunda yüzde 10'luk bir artışa ulaşacağımızı tahmin ediyoruz' 'Türkiye'nin ihracatta farklı modellere, inovasyon ve yeniliklere ihtiyacı var. Direk alıcıya ulaşmak çok önemli. Fuarlarda genelde aynı ülkelerden alıcılar gelir. Çünkü insanlar alışkanlık duyduğu ülkelerden mal alır. O yüzden Türk firmalarını farklı alıcılarla ve pazarlarla buluşturan modelleri çok önemsiyorum' 'Çek Cumhuriyeti, Avrupa için önemli bir bölge. Pazarı ise genelde Polonya ve Almanya domine ediyor. Biz Çek Cumhuriyeti'nde onların markaları adına üretim yaparak var olabiliyoruz. Halbuki Türkiye'nin bölgeye kendi markalarıyla girmesi lazım'

Ev ve Mutfak Eşyaları Sanayicileri ve İhracatçıları Derneği (EVSİD) Başkanı Burak Önder, ihracat artarken fiyat düşürmediklerini ve kilogram başı ihracatlarının 3,20 dolar seviyelerinde kaldığını belirterek, "Sektörün ihracatı nitelikli bir şekilde büyümeye devam ediyor. Yıl sonunda yüzde 10'luk bir artışa ulaşacağımızı tahmin ediyoruz." ifadelerini kullandı.

Ev ve mutfak eşyaları sanayicileri, Avrupa pazarındaki etkinliklerini artırabilmek için bölgenin önde gelen ithalatçı ve zincir market satın almacıları ile Çek Cumhuriyeti'nin başkenti Prag'da buluştu.

Ticaret Bakanlığının desteğiyle düzenlenen etkinlikte, Türk mutfak sektörü firmaları Çek Cumhuriyeti ve çevre 8 ülkeden alıcılarla B2B görüşmeleri yaparak önemli iş bağlantıları gerçekleştirdi. Türkiye'nin Prag Büyükelçisi Ahmet Necati Bigalı da etkinlik kapsamında ticaret heyetini ziyaret etti.

EVSİD Başkanı Burak Önder, Türkiye gibi ihracatı hedefleyen ülkelerin artık fuarların yanına farklı enstrümanlar koyması gerektiğini belirterek, Ticaret Bakanlığının Ur-Ge projelerinin bu anlamda çok önemli olduğunu vurguladı.

Kendilerinin düzenlediği sektörel heyetlerde sadece gidilen ülkelerin ithalatçı ve satın almacılarını değil aynı zamanda çevre ülkelerdeki ilgili kişileri de davet ettiklerini aktaran Önder, şunları kaydetti:

"Çek Cumhuriyeti'ne düzenlediğimiz sektörel heyette sadece Çekleri hedeflemedik, çevredeki 8 farklı ülkeden ithalatçı ve zincir market satın almacılarını da Prag'a davet ettik. Toplamda 35 farklı firma, Türk ev ve mutfak sanayici firmalarla birebir görüşmeler gerçekleştirdi. Biz bu modeli Ticaret Bakanlığının Ur-Ge projelerinden esinlenerek ürettik ve her defasında üzerine koyarak ilerledik. Yurt dışına düzenlediğimiz ilk heyetlerde önce B2B görüşmelerle başladık, sonra bunlara pazarda yaptığımız turları ardından da ön heyetleri ekledik. Şimdi ise görüşmelere firmaların ürünlerini sergilediği vitrinleri koyduk. Buraya yurt dışından gelen firmalara görüşeceği Türk firmalarla ilgili tüm bilgileri veriyoruz. Aynı şekilde Türk firmalar da yabancı alıcılarla ilgili tüm enformasyona sahip oluyor."

Önder, fuarlarda binlerce firma arasında çok kısıtlı görüşme imkanı bulunduğunu, bu tip heyetlerde ise işe odaklı verimli görüşmeler gerçekleştiğini dile getirdi.

Görüşmelerin daha özel, nitelikli ve butik hal almaya başladığına değinen Önder, "Biz fuar işini biraz 'terzi işi' hale getirdik." ifadesini kullandı.

- "İhracatta farklı modellere ihtiyaç var"

Burak Önder, Türkiye'nin ihracatta farklı modellere, inovasyon ve yeniliklere ihtiyacı olduğuna dikkati çekerek, alıcıya direkt ulaşmanın önemine işaret etti.

Fuarlara genelde aynı ülkelerden alıcıların geldiğini, bu nedenle Türk firmalarını farklı alıcılar ve pazarlarla buluşturan bu modelleri önemsediklerini anlatan Önder, "Çek Cumhuriyeti Avrupa için önemli bir bölge. Pazarı ise genelde Polonya ve Almanya domine ediyor. Polonya da bizim için önemli bir rakip . Almanlar ve İtalyanlar üretimlerinin önemli bir bölümünü bu ülkeye kaydırıyor, dolayısıyla Avrupa'nın arka bahçesi gibi. Biz Çek Cumhuriyeti'nde onların markaları adına üretim yaparak var olabiliyoruz. Halbuki Türkiye'nin bölgeye kendi markalarıyla girmesi lazım." ifadelerini kullandı.

Önder, sektörel heyet düzenlemek için Prag'ı, çevre ülkelerin ulaşım kolaylığı açısından seçtiklerini belirterek, Avrupa'da irili ufaklı çok ülke bulunduğunu, tek tek bu ülkelere heyet yapmak yerine benzer nitelikleri pazardaki alıcıları tek bir ülkede toplamanın daha avantajlı olduğunu kaydetti.

Gidilecek ülkeyi belirlemeden önce, ciddi pazar araştırmaları yapıldığına ve tarihin 6 ay önceden belirlendiğine değinen Önder, 2020 programını da şimdiden netleştirmek üzere olduklarını bildirdi.

- "Sahraaltı Afrika, büyük potansiyel vadediyor"

Önder, ev ve mutfak sanayinin ihracat rakamları ve gelecek döneme yönelik hedefleri hakkında da bilgi verdi.

Sektörün 2018'i yüzde 9 artışla 2,5 milyar dolarla tamamladığını anımsatan Önder, "Bu yılın ilk üç ayında da 2018'in aynı dönemine göre yüzde 9'luk bir artış var. Eskiden kurlar yükseldiğinde biz fiyatta fedakarlık yapardık. Bu kez işin en güzel yanı ihracat artarken fiyat düşürmedik ve kilogram başı ihracatımız yine 3,20 dolar seviyesinde kaldı. Sektörün ihracatı nitelikli bir şekilde büyümeye devam ediyor. Yıl sonunda yüzde 10'luk bir artışa ulaşacağımızı tahmin ediyoruz." değerlendirmelerini yaptı.

Önder, bu yıl Avrupa'da şimdiye kadar istedikleri başarıyı elde edemedikleri İngiltere, Fransa ve Almanya için özel olarak çalışmalar yapacaklarını aktararak, şöyle devam etti:

"2020'de bu üç ülke için derinlemesine farklı modeller geliştireceğiz. Örneğin İngiltere'den çok detaylı pazar satın alma raporları almaya başladık. Burada pazarı özellikle Çin domine ediyor ancak biz onlardan kalite ve fiyat olarak daha rekabetçiyiz. Ayrıca lojistik avantajımız da var. Üstelik İngiltere pazarı Hintlilerin ve Türklerin elinde. Bize bu kadar yakınken neden istediğimiz kadar ürün satamıyoruz? Şu anda onu araştırıyoruz. Bir yılda 3-4 farklı model deneyeceğiz, gerekirse yerel satış temsilcilerinden yararlanacağız. Avrupa'da ülkelere özel modellemelerle gideceğiz. Bu üç ülkede derinlemesine büyümek istiyoruz. İhracatta yüzde 55 ile en büyük pazar olan Avrupa'nın yanında Latin Amerika'yı da önemsiyoruz. Bölgede Türkiye'ye ilişkin ciddi bir sempati var. Rakamlar küçük olsa da Kolombiya'ya geçen yıl yaptığımız sektörel heyetin ardından Latin Amerika'ya oransal bazda çok büyük ihracat artışı gerçekleştirdik."

Kısa bir süre önce Fildişi Sahili'ne de sektörel heyet düzenlediklerini hatırlatan Önder, özellikle Sahraaltı Afrika'nın çok büyük bir potansiyel vadettiğini ve derin bir pazar olduğunu belirtti.

Önder, Sahraaltı Afrika'nın geç keşfedildiğine işaret ederek, "Bizim haberlerde izlediğimiz gibi sadece fakirlikle gündeme gelen yerden çok daha farklı bir bölge ile karşılaştık. Çinliler çok etkili. Son dönemde Körfez ülkelerinden de ciddi şekilde gelenler olmuş. Biz o bölgede de önemli fırsatlar görüyoruz. Aynı şekilde Uzak Doğu'ya da ilgi gösteriyoruz ve Singapur veya Tayvan'a bir heyet düzenleyeceğiz." ifadelerini kullandı.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile