Maketlerinin beğenilmesi üzerine sipariş almaya da başlayan Mert, kruvaziyer gemiden ahşap villaya kadar birçok maketi görücüye çıkardı. Mert, emeklilikten sonra biraz da 'hanım baskısıyla' başladığını söylediği maketçilikte rüya projesi olarak köyünde ahşap bir villa yapmayı planlıyor. Türkiye’yi baştan başa gezerek 25 yıl topoğraflık yaptıktan sonra 1993 yılında emekli olan Yunus Mert için yeni bir hayat başladı.
İstanbul'da yaşayan Yunus Mert'in aslında 25 yıl önce de topoğraflık aklında yoktu. İstemeden de olsa bu işe girdi. Ancak aklı marangozluktaydı. İlk zamanlar marangoz olan ağabeyinin aletlerini ‘aşırarak’ hüner sergiledi. Ancak ne vakti kalmıştı bu işin, ne de hünerini sergileyebileceği mekan. Topoğraflığa başladıktan sonra İstanbul’un dışına çıkmaya başlayan Mert, köy köy, dere tepe Türkiye’yi dolaştı. Her türlü iklimde çalıştı. Kendi ifadesiyle 'görmedik yer' bırakmadı. Ancak aklının bir kenarında sürekli marangozluk ve ahşap işleri vardı. Emekliliği fırsat bilen Mert, hemen harekete geçerek merakını gidermeye başladı.
Bir testere ve marangozlara kestirdiği tahta parçalarıyla işe başladı.
HAYALİNDEKİ EVİ YAPTI
İlk hedef köydeki arazilerine yapmayı planladığı ahşap villa idi. Yıllardır hayalini kurduğu evi bir çırpıda tamamladı. Evi için, “Tasarruflu aslında. Öyle pahalı ve lüks malzemeli değil, sadece ahşap.” diyen Mert’in sonraki hedefi ‘harman makinesi’ oldu. Buğday tarımı yapılan Karadeniz’deki bazı bölgelerde eski yıllarda kullanılan makine o kadar güzel olmuştu ki, “bunu bana sat” diyenlerin ardı arkası kesilmedi. Ne de olsa bir dönemin en güzel icatlarından biriydi bu. Küçücük makete 5 bin lira veren bile çıktı. Ama o satmadı. Mert’in güzel eserleri insanların dikkatini çekmeye devam ediyordu. Bir turizmci tanıdığı, “Madem bu kadar iyisin, o zaman turistlere satmak için kruvaziyer gemilerinin maketini yap.” dedi.
Ama tıpkısının aynısı olması istenmişti. Hemen harekete geçti Yunus Bey. Bu işin de üstesinden gelmeliydi. Bir zaman sonra ahşap kruvaziyer de heybetli endamıyla ortaya çıkıverdi.
'MAKET ORTAYA ÇIKINCA DÜNYANIN MUTLULUĞU BENİM OLUR
Çocukluğundan beri merak duyduğu işi artık hayatının önemli bir parçası oldu. Amacı öncelikli olarak para kazanmak değil. “Hem merakımı gidermek, hem de emeklilikte bir kenarda oturmayayım diye başladım. Belki hayalimiz olan evi köye yaparız diye de düşünüyorum. Elimde sadece bir testerem vardı. Onunla başladım.” diyen Mert’in dikkat çeken bir tespiti de; maketler ortaya çıktıktan sonra hissettikleri. Mert, “Ürün meydana gelince o zaman dünyanın mutluluğu benim oluyor.” şeklinde konuştu.
Emekli olduktan sonra, “Hanımlar emeklileri pek sevmezler.” diyerek eşine kinaye yapan Mert, eşinin ayağının altında olmamak için maketçilik konusunda mesafe aldığını da itiraf etti. Mert’in en büyük hayallerinden biri de profesyonel makinelerle bir iş yeri açarak orada maketçiliği sürdürmek .
Evini De Gemisini De Kendisi Yaptı
Topoğraflıktan emekli olduktan sonra kendini maketçiliğe veren Yunus Mert, hayalini kurduğu evi, gemiyi ve tarım aletlerini kendisi yapmaya başladı.