Erdoğan, partisinin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, iktidarları süresince başlattıkları çalışmaları daha ilerilere taşıdıklarını, yeni projeleri hayata geçirdiklerini belirterek, vizyon ve hedeflerini 2023 yılına kadar derinleştirdiklerini söyledi.
Pazar günü yapılan kongrede milletin önüne 2023 hedefleriyle birlikte, yeni doğmuş ve bugün ilkokula başlamış çocuklara, gençlere yeni bir hedef ortaya koyduklarını anlatan Erdoğan, bu hedefin menzilini de Sultan Alparslan'ın Anadolu'nun kapılarını açtıkları Malazgirt zaferinden hareketle 2071 yılı olarak belirlediklerini kaydetti.
''Siyasi tarihimizde ilk defa bir parti, böylesine uzun, güçlü ve inançlı bir hedef ortaya koymuş oldu'' diyen Erdoğan, daha 11 yıl öncesinin Türkiye'sinde 2071 ve 2023 değil, bir yıl, bir ay, bir gün sonrasına ilişkin bir hedef ortaya koymanın mümkün olmadığını belirtti.
Siyasi ve ekonomik krizlerin tetiklediği, ekonomik krizlerin sosyal kırılmalara yol açtığı kısır döngü içinde yönünün ve hedefini kaybetmiş bir Türkiye'nin varolduğunu anlatan Erdoğan, kendilerinin önce istikrar ve güveni tesis ettiklerini, geçmiş dönemlerin tahribatını gidermek için köklü bir restorasyon süreci başlattıklarını, buna paralel olarak ekonomiden altyapıya, dış politikadan hukuka kadar her alanda çağdaş demokrasinin standartlarına uygun yeniden yapılanma sürecinin düğmesine bastıklarını, önce ana sorunları çözüm yoluna koyduklarını, ardından detaylara, sonra kılcal damarlara yöneldiklerini söyledi.
Erdoğan, ''İnşallah bu dönemde kronik meseleleri de geride bırakarak Türkiye'yi yeniden yapılandırma sürecimizin temel taşlarını büyük ölçüde tamamlayacak, büyük gücümüzle 2023 hedeflerimize yoğunlaşacağız'' dedi.
-''Siz o dönemleri beraber yaşamadınız mı-''-
Erdoğan, çok partili siyasa hayata bakıldığında, fazla gerilere gitmeden 9 ay vadeyle bile devletin borçlanamadığını anlatarak, şöyle konuştu:
''Buralara düşmüştü. Şimdi soruyorum ben; ey Anamuhalefet, ey yanındaki yavru muhalefet; ya siz o dönemleri beraber yaşamadınız mı- Şu anda DSP gibi bir parti kalmadı ama DSP'nin anası yanınızda berabersiniz, yavru muhalefet MHP zaten koalisyon ortağıydı, beraberdiniz. 9 ay vadeyle devlet borçlanamıyordu, ülkemizi kredilibilitesi bu kadar bitmiş hale getirdiniz. Şimdi hangi yüzle kalkıyorsunuz da şu andaki iktidarın 10 yıllık mücadelede geldiği noktayı eleştirmeye yöneliyorsunuz. 36 milyar dolar ihracat vardı, şu anda 146 milyar dolar ihracatı konuşuyoruz. Dünyadaki tüm ekonomik krize rağmen bunu konuşuyoruz. Nasıl oluyor da hangi yüzle çıkıp bunu söyleyebiliyorsunuz- Bütün milletvekili arkadaşlarımdan, bütün teşkilatımdan bunu özellikle istiyorum; bunu hiç yorulmadan usanmadan söyleyin. Bizden önceki MHP-DSP-ANAP iktidarının IMF'den almış olduğu ve bize devrettiği borç 23,5 milyar dolardı. Şimdi 1,3 milyar dolar borca indirdik. Bunu yapan biziz. Siz borçlandınız, biz ödedik ve Nisan ayında sıfırlıyoruz. Şu anda da sıfırlarız. Ama diyoruz ki zaten nasıl olsa yolunda gidiyor. Düşük olan bir faizi var, tıkır tıkır öderiz ve Nisan'da bitiririz. Şu anda biz IMF'ye 5 milyar dolar borç veriyoruz, buraya eldik. Ey MHP, ey CHP bunu görmüyor musun, bak nereden nereye geldik.
Merkez Bankası bir milletin ekonomide en güçlü ayağıdır. Kasamızda döviz rezervi 27,5 milyar dolardı, bunun yarısından fazlası yurtdışındaki işçilerimizin dövizleriydi. Şu anda 110 milyar dolar döviz rezervimiz var. Faiz ortada... Devletin borçlanma faizi yüzde 63'tü, şimdi hamdolsun yüzde 8'e düştü, bak nereden nereye geldik. Faizin yükü altında milletimiz inim inim inliyordu. Ziraat Bankası adeta batıyordu. Ne diyorlardı, 'görev zararı...'' Vakıfbank, Halk Bankası hepsi iflasın eşiğindeydi. Ama şimdi Ziraat Bankası Avrupa'nın en saygın bankaları arasına geldi. Halk Bankası, aynı şekilde, Vakıfbank hamdolsun iyi bir konuma geldi. O sıkıntılar artık gerilerde kaldı. Neden- Bizim bu noktada finans sektörüne olan devletin kamu bankalarında tuttuğumuz o hassas, mali disiplinden taviz vermeden götürdüğümüz sürecin neticesidir.
Artık özel sektör bakkal dükkanı açar gibi banka açamıyor. Ama varsa paran gelirsin açarsın, en az 500 milyon dolar, böyle bir paran varsa, böyle bir öz sermaye koyabiliyorsan girersin. Herkese bankalar açtırdılar, oradan benim vatandaşımın parasını almak suretiyle bunu kah değişik yerlerde götürdüler, kah kendi yatırımlarında kullanırken iflas ettiler. Biz bu dönemleri yaşadık. Bunlara MHP, DSP, bugünkü CHP, ANAP gözyumdu. Bunları halka nasıl ifade ettiler; 'görev zararı' diye. Milleti böyle aldattılar. Ama şimdi bizim bankacılık noktasında bizim herhangi bir sorunumuz kalmadı.''
-''Önümüzde 3 önemli dönüm noktası...''-
Erdoğan, artık önlerinde 3 önemli dönüm noktası bulunduğunu belirterek, bunlardan birinin erkene almak için hazırlıklarına başladıkları ve tarihini 27 Ekim 2013 olarak belirledikleri mahalli idareler seçimi olduğunu ifade etti.
Bu seçimlerde milletin gönlünü bir kez daha fethederek başarı çıtalarını yukarı taşıyacaklarına inancını dile getiren Erdoğan, ''Belediyecilik bizim işimiz, buradaki başarımız bellidir. Biz halkımıza çok daha iyi hizmetleri bizzat götürmek istiyoruz'' dedi.
Ardından 2014 yılının Ağustos ayı sonunda yapılacak Cumhurbaşkanı seçimi geleceğini hatırlatan Erdoğan, ilk defa cumhurbaşkanının halkın doğrudan kendi oylarıyla belirleneceğini söyledi.
Bunun AK Parti'nin demokraside attığı önemli adımlardan biri olduğunu belirten Erdoğan, ''Bu bakımdan gerçekten tarihi önemde bir cumhurbaşkanlığı seçimi yaşayacağız. AK Parti olarak bu süreci en ideal şekilde geride bırakacak, yine ilklere imza atacak başarılı bir performans sergileyeceğiz'' diye konuştu.
Erdoğan, 2015 yılı Haziran ayında milletvekili genel seçimi yapılacağına işaret ederek, ''2015 seçimi, bilhassa bizim 2023 hedeflerimizi hayata geçirmemiz bakımından kritik önem taşıyan bir seçim olacak. işte bu önemli dönüm noktalarını, milletimizin desteğini sürekli artırarak aştığımızda Türkiye, 2023 hedeflerini gerçekleştirme yolunda epeyce mesafe katetmiş olacak. Türkiye, önümüzdeki 3 yılda 3 seçim yaşayacaktır. Ama kesinlikle bizler bir seçim siyasetine, popülizme tevessül etmeyecek, belirlediği hedeflere ulaşmak için aynı kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz'' dedi.
-''Türkiye'ye kaybettirecek politikanın içinde olmayız''-
Kendileri için aslolanın Türkiye ve Türkiye'nin selameti olduğunu vurgulayan Erdoğan, şöyle konuştu:
''Türkiye'ye kaybettirecek hiçbir uygulama ve politikanın içinde olmadık, olmayız. Diğer partiler kongrelerinde 'nasıl bir parti' tartışması yaparken, biz kongrelerimizde 'nasıl bir Türkiye' vizyonu ortaya koyuyoruz. Aramızdaki fark bu. Başka partiler kongrelerindeki kavga ve çekişmelerle kendi birliklerini sağlayamazken, biz kongremizde Türkiye'nin birlik ve bütünlüğünü güçlendirecek vurgular yapıyor, bütün halkımıza kucağımızı açıyoruz. Farkımız bu...Bu yüzden AK Parti kongreleri siyasete güç katıyor, toplumsal barış ve kardeşliğimizin gücünü artırıyor. Biz AK Parti olarak kişisel ihtirasların, bireysel hesapların peşinde koşmuyoruz. Biz Türkiye'nin aydınlık geleceğini konuşuyoruz, Türkiye'nin gelecek vizyonunun hesaplarını yapıyoruz. Türkiye'nin artık 2023 hedeflerinden geriye dönüşü asla söz konusu değildir. İnşallah 2071 hedeflerini somutlaştırmak yine AK Parti'ye nasip olacak, böylece ülkemizi 22. yüzyıla hazırlamak konusunda bizden sonraki nesillerimize, torunlarımıza, bugünün çocuklarına, gençlerine sağlam bir miras bırakmış olacağız. Bu vizyonun, bu fikir ve hedef derinliğinin diğer partilere de örnek olmasını diliyorum. Ama onlar bırakın bunu planlamayı, bırakın konuşmayı, düşünmek, yani ecdadımız Fatih'in ifade ettiği gibi 'bizim fiilimizin ulaştığı yere onların hayalleri bile ulaşamaz.' Bizim farkımız bu. Biz nasıl projelerle, icraat ve hizmetlerle, somut politikalarla konuşuyorsak, onların da kendi vizyonlarını ortaya koymalarını bekliyoruz. Biz 2071 dedik, onlar kendi perspektiflerine uygun başka tarihler belirleyip proje ve programlarıyla milletimizin önüne çıkarlar. Bu yarış hayırlı bir yarıştır. Biz bu yarışın öncüsü olmaktan, içinde bulunmaktan sadece şeref, onur duyarız.''
Muhabir: Melda Çetiner
Yayıncı: Sefa Salantur
Hedeflere Ulaşmak İçin Aynı Kararlılıkla Yolumuza Devam Edeceğiz'
AK Parti Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye'nin 3 yılda 3 seçim yaşayacağına dikkati çekerek, ''Ama kesinlikle bizler bir seçim siyasetine, popülizme tevessül etmeyecek, belirlediği hedeflere ulaşmak için aynı kararlılıkla yolumuza devam edeceğiz'' dedi.