Geleceğin Gıdası Çevre Dostu Bakliyatlar Olacak
Protein değeri yüksek baklagiller, gerek insan sağlığı, gerekse üretiminde az suya ihtiyaç duyulması ve toprak verimliliği gibi çevreye katkıları nedeniyle 'geleceğin gıdası' olarak görülüyor BM Gıda ve Tarım Örgütüne göre bir kilogram mercimek ya da bezelyenin yetişmesi için 50 litre su gerekirken, bir kilo tavuk eti için 4 bin 325 litre, bir kilo kırmızı et için ise 13 bin litre suya ihtiyaç duyuluyor Uluslararası Bakliyat Konfederasyonu Başkan Yardımcısı Cindy Brown: 'Bakliyatlar, daha az su ve ticari gübreye ihtiyaç duyuyor çünkü büyürken toprağa nitrojen takviyesi yapıyor ve bu şekilde toprağın ömrünü de uzatıyor. Bakliyatlar çevre için mükemmel bir çözüm. Küresel ısınma ve iklim değişikliği nedeniyle karşılaştığımız bazı sorunların önüne geçiyorlar' Kanada Bakliyatçılar Birliği Genel Müdürü Gordon Bacon: 'Gelecekte 9 milyar insanın nasıl besleneceği göz önünde bulundurulduğunda, bitkisel proteinlere özellikle de bakliyatlara yönelmek gerekecek'
Türkiye'nin yoğun girişimi sonucu 2016 yılının Birleşmiş Milletler (BM) tarafından ''Dünya Bakliyat Yılı'' ilan edilmesinin ardından, 10 Şubat bu yıl ilk kez ''Dünya Bakliyat Günü'' olarak kutlanıyor.
BM Gıda ve Tarım Örgütüne göre (FAO) bakliyatlar yetiştirilirken bir kilogram mercimek ya da bezelye için 50 litre su gerekirken, bir kilo tavuk eti için 4 bin 325 litre, bir kilo kırmızı et için ise 13 bin litre suya ihtiyaç duyuluyor.
Bu nedenle, protein değeri yüksek baklagiller, gerek insan sağlığı ve gerekse üretiminde az suya ihtiyaç duyulması ve toprak verimliliği gibi çevreye olan katkıları nedeniyle ''geleceğin gıdası'' olarak görülüyor.
Uluslararası Bakliyat Konfederasyonu Başkan Yardımcısı Cindy Brown, AA muhabirine yaptığı açıklamada, bakliyatların hem insan sağlığına hem de çevreye olumlu katkıları hakkında değerlendirmelerde bulundu.
Dünya nüfusunun ve aynı zamanda yetersiz beslenen kişilerin sayısının giderek arttığına değinen Brown, önümüzdeki senelerde yaşanabilecek gıda güvenliği sorunu nedeniyle yeterli derecede protein olmayacağına dikkati çekti.
Brown, ''Bakliyatlar, protein, vitamin ve lif bakımından oldukça zengin ve enerji verici, aynı zamanda rafa dayanıklı ürünler ve uzun yıllar muhafaza edilebilirler. Bakliyatlar, mükemmel bir besin maddesi.'' dedi.
- Bakliyatlar çevre dostu
Bakliyatların aynı zamanda çevre dostu olduğunu anlatan Brown, ''Bakliyatlar, daha az su ve ticari gübreye ihtiyaç duyuyor çünkü büyürken toprağa nitrojen takviyesi yapıyor ve bu şekilde toprağın ömrünü de uzatıyor. Bakliyatlar, çevre için mükemmel bir çözüm. Küresel ısınma ve iklim değişikliği nedeniyle karşılaştığımız bazı sorunların önüne geçiyorlar.'' diye konuştu.
Brown, her coğrafya ve toprak türü için bir bakliyat türünün olduğuna da vurgu yaptı.
- "Bakliyatlara yönelmek gerekecek"
Kanada Bakliyatçılar Birliği Genel Müdürü Gordon Bacon ise bakliyatların hem uygun fiyatlı hem de çevreye çok az etkisi olan besleyici bir protein kaynağı olduğunu söyledi.
Bacon, "Gıda sektörünün tatlı su kaynaklarının yüzde 80'ini kullandığı ve küresel sera gazı salımının üçte birine neden olduğu göz önünde bulundurulduğunda gıda seçimlerimizi yaparken çevreyi de düşünmemiz gerekiyor." dedi.
Bakliyatların toprakla benzersiz bir ilişkilerinin olduğuna ve dünyanın dört bir yanında iklim ve bölge topraklarına adapte olan farklı bakliyat türlerinin bulunduğuna işaret eden Bacon, "Bakliyatlar, tropik iklime sahip ülkelerden aşırı derecede soğuk kuzey ikliminin olduğu Kanada'ya kadar her yerde yetiştirilebilir." şeklinde konuştu.
Bacon, bakliyat tüketimi mirasının yeniden keşfedilmesi gerektiğini belirterek, "'Gelecekte 9 milyar insanın nasıl besleneceği göz önünde bulundurulduğunda, bitkisel proteinler özellikle de bakliyatlara yönelmek gerekecek.'' değerlendirmesinde bulundu.
Türkiye'nin bakliyat yetiştiriciliğinde önemli bir rol oynadığını kaydeden Bacon, "Türkiye bakliyatların dünya pazarlarına dağıtılmasında kilit rol oynamaya devam ediyor." dedi.
BM Gıda ve Tarım Örgütü New York Direktörü Carla Mucavi ise bakliyatların yoksulluk, gıda güvenliği ve yetersiz beslenme gibi sorunlar ve sürdürülebilir bir gelecek için eşsiz bir fırsat oluğunu anlattı.
Türkiye'nin BM Daimi Temsilci Yardımcısı Bilge Koçyiğit ise bakliyatların Akdeniz Havzası'nda yer alan Türk mutfağının vazgeçilmezlerinden olduğuna dikkati çekti.
Koçyiğit, düşük kolestrol içeren ve yüksek lif, aminoasit, vitaminler bakımından zengin ve aynı zamanda glutensiz olan bakliyatların sürdürülebilir gıda üretimine de katkıda bulunduklarını söyledi.