İçişleri Bakanı Soylu Canlı Yayında Açıklaması (2)

'İlkbahardan itibaren terör örgütünün bugüne kadar bulundukları bütün alanların üzerine oturacağız. Bunun bedeli ne olursa olsun. Terör örgütüne Türkiye'de, Doğu ve Güneydoğu'da hiçbir alan bırakmayacağız' 'İlk kez bir terör örgütünü (PKK) bir devlet yönetiyor; Amerika Birleşik Devletleri' 'Son 3 yılda 600'ün üzerinde terör örgütü (PKK) mensubunu ailesiyle birlikte ikna ederek getirip adalete teslim ettik. Bu büyük bir başarıdır'

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, bedeli ne olursa olsun terör örgütü PKK'ya alan bırakmayacaklarını kaydetti.

Kanal 7'de gündeme ilişkin soruları yanıtlarken PKK'yla mücadeleye değinen Soylu, "Bir boksör rakibini ringin köşesine sıkıştırmış artık onun hamle yapmasına fırsat vermeden sürekli indiriyor. Biz de sürekli indiriyoruz. O köşeden çıkması mümkün değil artık. Oradan soyunma odasına geçecek soyunma odasını da alacağız. Buna 'Kandil' diyebilirsiniz." ifadelerini kullandı.

Terörü kaynağında yok etme, sürekli taarruz anlayışı, sürekli alan hakimiyeti anlayışına girildiğini dile getiren Soylu, "Bizim ilkbahar ve yaz operasyonlarımız vardı. 10 binlerce operasyon yapıldı. Şimdi de sonbahar ve kış operasyonları yapıyoruz, ardından tekrar ilkbahar yaz operasyonları yapılacak. " dedi.

Doğu ve Güneydoğu'da HDP dışında var olan tek siyasi partinin AK Parti olduğunu ifade eden Soylu, CHP'nin orada siyaset yapamamasını sorgulaması gerektiğini söyledi.

Soylu, oradaki siyasetin daha çoğulcu hale getirilmesi gerektiğini ifade ederek, "AK Parti üzerine düşeni yapıyor, yapmaya da devam ediyor. CHP mensupları üyeleri, yöneticileri 'biz niye Diyarbakır'da yokuz' diye niye sormaz, biz mi engelliyoruz? Demek ki orada siyaset yapabilme şansına AK Parti sahipse sizler de orada olmalısınız." diye konuştu.

Terörü besleyen başka unsurlar da olduğunu, siyasi bir kanat olduğunu ve kanadın orada siyaset yapma biçimini ve demokrasiyi öldürmeye çalıştığını söyleyen Soylu, şöyle devam etti:

"Bunu neyle yapıyor? Bunu terör örgütüyle sözde milisleriyle millete baskıyla yapıyor. Dağdan zamanında gönderdiği mektuplarla belediye imkanlarıyla yapıyor. Buna sivil bir sesin çıkıp itiraz etmemesi mi gerekir? Orada Diyarbakır anneleri HDP il binası önünde duruyor. Buna niye ses vermiyorsunuz, bunu niye görmüyorsunuz? Türkiye ilk kez böyle bir cesaretle karşı karşıya. Bir siyasi partinin önüne gidip 'benim çocuğumu dağa siz götürdünüz' diyor. O orada masum bir vatandaşın ortaya koyduğu reaksiyonu, koskoca bir kitle partisi, koskoca bir siyasi parti niye ortaya koyamaz? Doğu ve Güneydoğu ülkemizin bir parçası değil mi, orada PKK'ya niye itiraz etmiyorsun? HDP'ye, 'Benim siyaset alanımı daraltıyorsunuz' diye niye itiraz etmiyorsun. Bu demokratik korkudur. Bu demokrasinin öldürülmesi gerekir. Bunun mücadelesini vermek zorunda değil misin?"

HDP'li belediyelere yapılan görevlendirmelere de değinen Süleyman Soylu, 2014-2015'te yerlerine görevlendirme yapılan belediye başkanlarının toplamda 286 yıl hapis cezası aldığını anlatarak, şunları kaydetti:

"94 belediye başkanından sadece 2 kişi, biri vefat etti, ötekisi de firar. Diğerlerinin tamamında, yarısından daha çoğu mahkum oldu. Diğerlerinin de mahkemeleri devam ediyor. Kesinleşenler 286 yıl toplam ceza aldılar. Şu anda da aday yaptıkları belediye başkanlarından cezası kesinleşmiş ve şu anda içeride olanlar var. Terör örgütü bunların ellerindeki imkanları kullanmaya çalışıyor. Kanun bir imkan vermiş demiş ki 'eğer böyle bir şey görürseniz buna tedbir alabilirsiniz' diye."

- "İlk kez bir terör örgütünü bir devlet yönetiyor"

Soylu, dağdan inen PKK'lıların aileleriyle buluşmalarını gösteren bir videonun izletilmesi üzerine, buna benzer çok görüntünün olduğunu ifade etti.

Terör örgütünün anneyi, babayı kardeşleri birbirlerinden ayırdığını, 13-14 yaşındaki çocuğu alıp dağa götürdüğünü ve bu çocuklara dağda tecavüz edildiğini aktaran Soylu, "Duran Kalkan'ın fotoğraflarını hepimiz biliyoruz. Örgüt içindeki lakabı 'sapık'. Bu terör örgütü bir taraftan bizim tüm kültürümüzü, medeniyetimizi, geleneğimizi, ahlakımızı, ilişkilerimizi yok etmek üzere kurgulanmıştır. Teslim olanların ifadelerinden orada neler yaşandığını anlatsam milletimizin midesi bulanır ve kendine gelemez, herkesin kimyası altüst olur. Sadece dinsiz bir terör örgütünden bahsediyor değilim. Tüm ahlaksızlıkların üst üste bina edildiği bir terör örgütünden bahsediyorum." diye konuştu.

Terör örgütlerinin devletler ve uluslararası istihbarat örgütleri tarafından kullanıldığını dile getiren Soylu, "Ama ilk kez bir terör örgütünü bir devlet yönetiyor, Amerika Birleşik Devletleri. ilk kez bir terör örgütü, bir devlete kendisini yönettiriyor ve stratejini kuruyor, dilini kuruyor ve ilişkilerini kuruyor." dedi.

Türkiye'nin 2016 yılının ortalarından sonra bir "ikna metodu" uyguladığını anlatan Soylu, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Bu konuda bir üniversite gibi çalıştık. Şu anda 5 bin 300 aileyle görüşüyoruz. Jandarma ve polisimiz, sadece Türkiye içinde değil, Türkiye'nin dışında da olan 5 bin 300 aileyle görüşüyor. Son 3 yılda 600'ün üzerinde terör örgütü mensubunu ailesiyle birlikte ikna ederek getirip adalete teslim ettik. Bu büyük bir başarıdır. Şu anda terör örgütününe katılım sayısı 111 oldu. 5 bin 500'ün üzerinde terör örgütüne katılımın olduğu yıllardan geliyoruz. Sadece Türkiye içinde 15 bin kişinin üzerinde insanın terör örgütü içinde var olduğu yıllardan geliyoruz. Bir taraftan katılım sayısı 111, bir taraftan da bizim sadece bu yıl iknayla getirdiğimiz kişi sayısı 235. Bu şu demektir; biz terör örgütünden çok daha fazla terör örgütünün içerisinde etkiniz. Yani bu etkinliği koyabilmek ve ikna etme kabiliyetine sahip olmuşuz. "

Soylu, 2016'da tespit edebildikleri terör örgütü PKK'nın 14 bin 500 telsiz konuşmasının olduğunu dile getirerek, söz konusu sayının bu yıl bin 100'e düştüğüne işaret etti.

Son 2 yılda terör örgütüne ait 580'e yakın telsizin ele geçirildiğini anlatan Soylu, onların konuşma kabiliyetini engellemenin yanı sıra ellerindeki araçların da alındığını dile getirdi.

Terörle mücadelede şimdiki hamlelerinin kışın sahadan çıkmamak olduğunu vurgulayan Soylu, "Kışın sahadayız, kaç metre kar olursa olsun sahadayız. Sayın Cumhurbaşkanımızın dediği gibi 'inlerine girip onları bulacağız.' Ama ilkbahardan itibaren Türkiye'nin bilmesini isterim ki onların bugüne kadar bulundukları bütün alanların üzerine oturacağız. Bunun bedeli ne olursa olsun. Terör örgütüne Türkiye'de, Doğu ve Güneydoğu'da hiçbir alan bırakmayacağız." değerlendirmesini yaptı.

Bakan Soylu, AK Parti döneminde Türkiye'de konuşulmayanların konuşulduğunu, yapılamayanların yapıldığını anlatarak, "Bundan 10 yıl önce insanlar 'Ben Kürdüm ama...' derdi. Kürtçe konuşana ters ters bakarlardı. Şimdi öyle değil. Bunların hepsi bir devrim. Bugün herkes rahatça 'ben de Kürdüm' diyor. Bununla ilgili herhangi bir endişe ve korku içinde değiller. Bunu yıkmak da başlı başına bir devrimdir." ifadelerini kullandı.

İzmir'de bir Alevi vatandaşın evinin duvarına yazı yazılmasına ilişkin soruya ise Soylu, şu yanıtı verdi:

"Türkiye'nin kritik karar alma zamanlarında bu işi harekete geçirmeye çalışırlar. Bunlar eski alışkanlıklardır. Benim içişleri bakanlığım döneminde bu işler bir elin parmakları kadar oldu ve bu işleri yapanların İzmir hariç hepsi bulundu. Kimler olduğu da belli. Bir kısmı kendi aralarındaki tartışmadan kaynaklı, bir kısmı provokasyon, bir kısmı hakikaten çocuklar. Bursa'dakini 9-10 yaşındaki çocuklar yapmıştı. Aleviler bu konuda çok sağduyulu davrandılar."

(Bitti)
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile