Fenerbahçe-Beşiktaş derbisinin kilidini çözecek anahtar...

Beşiktaş yıllar sonra Kadıköy’e favori olarak geliyor. Derbilerin favorisi olur mu olmaz mı ta...


Beşiktaş yıllar sonra Kadıköy’e favori olarak geliyor. Derbilerin favorisi olur mu olmaz mı tartışması yeni milenyumla birlikte tarihe karışmak üzere gözüküyor. Son yıllarda hem favori olanın hem de pozisyon itibarıyla üç puana yakın ve ihtiyacı olanın kazandığına şahit oluyoruz. Bu anlamda baktığımızda eğer gerçekten Beşiktaş favori ise galibiyet ibresinin de ona yakın olduğunu söyleyebiliriz.

Futbol kamuoyumuz bazen çok çabuk havaya giriyor. Başarı ve başarısızlıkları gereğinden fazla abartarak yanlış yönlendirilmelere de neden oluyor.

Fenerbahçe’nin durumu ortada; kazanılmış karşılaşmalar dahil hiç umut verici bir futbol oynayamıyor. Üstelik takımın içinde de çok ciddi ayrışmalar söz konusudur.

Beşiktaş ise yine çok uzun zaman sonra lige iyi bir başlangıç yapıp, istediğini öyle ya da böyle alan bir takım görüntüsü sergiliyor. Beşiktaş’ın bir avantajı Avrupa’da ve ligde tam da dişine göre ekiplerle oynayarak başlamış olmak.

Ancak bu görüntü bize bütün gerçekleri göstermiyor.

Önceki gün CSKA Sofya karşısında da izledik aslında Beşiktaş belli bir takım oyunu oynayamıyor. Zaten bu kadar kısa sürede yeni bir teknik adamın oyun anlayışını yeni oyunculardan kurulmuş bir takıma oynatması beklenmemelidir. Bu nedenle Schuster oyuncularını özgür bırakıyor sahada istediklerini yapmalarına izin veriyor. Geçen seneye göre çok daha yetenekli ayaklara sahip olan Beşiktaş orta alanda rakiplerine önemli bir üstünlük kuruyor, topa daha fazla ayağında tutabiliyor; çok daha önemlisi (Mustafa Denizli'nin takımına kıyasla) futbol oynuyor. Zaten bu bölümde bir sorun yok. Beşiktaş rakip ceza sahasının çevresinde güzel şeyler de yapıyor. Fakat gol bölgesine yaklaşıldıkça yetenekli ayakların birbirleriyle uyumları kayboluyor; acemice hareketler başlıyor. Quaresma oyuna girene kadar Beşiktaş çok yaratıcı ataklar geliştiremedi. Golün bir duran top organizasyonundan gelmiş olması ise bu bakımdan anlamlıdır.

Fenerbahçe ise Beşiktaş’a oranla daha oturmuş bir taktik yapıya sahip. Ancak Aykut Hoca’nın kafasında bambaşka şeyler var. Zaten esas karışıklık da buradan kaynaklanıyor olsa gerek. Aykut Kocaman ne yardan ne serden vazgeçemiyor. Kolay değil öyle ya da böyle başarı garantili bir taktik var ortada ve siz gelip bunu değiştirmek istiyorsunuz.

İşte Fenerbahçe-Beşiktaş derbisinin kilidini çözecek anahtar da Aykut Kocaman’ın kafasında duruyor.

Hafta arasında bunun detaylarını tartıştık. Aykut Hoca biraz aceleci davrandı. Hem kafasındakini kamuoyuna itiraf etmiş oldu hem de takım içinde ikilik yarattı. Üstelik bu performansa da yansıdı.

Bu değişiklikleri Daum sonrasında Zico ve Aragones de denenişti. Ancak peş peşe gelen başarısız sonuçlar teknik adamların çark etmesine neden olmuştu. Aykut Kocaman, Beşiktaş karşısında yeni bir taktik arayışına girmeyecektir diye düşünüyorum. Fenerbahçe yeni oyuncuları da olsa ezbere bildiği taktiği ile sahaya çıkarsa bu durumda favori ibresinin yönünde çok keskin bir dönüş yaşanacaktır.

Beşiktaş’ın Schuster’le birlikte savunmada ilginç bir ofsayt taktiği uyguladığını izliyoruz. Rakiplerinin rekor derecede ofsayt sayısı ile maçları bitirmeleri bir tesadüf değildir. Ancak Fenerbahçe gibi bir takıma karşı savunmayı orta sahaya yakın bir bölgede kurmak demek gollere davetiye çıkarmaktır.

Schuster göbekte Ernst’i tek başına bırakıp tercihini daha yaratıcı oyunculardan yöne kullanıyor. Yukarıda konuştuk, bu Beşiktaş’ı orta sahada daha fazla topa sahip yapıyor. Ancak top rakibe geçtiğindeyse Ernst bir anda o bölgede yalnız kalıyor. Bu nedenle Schuster Aurelio’yu Ernst’in yanına monte etmek isteyebilir. Bu durumda dörtlü defansın önünde iki ön liberolu ve onların da önünde nispeten serbest oynayan Guti ve Quaresma’lı ilginç bir diziliş çıkacaktır. Bobo, Nobre ve Holosko üçlüsünden birinin de santrafor oynayacağı hesaba katıldığında belki de yıllardır Fenerbahçe’nin arayıp da bulamadığı bir Beşiktaş ortaya çıkmış olacaktır.

Bu dizilişi güçlü kılan şey kuşkusuz zayıf takımlara karşı çok daha etkili olan ve ofsayt taktiğini zorunlu kılan savunmanın iki ön liberoya yakın oynamasıdır. Schuster öndeki oyuncuların geriye gelmeyeceklerini hesaba katıp altı oyuncudan oluşan ve orta sahaya yakın bölgede teşkil edilmiş bir savunma hattı oluşturmayı düşünebilir.

Bu durumda Fenerbahçe’nin yeni hücum hattı Beşiktaş kalecisi ile sürekli baş başa kalabilir ve ortaya bol gollü bir maç da çıkabilir.

Fenerbahçe özellikle son yıllarda derbi maçlara çok daha iyi hazırlanıyor ve konsantre oluyor. Son yedi sekiz yılda rakiplerine karşı net ve belirgin bir üstünlük kurmuş durumda. Takım içinde her ne oluyorsa (ki mutlaka oluyor) bunu derbiye taşımayacaklarını en azından erteleyeceklerini tahmin ediyorum. Aziz Yıldırım’ın da bu anlamda devreye girmiş olduğunun haberlerini okuduk hafta boyunca. Bütün bunlar aslında derbinin favorisinin göründüğünden farklı bir takım olduğunu bize hissettiriyor.

Beşiktaş’ın bu sene etkili gücü, silahı hücum hattıdır. Schuster takımını geriye çekmeye çalışırsa bu sefer bu usta ayakların rakip kale ile arasındaki mesafe artarsa bu sefer de ortaya çok geniş alanlara yayılmış ve birbirleriyle bağlantısı olmayan bir Beşiktaş çıkacaktır ki bu da Fenerbahçe’nin arayıp da bulamayacağı bir dağınıklıktır.

Her şeye karşın bildik oyununu oynadığında bu maça Fenerbahçe’nin daha hazır ve favori olacağını düşünüyorum. Beşiktaş’a bu maçı çevirecek şeylerin Fenerbahçeli oyuncuların maçın daha hemen başında yapacakları basit bir hata veya Aykut Kocaman’ın faydasız bir macera arayışı olacağını tahmin ediyorum. Bu da kendisini çok zora sokacak bir süreci de başlatabilir. Aykut Hoca zamanı hızlandırmak yerine yavaşlatmalıdır.

Fenerbahçeliler şunu iyi bilmelidir ki bu maçı kaybetmek her şeyin sonu değildir.

Size geçen seneden bir istatistik vereceğim. Ligin 7. Haftasında Fenerbahçe 21 puanla lider, şampiyon Bursaspor 13 puan ile dördüncü, Beşiktaş ise 9 puan ile 9. sıradaydı. Ligin 27. Haftasındaysa Bursaspor 58 puanla lider, Fenerbahçe ve Beşiktaş 55 puanla ikinci ve üçüncü sıradaydı. Zaten Beşiktaş bu haftadan sonra ligden kopmaya başladı. Yani Fenerbahçe henüz beşinci haftada liderden 8-9 puan geriye düşmesi bir şey ifade etmiyor.

Önemli olan zihnen lige havlu atmamaktır.


Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile