Televizyonlarda izlenen dizilere bakıldığında çok eşlilik, kumalık, aile içi şiddet ve istismar, töre cinayetleri, kötü alışkanlıklar ve bağımlılıklar, aldatma, boşanma gibi konulara yer veriliyor. Bu çok ürkütücü” dedi.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından Bolu Gazella Otel’de düzenlenen ‘Yeni Yüzyılda Medya ve İletişim Arama Konferansı’na katılan Yazıcı, Türkiye’de medyaya olan güvenin yüzde 25’lerde olduğunu ifade ederek, “Amerika'da kitle iletişim araçlarına duyulan güven 1970'li yıllarda yüzde 70 civarında iken, 1990’larda 50’lere, 2000 yılında ise yüzde 40’lara düşüyor ve düşmeye devam ediyor. Türkiye ile ilgili bu alanda Gallup’un yaptığı araştırma 2007 tarihli. Türkiye’de medyanın güvenilirlik oranı yüzde 25. Bu oran ile dünyada medyaya güven bakımından 128 ülke arasında Sondan 4'üncü sırada yer alıyoruz. Medyanın geleceği tartışılırken güven sorununun da tartışılması gerekiyor. Bilginin doğruluğu, haberin doğruluğu noktasında sürekli bir şüphe çağında yaşıyoruz. Kaçımız gazetede okuduklarımızı, televizyonlarda duyduklarımızı tamamen doğru olarak kabul ediyoruz? Sosyal medya bu soruna çözüm gibi görünmekle birlikte o da kendi sorunlarıyla beraber kendi içerisinde büyümektedir. Bu kadar hızlı büyüyen bir sektörü kalıba sokmak mümkün değil, doğru da değil” diye konuştu.
Medyanın toplumdaki öneminden de bahseden Hayati Yazıcı, televizyonlarda yayınlanan dizilerde çok eşlilik, kumalık, aile içi şiddet ve istismar, töre cinayetleri, kötü alışkanlıklar ve bağımlılıklar, aldatma, boşanma gibi konulara yer verildiğini belirterek, “İzlenme oranı uğruna ana haber bültenlerinin ve tiraj uğruna gazetelerin birinci sayfalarının bile magazinleştirilmesi, kurgusal, duygusal, gürültülü, polemikçi, magazinci bir standart ile yapılan habercilik anlayışı, en başta basın meslek ilkelerine aykırıdır. Televizyonlarda izlenen dizilere bakıldığında çok eşlilik, kumalık, aile içi şiddet ve istismar, töre cinayetleri, kötü alışkanlıklar ve bağımlılıklar, aldatma, boşanma gibi konulara yer verilmektedir. Bu konular daha öncede defalarca işlenmişti ama böyle işlenmemişti. Bunların toplumsal sorunlar olduğu, hoş olan durumlar olmadığı altı çizilerek gizli mesajlar içinde verilmişti. Bu günlerde izlediğimiz bu dizlerin özendirici bir yanı olduğuna dair bir kaygı taşımaktayız. Bir program yapımcısının programını yaparken, ‘Ben acaba toplumuma hangi mesajı veriyorum, bu programla nasıl bir yarar sağlıyorum?’ diye düşünmesi Son derece önemlidir. Ve böylesi bir yaklaşım toplumsal sorumluluk gereğidir. Çocuklara ve gençlere kötü örnek olacak, onların fiziksel ve zihinsel gelişimini olumsuz etkileyebilecek yayınlara karşı herkesin topyekun sorumlu olduğu unutulmamalıdır” dedi.
Hayatı Yazıcı’dan Medyaya Eleştiri
Gümrük ve Ticaret Bakanı Hayati Yazıcı, medyayı eleştirerek, “Türkiye’de medyanın güvenilirlik oranı yüzde 25’lerde.