"İsrail hükümeti, resmi olarak özür dilemese bile, en azından üzgün olduğunu açıklayarak ölen kişilerin ailelerine sembolik bir tazminat ödemesinde bulunursa bu felaket olmaz." yorumunda bulunan Haaretz gazetesi, "Ülkenin prestijini düşünerek böylesi bir yolun tercih edilmesinin verdiği zarar çok daha fazla." ifadelerini kullandı.
Yazının başında Milli Güvenlik Kurulu'nun geçtiğimiz günlerde İsrail'i de stratejik bir tehdit olarak görmeye başladığı belirtiliyor. İsrail'in ilk kez, daha kısa süre öncesine kadar yakın müttefik olan bir ülke tarafından tehdit olarak anılmaya başlandığına dikkat çeken gazete, Türkiye'nin İsrail'e sadece kağıt üzerinde tepki göstermediğini, yakın zaman önce iki ülke arasındaki askeri tatbikatların iptal edilmesinin bunun bir göstergesi olduğunu kaydetti.
İLİŞKİLERİN GERİLEMESİ AK PARTİ YÜZÜNDEN DEĞİL
İki ülke ilişkilerinin gerilemesinin AK Parti hükümetinin iktidara gelmesinden kaynaklanmadığına dikkat çeken Haaretz, "AK Parti iktidara geldikten sonraki 6 yıl boyunca iki ülke ilişkileri yine ortaklık seviyesindeydi. Her iki ülke insanları da ortak değerleri paylaşan insanlardı. Ancak bu süreç İsrail'in Filistin'e yönelik Kurşun Dökme Operasyonu'na kadar sürdü. İsrail Dışişleri Bakan Yardımcısı Danny Ayalon'un da Türk Büyükelçi'yi küçük düşürmesi ilişkilere daha da zarar verdi." dedi.
İsrail'e eleştiren Türkiye'nin de tamamen masum olmadığına işaret eden gazete, Türkiye'nin PKK'ya karşı verdiği mücadelenin İsrail'in verdiği mücadeleden farksız olduğunu yazdı. Ancak ilişkilerin yeniden pozitif yönde ilerlemesi için İsrail'in prestij takıntısını bir kenara bırakması gerektiğinin altını çizen Haaretz, "İsrail'in üzgün olduğunu belirtmesi ve ölen kişilerin ailelerine sembolik tazminatın ödenmesi felaket olmaz." yorumunu yaptı.
