Yaşar Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Gökçe Özdemir, “film ve dizi turizminin” Türkiye’nin yeni fırsatı olduğunu, ayrıca Hollywood filmlerinin ülkemizde çekilmesiyle tanıtımımıza büyük katkı sağladığını kaydetti.
Brad Pitt’in başrolünde oynadığı Truva filminin ve heykelin kente getirilmesinin etkisiyle, o dönemde Çanakkale’nin turist sayısının yüzde 73 arttığını belirten Özdemir, yurtdışına satılan Türk dizilerine bağlı olarak dizi ticaretinin yapıldığı ülkelerden gelen turist sayısında da yüzde 15 civarında artış sağlandığını söyledi.
Yaşar Üniversitesi Turizm İşletmeciliği Bölüm Başkanı Doç. Dr. Gökçe Özdemir, film ve dizi turizminin, Türkiye ve İzmir açısından önemli bir potansiyeli olduğunu ve bunun iyi planlama yapılarak mutlaka değerlendirilmesi gerektiğini belirtti.
FİLMLER TURİST SAYILARINI PATLATTI
Özdemir, film ve dizilerin çekildiği yerin doğal ve tarihi yapısını yansıtmasının yanı sıra turizmdeki imajını da etkilediğini kaydederek, “Çok sayıda yerel hükümet ve turizm otoritesi yabancı ve yerli yapımcıları, dizilerle filmleri kendi bölgelerinde çekmek için ikna etmeye çalışıyor. Filmlerin ve televizyon dizilerinin turizm ve ekonomik açıdan sağladıkları kazanç çok büyük rakamlara ulaştı. Yüzüklerin Efendisi filminin Yeni Zelanda’da yarattığı ekonomik değer 2 milyar dolar. Bu film sayesinde Yeni Zelanda’ya gelen ziyaretçi sayısı yüzde 50’lik bir artışla 2.4 milyona ulaştı. Cesur Yürek filminin ardından İskoçya’daki Wallace Anıtı’nın ziyaretçi sayısı yüzde 300 arttı. Görevimiz Tehlike 2’nin ardından 2000 yılında Sydney’deki milli parkların ziyaretinde yüzde 200 artış yaşandı. İngiltere’deki bir araştırmaya göre İngilizlerin yüzde 80’i sinemada gördükleri destinasyonlara gitme eğiliminde. Türkiye için de burada çekilmese de Brad Pitt’in başrolünde oynadığı Truva filminin ve heykelin kente getirilmesinin etkisiyle, o dönemde Çanakkale’nin turist sayısı yüzde 73 arttı. Bu rakamlar film ve dizilerin turizm için ne kadar önemli bir fırsat olduğunu ortaya koyuyor” dedi.
TÜRK DİZİLERİNİN TURİZME ETKİSİ ASMALI KONAK’LA BAŞLADI
Türk dizilerinin turizme olan etkisinin 2002 yılında “Asmalı Konak”la başladığını anlatan Gökçe Özdemir, “Dizinin yayınlanmaya başladığı günden itibaren Kapadokya, özellikle Ürgüp ve dizinin çekildiği tarihi konak adeta müze haline gelerek yerli turist akınına uğradı. Bütün tur firmaları programlarına o konağı da ekledi. Asmalı Konak biteli 10 yılı geçmesine karşın turlar talep azalsa da halen sürüyor. Çeşitli diziler sayesinde özellikle Mardin, Gaziantep gibi şehirlerimiz de turların gözdesi oldu. Tur firmaları, karakterlerin yemek yediği otelde özellikle konaklama yapıyor” diye konuştu.
İHRAÇ EDİLEN TÜRK DİZİLERİ TURİST SAYISINI ARTIRDI
Son dönemde Türk dizi sektörünün başarısının dünya çapında konuşulmaya başlandığını ifade eden Özdemir, “102 ülkeye binlerce saatlik dizi satıyoruz. Özellikle Muhteşem Yüzyıl gibi diziler Balkanlar ve Arap ülkelerinden ülkemize olan turizm talebini de olumlu etkiledi. Türk dizilerinin satıldığı ülkelerden Türkiye'ye yüzde 15 civarında turist artışı yaşandı. Örneğin 2 yıl önce yaklaşık 35 bin Arap turistin ziyaret ettiği Doğu Karadeniz’i 2013 yılı itibariyle 170 bin Arap turist gezdi. Bosna-Hersek, Hırvatistan, Kosova, Makedonya ve Sırbistan gibi Balkan ülkelerinden Türkiye’ye yapılan uçak bileti aramalarının neredeyse iki katına çıktığı gözleniyor. Bir tur firması, Lübnan’daki turizm fuarına katıldığında, dizi turu isteğiyle karşılaşabiliyor. 3 günlük İstanbul turları düzenleniyor ve dizilerin çekildiği mekanlar gezdiriliyor. Havayolu şirketleri de benzer açıklamalarla dizi turlarının doluluk oranlarını artırdığını söylüyor” dedi.
HOLLYWOOD’UN YENİ GÖZDESİ TÜRKİYE
Türkiye, kültür zenginlikleri, tarihi ve doğasıyla, dev bütçeli, ünlü isimlerin rol aldığı Hollywood filmlerinin de platosu haline geldi. Son olarak, Gladyatör, Akıl Oyunları gibi filmlerin ünlü yıldızı Russell Crowe'un başrolünü ve yönetmenliğini üstlendiği “The Water Diviner” filmi Türkiye’de çekildi. 2011 yılından itibaren de 1 milyar dolar gişe hasılatını geçen “Skyfall”, en iyi film Oscar’ını alan “Argo” ve “Taken 2” gibi filmlerin de yer aldığı 18 filmin çekimi ülkemizde yapıldı. Tüm bu filmlerin Türkiye’nin tanıtımı için büyük önem taşıdığını belirten Özdemir, “Sinemanın turizmin yanı sıra ekonomik faaliyetler ve istihdam üzerinde de önemli bir etkisi bulunuyor. Ancak imaj, turizm endüstrisinde hayati öneme sahip kavram. Ülke olarak bu gibi fırsatları iyi değerlendirip doğru imaj ve tanıtım stratejileri ile sinemayı aynı Yeni Zelanda’nın yaptığı gibi lehimize bir turizm fırsatına çevirebiliriz” şeklinde konuştu.
İZMİR VE EGE’NİN AVANTAJLARI
Sinema ve diziler için İzmir ve Ege’nin çok avantajlı olduğunu anlatan Özdemir, “Baktığımızda birçok önemli film ve dizinin İzmir ya da Ege’de çekildiğini görüyoruz. Babam ve Oğlum, Masumiyet, Susuz Yaz gibi filmler, Kavak Yelleri, Bitmeyen Şarkı, İzmir Çetesi gibi diziler İzmir’de çekildi. ‘Fatmagül’ün suçu ne’ dizisinin ilk sahnelerinin çekildiği Çeşme’nin Ildırı köyü ziyaretçi akınına uğradı.
İzmir, film ve dizi turizmi açısından çok avantajlı, yılın 300 günü güneşli, tarihi, doğası, köyleri, turistik yerleriyle birçok alternatife sahip. Konaklama olanakları yoğun ve çeşitli, ulaşım hem çeşitli hem kolay, film platoları ve setler için geniş alanlara sahip, fiziksel altyapı mevcut, yetişmiş insan kaynağı yüksek. Tek yapmamız gereken, doğru adımları atarak, bürokrasi ve yerel yönetimlerce gerekli kolaylıkları sağlamak. Yemek, ulaşım gibi sembolik desteklerle bile yerli ve yabancı yapımcıları İzmir’e ve bölgemize çekebiliriz” diye konuştu.
Film Turizmi İzmir'in Yeni Umudu
Türkiye, 2023 yılında turist sayısını 50 milyona, cirosunu da 50 milyar dolara çıkarmayı hedeflerken deniz, güneş, tarih gibi mevcut destinasyonlara yenilerini eklemeye çalışıyor.