Finansal Kurumlar Birliği 7. Olağan Genel Kurulu
Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak: 'Haziran ayı itibarıyla 17 yıllık AK Parti iktidarı döneminde ilk defa cari fazlanın verildiği bir ay olacak' 'Şimdi, önümüzde Türkiye'ye fırsatlar sunan 4 yıla yakın bir süre var' 'Türkiye artık üzerinden para kazanılacak bir ülke değil. Türkiye vaat ettikleri ile sürdürülebilir şekilde para kazanılacak bir ülke' 'Öncü göstergeler ekonomide toparlanma eğiliminin devam etmekte olduğunu ve özellikle yılın ikinci yarısında güçlü baz etkisiyle bu eğilimin daha belirginleşeceğine işaret ediyor' 'Gelinen noktada finansal piyasaların normalleşmeye başladığını ve ekonomik göstergelerin iyileşme eğilimine girdiğini gördük. Özellikle son dönemde bu iyileşmeler daha da belirgin hale geldi. Türk lirası birçok gelişmekte olan ülkeye kıyasla pozitif yönde ayrıştı' 'Bu yılın ikinci yarısında büyüme ve istihdamda YEP hedeflerimizin üzerine çıkacak güçlü performans ortaya koyacağız'
Albayrak, Finansal Kurumlar Birliği'nin 7. Olağan Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, Türkiye ekonomisi içerisinde finansal kiralama, faktoring ve finansman şirketlerinin ağırlığının hızla arttığını söyledi.
Banka dışı finans sektörüne destek olmanın kendileri için önemine değinen Albayrak, "Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) Başkanı Mehmet Ali Akben, içeri girerken, 'Türkiye Bankalar Birliği'nin kongresine katılamadınız ama bunu kaçırmadınız.' dedi. Bankacılık sektörü bir yana, banka dışı bir yana. Bu dönemde banka dışı finans sektörümüze daha fazla destek olmamız lazım. Çünkü uzun yıllar 2. planda kaldı." diye konuştu.
Berat Albayrak, her konuda gerekli adımları atmaya devam edeceklerini dile getirerek, "Türkiye her gün birlerinin yazdığı, çizdiği veya söylediği gibi sorunların büyütülerek gündem oluşturduğu bir ülke değil.. Aksine Türkiye her türlü sıkıntısını aşabilecek çok büyük ve güçlü bir ülke..." şeklinde konuştu.
Albayrak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Şimdi, önümüzde Türkiye'ye fırsatlar sunan 4 yıla yakın bir süre var. Bu süre zarfında Türkiye’nin dinamik yapısına kalıcı ve istikrarlı bir şekilde kavuşacağı zemini hazırlıyoruz. Bunun da en kısa sürede sağlanması için yoğun şekilde çalışıyoruz.
Bu geçen dönemde Türkiye artık gelebilecek kur ataklarına karşı eskisinden daha iyi şekilde mücadele edecek önemli tecrübeler kazandı. Bu yüzden içiniz rahat olsun. Biz dostlarımıza da artık şunu söylüyoruz 'Türkiye artık üzerinden para kazanılacak bir ülke değil. Türkiye vaat ettikleri ile sürdürülebilir şekilde para kazanılacak bir ülke. Bundan sonra böyle."
Yeni Ekonomi Programı'nı (YEP) 10 ay önce kamuoyuyla paylaştıklarını anımsatan Albayrak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İlgili kurumlarımızın da koordinasyonuyla YEP'i hazırlayarak hayata geçirmeye başladık. Kısa vadede ekonomimizin sağlamlığını artırmayı ve orta-uzun vadede sürdürülebilir ve dengeli büyümeyi temin etmeyi amaçlayan bu programımızın odak noktası olan yeniden dengelenme dönemine önemli mesafe alarak bu günlere geldik. Önceliklerimizi cari açık ile yüksek enflasyon sorunlarının çözümüne verdik. Bu öncelikler çerçevesinde uyguladığımız politikalar, dengelenme sürecinin doğası gereği kısa vadede özellikle büyüme üzerinde olumsuz etkilere, yavaşlamaya yol açsa da şimdi ise toparlanma sürecinin çok daha hızlı şekilde başlamış olduğunu söyleyebiliriz."
- "Türk lirası birçok gelişmekte olan ülkeye kıyasla pozitif yönde ayrıştı"
Hazine ve Maliye Bakanı Albayrak, gelinen noktada finansal piyasaların normalleşmeye başladığını ve ekonomik göstergelerin iyileşme eğilimine girdiğini gördüklerini belirterek, şunları kaydetti:
"Özellikle son dönemde bu iyileşmeler daha da belirgin hale geldi. Türk lirası birçok gelişmekte olan ülkeye kıyasla pozitif yönde ayrıştı. 'TL değer kazanıyor bu çok iyi, TL değer kaybediyor bu çok kötü.' Bu söylemde olmamak lazım. Önemli olan dengeli, stratejik ve rekabetçi bir şekilde yolumuza devam etmek. (Kurlar) Kah inecek, kah çıkacak. Yeter ki bu dengeli süreç; emin adımlarla, ekonomideki makro ve mikro iyileşmelerle güçlenerek bu süreci desteklemeye devam etsin."
Albayrak, risk priminde (CDS) sadece son iki haftada 120 puan düşüş gözlendiğine işaret ederek, 2 yıl vadeli tahvil faizleri ikincil piyasada yaklaşık 350 baz puan, 5 yıl vadeli 300 baz puan, 10 yıl vadeli Devlet tahvil faizlerinin de 200 baz puan gerilediğini söyledi.
Piyasa göstergelerinin yanı sıra makroekonomik göstergelerinde de somut iyileşmelerin görüldüğünü aktaran Albayrak, şunları kaydetti:
"Yeniden dengelemenin en önemli hedeflerinden biri kuşkusuz yüksek enflasyonla mücadele. Bu konuda öngörülenin üzerinde bir performans kaydedildi. Yılın ilk ayında özellikle enflasyonun yüzde 25 seviyelerini gördüğü süreçten, haziran ayı itibarıyla yıllık hedeflediğimiz rakamın altında bir seviye olan yüzde 15,7’yi görmüş olduk. Aynı zamanda enflasyonu, finansal saldırılara maruz kaldığımız ağustos ayı öncesine, hatta yeni sisteme geçtiğimiz temmuz ayının da öncesine taşımış olduk. Bu gelişmede, zamanında ve etkili biçimde uyguladığımız tedbirler ve mevsimsel etkilerin de katkısıyla gerileyen gıda fiyatlarının da önemli etkisi oldu."
Albayrak, çekirdek enflasyon göstergelerinin genel eğilimindeki iyileşmenin bu ayda da sürdüğünü aktararak, "Gelişmeler; önümüzdeki aylarda enflasyon oranının çok daha düşük seviyelere gerileyeceği ve yılın ikinci yarısında tek haneli seviyelere yakınsayacağı yönündeki öngörülerimizi desteklemektedir." bilgisini verdi.
Bu çerçevede, 2019 yıl sonu enflasyon oranında YEP’te belirledikleri yüzde 15,9 seviyesinin altında gerçekleşeceğini vurgulayan Albayrak, şu değerlendirmelerde bulundu:
"Öncü göstergeler ekonomide toparlanma eğiliminin devam etmekte olduğunu ve özellikle yılın ikinci yarısında güçlü baz etkisiyle bu eğilimin daha belirginleşeceğine işaret ediyor.
Gerek enflasyonla mücadelemizi daha ileriye taşımak gerekse ekonomik büyümemizi güçlendirmek amacıyla tarımsal üretimi de destekliyoruz. Bu bağlamda, doğrudan tarımsal üretim ve verimliliği, dolaylı olarak ise istihdam ve büyümeyi olumlu yönde etkileyen seracılığı özellikle önemsiyoruz.
Seracılık üretimine verilen destek ve hibeler, yatırım ve işletme aşamasında verilen destekler olarak önemli adımlar attık. Bu suretle aynı zamanda bir yandan kadın ve genç girişimciliği, diğer yandan kırsal kalkınmayı da desteklemeyi hedefliyoruz. Seracılık ve tarım noktasında enflasyon ayağı ile ilgili güçlü desteğimiz devam ediyor ve devam edecek. Çünkü tarımsal üretimi daha modern ve teknolojik olarak da çok daha ileri seviyelere taşıyacak adımlarla bu süreci destekliyoruz."
- "Dengelenmeyle birlikte güçlü bir cari fazla dönemine girdik"
Bakan Albayrak, dengelenme sürecinin kazanımlarını dış ticaret ve özellikle cari açık performansında da gözlemlediklerini belirterek, şunları kaydetti:
"Geçtiğimiz yılın ikinci yarısından itibaren önemli artışlar gösteren ihracatımız, bu yılın ikinci yarısında da pozitif görünümünü sürdürerek, Ticaret Bakanlığımızın geçici verilerine göre bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 2 artış kaydetti.
Yine geçtiğimiz yıl yüzde 16,8 ile güçlü bir artış gösteren turizm gelirleri, bu yılın ocak-nisan döneminde yüzde 9,2 gibi önemli bir büyüme sergiledi. Kültür ve Turizm Bakanlığımız tarafından açıklanan son verilere göre yabancı turist sayısı mayıs ayında yüzde 9,3, 2019 yılı ilk beş ayında da yüzde 11,3 oranında artış göstermiştir."
Dış ticarette ve turizmde kaydedilen olumlu gelişmeler sayesinde geçen yılın mayıs ayı itibariyle yıllık cari açığın 57,9 milyar dolarla zirve yaptığını aktaran Albayrak, şunları söyledi:
"Ve bugün itibariyle baktığımız zaman en son açıklanan nisan ayı rakamlarıyla 8,6 milyar dolara kadar gerilemiştir. Bu rakam son 15 yıllık noktada baktığımızda Ocak 2004'ten bu yana en düşük seviyesine gerilemiştir. Açıklanan rakamlar üzerinden konuşuyorum, nisan ayı için geçerli. Ama 2019 yılı için, haziran ayı için söylüyorum, mayıs rakamlarını kabaca topluyoruz, çıkarıyor belki kafa kafaya yakın gelecek, tahminimiz eksi 2 ile 1 arası gelebilir ama mayıs ayında olmasa da haziran ayı itibariyle 17 yıllık AK Parti iktidarı döneminde ilk defa cari fazlanın verildiği bir ay olacak.
Birileri hep şunu ifade ediyor, çok sık duyuyorum, 'Dengelenme aslında krizler olduğu zaman hep birlikte düşüyor, ondan dolayı cari açıktaki bu iyileşme.' Madem öyle ben de diyorum ki 2009 yılında yaşanan küresel krize dayalı cari açıktaki iyileşme dengelenme olarak gerçekleşmedi. İhracatın 132 milyar dolardan 102 milyar dolara düştüğü, yüzde 30'a yakın küçüldüğü ve buna rağmen cari dengenin eksi 11 milyar dolarlara ulaştığı bir süreçten bahsediyoruz. Ama bu dönemin dengelenmesi sadece kur anlamında değil dış ticaret, gümrük vergisi, vergi politikaları, uyum noktasında baktığımızda hakikaten ihracatın büyüyüp, köpük ithalatın da düşmeye başladığı bir dengelenmeyle birlikte turizmin de pozitif katkısıyla güçlü bir cari fazla dönemine girdiğimizi çok net ortaya koyuyor."
Albayrak ayrıca, ekonomik aktivitenin önemli öncü göstergelerinden olan PMI'ın (Satın Alma Yöneticileri Endeksi) ise 2019 yılı haziran ayında bir önceki aya göre 2,6 puan artmış olmasının ve daralmanın Temmuz 2018’den beri gözlenen en düşük oranda gerçekleşmesinin de önemli olduğunu vurgulayarak, olumsuz beklentilerin hızla değişmeye başladığının bir göstergesinin de ekonomik güven endeksinde hazirandaki yüzde 7,6'lık artışın olduğunu dile getirdi.
- "Art niyetli, farklı ajandalarla yapılan konuşmalara kulaklarımızı tıkadık"
Makroekonomik dengelenme konusunda elde edilen bu kazanımları sağlamlaştırmak için yapısal reformların büyük önem taşıdığını belirten Bakan Albayrak, şunları aktardı:
"Özellikle ekonomimizin dayanıklılığını artırmak ve rekabetçiliğini geliştirmek açısından hazırladığımız Yapısal Dönüşüm Adımları’nı kamuoyuyla paylaştık. Yapısal Dönüşüm Adımları başta olmak üzere bankacılık sektörü, finansal sektör, enflasyonla mücadele, bütçe disiplini, vergi dönüşümü ve sürdürülebilir büyüme ve istihdam alanlarında Türkiye ekonomisinin karşılaştığı en temel sorunlara çözüm sağlayacağı düşünülen düzenleme ve tedbirleri teker teker hayata geçirmeye başladık. Artık seçim dönemlerini geride bıraktığımız bu süreçte çok daha net ve somut bu adımları atıyoruz, bu dört yıllık süreç içerisinde güçlü bir şekilde atacağız.
Yapısal dönüşümümüzün en önemli ayaklarından olan, yine nisan ayında ifade ettiğimiz 2 kritik alan eğitim ve yargı reformlarına ilişkin strateji belgeleri ve yol haritaları ilişkili bankalıklarımızca açıklandı ve planladığımız adımları vakit kaybetmeksizin uygulamaya koymaya başladık. Bugüne kadar tüm süreçleri paydaşlarımızla istişare ederek, herkesin katkısını alarak ortak akılla toplam ülke menfaatini maksimize edecek bir stratejiyle uygulamaya koyduk. Bundan sonra da bu şekilde ilerleyeceğiz. Ancak art niyetli, farklı ajandalarla yapılan konuşmalara kulaklarımızı tıkadık. Enerjimizi verimli ve tasarruflu kullanacağız. Bunlarla kaybetmeyeceğiz. Az konuşacağız, çok çalışacağız, çok iş yapacağız."
- "Ekonomide yeni dönemi, arzu ettiğimiz hedeflerin üzerine çıkmak için değerlendireceğiz"
Albayrak, yılın ikinci yarısıyla birlikte, büyüme ve istihdamda YEP hedeflerinin de üzerine çıkılacağını ve bu bağlamda güçlü bir performans ortaya koyulacağını ifade ederek, piyasa dinamiklerini dikkate alarak, bugüne kadar ortaya konulan söylem ve eylemlerle uyumlu bir şekilde ekonomide yeni dönemi arzu edilen hedeflerin üzerine çıkmak için değerlendireceklerini dile getirdi.
Ekonomik büyümenin sürdürülebilir ve kapsayıcı olmasında finansal kurumların etkin çalışmasının büyük önem taşıdığına dikkati çeken Albayrak, şöyle devam etti:
"Tüm dünyayı etkileyen küresel finansal krizde, birçok gelişmiş ekonomide finansal ve reel sektör arasındaki bağın kopmuş olmasının yarattığı sorunlara hep birlikte şahit olduk. Bu çerçevede finansal piyasalar ve reel sektör arasındaki ilişkinin sağlıklı ve güçlü olmasına ve finans sektörünün sağlıklı temellerde gelişimine büyük önem veriyor ve buna yönelik gerekli tüm çalışmaları kararlılıkla yürütüyoruz. Türkiye’de banka dışı finansal kesimin daha iyi noktalara geleceğine olan desteğimiz bundan sonra daha da artarak devam edecek.
Bu doğrultuda sizlerin katkısına dün bugün ve bundan sonra da ihtiyacımız sonuna kadar var. Ve bundan sonra da her daim bu desteği sizlerden bekliyoruz. Bu çerçevede sizlerin banka dışı finans kesimin özellikle artık yeni dönemde önemli çatı kuruluşu olarak teknoloji ağırlıklı finans çözümlerine gösterdiğiniz bu manadaki ilgiyi takdirle izliyoruz. Hakikaten birçok finansman kurumumuz bankalardan daha büyük bir müşteri portföyüne sahip. Çok daha hızlı bir ürün gamını piyasaya sunabilecek ve ekosistem içerisinde büyük bir pasta payına ulaşabilecek potansiyeline sahip."
- "İstanbul Finans Merkezi konseptimizi 2021 yılında hayata geçireceğiz"
Dünyada da bu trendin yükselişte olduğuna dikkati çeken Albayrak, şu bilgileri verdi:
"Konvansiyonel bankacılık mı artık yeni finansal sistem ve mimari içerisindeki yeni yaklaşımlar mı? Nitekim İstanbul Finans Merkezi konseptimizi inşallah 2021 yılında, 2023 yılından daha da önce hayata geçirecek bir zamanlamayla tamamladığımızda göreceğiz ki sadece konvansiyonel bankacılık değil bu manada fintech özelinde, dijital bankacılık özelinde de bir merkez olacak bir mimariyi yavaş yavaş nakış gibi işlemeye başladık. Sadece bu hafta bakanlığımızda üst düzey yönetimdeki arkadaşlar bu söylediğim zamanda isim vermeyeyim ama dünyada en önde gelen kurumlarla görüşmelerini yaptı ve bu manada Türkiye merkezli, bölgede önemli bir piyasa ve pazarın oluşmasına yönelik işbirlikleriyle ilgili çok önemli bir mesafe kat ettik. Yakında bunlarla ilgili zaten adımlarımız da duyacaksınız."
Bakan Albayrak, sözlerini şöyle tamamladı:
"Finansman imkanlarını çeşitlendirmek ve farklı kanallardan müşterilere erişim sağlama noktasında sağlıklı büyümek tüm ekonomi için iyi bir şey. Bundan mutlu olmalıyız. Dolayısıyla bu noktada sektörünüzde tüm bu finansman alt yapısının ve ürünlerinin geliştirilmesi ve büyütülmesine yönelik çalışmalar önemli diğer bir husus olarak karşımıza çıkıyor.
Sizleri daha ileriye taşıyacak, sektörü daha ileri taşıyacak diğer hususlar da her geçen gün gelişen insan kaynağı kalitesi başta olmak üzere, tüm bu ihtiyaçlara özel tasarladığınız yenilikçi çözümler, artan ve çeşitlenen işbirliği imkanlarıyla yurt genelinde genişleyen etki alanınız daha da büyüyecek. Sektörün çatı kuruluşu olarak tüm bu alanlarda vizyoner bir yaklaşımla sektörü daha da ileriye taşıyacağınıza şüphemiz yok. Bu duygu ve düşüncelerle Finansal Kurumlar Birliği'nin 7. Olağan Genel Kurulunun finans sektörümüze ve ülkemize hayırlı olmasını diliyorum."