Hindistan Ve Malezya Arasındaki 'Keşmir' Gerilimi Ticarete Sıçradı

Malezya'nın, Cammu Keşmir'e yönelik aldığı kararlar ve bölge halkına uyguladığı kısıtlamalar sebebiyle Hindistan'ı eleştirmesiyle başlayan iki ülke arasındaki gerilim, ticarete yansıdı.

Mumbai merkezli meslek örgütü Hindistan Çözücüyle Özütleyiciler Derneği (SEAI-The Solvent Extractors’ Association of India), Kuala Lumpur yönetiminin Cammu Keşmir tutumu nedeniyle 875 üyesinden Malezya'dan palm yağı satın alımını durdurmalarını istedi.

Örgütün başkanı Atul Çaturverdi, konuya ilişkin açıklamasında, "Milletimizle dayanışmanın bir işareti olarak, şimdilik Malezya'dan alım yapmaktan kaçınmalıyız." ifadelerini kullandı.

Malezya Ekonomik İşler Bakanı Azmin Ali de "Bu sorunu derhal ve etkili bir şekilde çözebileceğimize eminiz." yorumunda bulundu.

- Malezya'dan alternatif pazar çıkışı

Malezya Birincil Endüstriler Bakanı Teresa Kok Suh Sim ise ülkesinin palm yağını ihraç etme konusunda endişeli olmadığının altını çizerek, "Hindistan hiçbir zaman resmi bir şekilde Malezya'dan palm yağı ithalatını boykot etmek veya yasaklamak istediğini söylemedi. Açıklama, Hindistan hükümetinden değil tüccarlar derneğinden geldi." şeklinde konuştu.

Teresa, Hindistanlı iş insanlarının bu adımının ardından ülkesinin alternatif pazarlar aramasının mümkün olduğunu anımsattı.

Etiyopya'nın muhtemel alıcılar arasında olduğunu kaydeden Teresa, ayrıca, Japonya ve Güney Kore'nin de Malezya'dan palm yağı ithal etmekle ilgilendiğini kaydetti.

Dünyanın en büyük bitkisel yağ ithalatçısı Hindistan, palm yağını Malezya ve Endonezya'dan satın alıyor.

Malezya, geçen yıl Hindistan'a 1,65 milyar dolarlık palm yağı ihraç etmişti.

- İki ülke arasındaki gerilim

Malezya Başbakanı Mahathir Muhammed, eylül sonunda BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, "Şimdi BM'nin Cammu Keşmir'e dair kararlarına rağmen bu bölge işgal edildi ve hala işgal altında." ifadesini kullanmıştı.

Hindistan Dışişleri Bakanlığı 4 Ekim'de Mahathir'in bu sözlerini kınamıştı.

Hindistan ile Malezya arasında yaşanan diplomatik gerilim sosyal medyaya da sıçramış, iki ülke vatandaşları karşılıklı olarak boykot çağrısında bulunmuştu.