Türk Ocakları Genel Başkanı Nuri Gürgür, “Nasıl Bir Anayasa İstiyoruz?” konulu konferans verdi. Ticaret Odası Sardes Konferans Salonu 'nda gerçekleştirilen konferansı Salihli Kaymakamı Ertan Peynircioğlu, Türk Ocakları Genel Sekreteri Prof. Dr. Orhan Kavuncu, Celal Bayar Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Ökmen ile çok sayıda dernek, oda ve siyasi parti temsilcisi takip etti.
Gürgür, “Varlıkları İstanbul sermayesinin büyük desteğine bağlı olan bu kesimlerin yirmi yıldır çeşitli vesilelerle öne sürdükleri görüşlerin, yaptıkları tekliflerin temel hedefi, 'tarafsız anayasa ' başlığı altında millî kimliğimizi yansıtan ifadelerin metinden tümüyle çıkarılarak Türk Milleti kavramının reddedildiği, coğrafyayı referans alan tarihsiz, kimliksiz, millî kültürün yok sayıldığı yeni bir toplum yapısı oluşturmak, kozmopolitizmi anayasal statü haline getirmektir. Bu çevrelere göre, millet kavramı, toplumun farklılıklardan oluşan çoğulcu yapısından kaynaklanan özgürlükçü demokrasiyle uzlaşmakta zorlanan bir tarzda 'türdeş ' bir toplum yapısını anlatmaktadır. Çağdaş, çoğulcu-çok kültürcü demokrasi anlayışına da, Türkiye toplumunun türdeş olmayan çoklu-çoğulcu yapısına da ters düşen düzenleme ve yorumlar milliyetçilik ideolojisinin anayasa içindeki güçlü konumunu yansıtıyor” dedi.
Gürgür, şöyle devam etti: “Bu hükümlerden yola çıkılarak Anayasa 'da Türk kimliği yer almasın, okullarda din dersi okutulmasın, Diyanet kaldırılsın, dinî hizmetler cemaatlere bırakılsın, yerel yönetimlere özerklik tanınsın gibi talepler art arda sıralanıyor. Hatta isteklerini daha da somutlaştırarak aralarından Türk Milleti yerine “Türkiye Milleti” tabirinin Anayasa 'da yer almasını isteyenler de çıkıyor. Anayasal yurttaşlık ve Türkiyelilik gibi tanımlamaların metinde esas alınmasını başarmaları durumunda, bunun “Türk milleti olgusunun sosyolojik mahiyetinin inkâr edilmesi, Türklüğün sıradan bir etnik unsur konumuna indirgenmesi anlamına geleceğini bilmemeleri düşünülemez.”
“KÜRTÇE EĞİTİM DİLİ OLAMAZ”
Gürgür, “Anayasa 'da gerekli düzenlemeler yapılarak Türkçe dışındaki dillerin de okullarda okutulup öğretilmesine imkân tanınması için yapılan girişimlerin asıl amacının Kürtçeyi, Türkçeyle birlikte kamusal alanda kullanılır duruma getirmek olduğu aşikârdır. Ülkemizin en büyük sorunu olan ırkçı- ayrılıkçı Kürtçülük hareketinin sözcüleri, her vesileyle bu yöndeki taleplerini dile getiriyor, hatta bunu terör örgütünün silah bırakmasının ön şartı olarak ileri sürüyorlar. Türkiye 'de devletin resmî dilinin Türkçe olması, Osmanlı İmparatorluğu gibi çok milletli bir yapıdan günümüze intikal eden tarihî bir olgudur. Bu durum, tarih ve medeniyetimizin tabii bir sonucudur. Türkçeden başka bir dille resmî okullarda eğitim verilmesi isteği, millî devlet ilkesine tamamen aykırı olduğu gibi, pedagojik açıdan da yanlıştır. Kürtçe öğrenmek hususunda şu anda hiçbir engel yoktur. TV dâhil her türlü Kürtçe yayın yapılabiliyor; kurslar açılabiliyor; kitap, dergi ve gazete çıkarılabiliyor. Türkçe, sadece devletin resmî dili değil, bu topraklar üzerindeki millet varlığının temel direğidir. Kamusal alanlarda ve okullarda Türkçenin yanında ikinci bir dilin varlığına imkân tanımak, hâlen PKK üzerinden yoğun şekilde sürdürülen etnik bilinç oluşturma girişimlerine güçlü bir dayanak sağlar; etnik fitneye, şiddetle üzerinde durulan pedagojik zemin devlet imkânlarıyla sunulmuş olur. Bu tuzağa kesinlikle düşülmemelidir” diye konuştu.
BAŞ ÖRTÜSÜ KONUSUNA DEĞİNDİ
Gürgür, “Anayasa 'da baş örtüsünü yasaklayan bir hüküm bulunmamasına rağmen Anayasa Mahkemesi, yetkisinin dışına çıkarak, yerindelik değerlendirmesine yönelip konuyu yorumlamak suretiyle okullarda baş örtüsü takmanın Anayasa 'nın değiştirilemez maddelerinin ihlali anlamına geldiğine hükmetmiştir. Bu bakış tarzı, yıllar boyunca toplumsal huzursuzluklara, şikâyetlere yol açmıştır. Sorun, bir Anayasa maddesi ile çözülmek yerine, kişi hak ve özgürlükleri çok açık bir biçimde “kişilerin din ve inanç özgürlüklerini tam bir serbestlikle yerine getirmelerinin devletin teminatı altında olduğu” vurgulanarak halledilebilir. Dolayısıyla baş örtüsü konusunun özel bir ifade olarak Anayasa 'da vurgulanmasına gerek olmadığını düşünüyoruz” dedi.
Gürgür, Salihli’de Konferans Verdi
Türk Ocakları Salihli Şubesi’nin 100.Yıl Konferansları kapsamında düzenlediği etkinliğe, konuşmacı olarak Genel Başkan Nuri Gürgür katıldı.