Göç Idaresi Genel Müdürü Savas Ünlü 'Yerelde Kadin Bulusmalari' Programinda Konustu

Göç Idaresi Genel Müdürlügü Uyum ve Iletisim Dairesi Baskanligi ile UNICEF is birliginde, ilgili kurum ve kuruluslarin katkisiyla düzenlenen "Yerelde Kadin Bulusmalari" programi Afyonkarahisar'da yapildi.

Bir termal otelde gerçeklesen programda "Büyüksün Türkiye" adli kisa film gösterimi sunuldu.

Genel Müdür Savas Ünlü, programda yaptigi konusmada, göç hadisesinin gündemlerine son 10 yil içerisinde Suriye'de yasanan kriz sonrasi girdigini söyledi.

Buna karsin göçün son 10-20 yila veya son 100 yila ait bir olgu olmadigini vurgulayan Ünlü, "Göç tarihsel bir olgu. Insanlik tarihi kadar eski bir olgu. Türk tarihi de göçe yabanci degildir. Bizim milletimizin kültüründe de göç vardir." diye konustu.

Ünlü, hem bu topraklarin hem milletin kültüründe göçün merkezi bir yerde olduguna dikkati çekerek, sunlari kaydetti:

"Nerede bir mazlum, bir ihtiyaç sahibi varsa ona yardim elini uzatmak, ona yardimci olmak, daima magdurun, mazlumun yaninda olmak, adaletin pesinde olmak, her zaman Türk milletinin en temel özellikleri, hasletleri olmustur. Suriye'deki iç savasa bagli yasanan kitlesel göç sonrasi Türk milleti, kapilarini yüzyillar boyunca birlikte yasadigi kardeslerine hiç tereddütsüz açmis, geçmiste oldugu gibi asini, ekmegini paylasmistir. Gelen 3,6 milyonun üzerindeki Suriyeli kardesimize modern bir devletin vatandasina saglamasi gereken her türlü hizmeti, birçok devletin kendi vatandasina saglayamadigi düzeyde en iyi sekilde saglayabildik ve saglamaya da devam ediyoruz."

Sadece Suriyelilerin degil, dünyanin dört bir yanindan 1 milyon 100 binin üzerinde ikamet sahibi yabancinin Türkiye'de yasadigini dile getiren Ünlü, dünyada maskeye, dezenfektana ihtiyacin hat safhada oldugu dönemde yabancilarin Türk vatandaslari ile esit düzeyde hizmet aldigini ve tüm dünyaya bu anlamda örnek olduklarini anlatti.

- "Göç eden bir ailenin çocuguyum"

Afyonkarahisar Valisi Gökmen Çiçek de 1940'larda Kafkasya'dan göç eden bir ailenin çocugu oldugunu belirterek, "1940'li yillarda babamin ailesi Ahiska'dan, annemin ailesi Gürcistan'dan Türkiye'ye giris yapiyor. Türkiye'ye geldikten sonra zaten ana vatan olarak bildigimiz bu topraklarda kaynasarak yasam sürüyorlar." diye konustu.

Göç hikayelerinin zor olduguna isaret eden Çiçek, sunlari söyledi:

"Oradaki topraklari birakmak, vatan özlemi duymak çok zordur. Babaannemden ben hep hasret türküleri, hikayeler dinleyerek büyüdüm. Kafamizda hep memleketimizi canlandirarak büyüdük. Sizleri anlayabilecek bir müktesebat ile büyüdüm.

Fakat sunu da ögrendim; hayat devam ediyor. Eger orada kalir, hayata uyum saglayamazsak sikinti yasiyoruz. Eger uyum olmasaydi ben simdi vali olarak karsinizda olmazdim. Yasadigimiz dezavantaji avantaja çevirmek durumundayiz. Bunu çocuklariniz için saglamalisiniz. Onlar yeni bir dil, yeni bir kültürle büyüyor. Uyum içinde onlari öz güvenle gelecege hazirlamalisiniz."