İki Maden İşçisi 170 Gündür Yerin Altında

Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Karadon Müessesesi'ndeki patlamanın ardından ocaktan çıkarılamayan iki maden işçisinin cesetlerine 170 gündür ulaşılamıyor

Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Karadon Müessesesi'ndeki patlamanın ardından ocaktan çıkarılamayan iki maden işçisinin cesetlerine 170 gündür ulaşılamıyor. Maden Mühendisleri TTK'nın kuyu onarım işini Çinli firmaya vermesine tepki gösterdi.
TTK Karadon Müessesesi'nde grizu patlamasından sonra 720 metrelik kuyu içerisine düştükleri tahmin edilen Engin Düzcük ve Dursun Kartal isimli maden işçilerinin cesetlerine 170 gündür ulaşılamıyor. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği Zonguldak İl Koordinasyon Kurulu Bileşenleri, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu Zonguldak Şubeler Platformu ve Zonguldak Maden Mühendisleri Derneği ortak basın açıklaması yaparak, TTK'nın kuyu onarım işini kendisinin değil de Çinli firmaya vermesine tepki
gösterdi. Yapılan açıklamada, Türkiye Taşkömürü Kurumu'nun; üretim kültürü, bilgi birikimi ve deneyimiyle yeraltındaki iki işçiye ulaşma imkanı ve yeteneğine sahip olduğu kaydedildi. Açıklamada, 17 Mayıs 2010 tarihinde Zonguldak-Karadon'da yaşanan maden kazasında ikisi maden mühendisi olmak üzere toplam 30 maden emekçisinin yaşamını yitirdiği hatırlatıldı. Hayatını kaybeden 2 işçiye hala ulaşılamadığı belirtilen açıklamada şöyle denildi: "Kayıp madencilerimizin olabileceği tek yer Karadon Yeni Servis
Kuyusu'nun dibidir. 300 kilometreye yakın yer altı açıklığında üretim faaliyetleri gerçekleştiren TTK söz konusu kuyudaki suyun çekilmesini ve kuyu içindeki tahrip olan çelik yapıların temizlenerek kayıp madencilere ulaşılmasını nedense ileri teknoloji marifeti olarak görmüş ve yurt dışı ihalelere bırakmıştır. Diğer yandan, yarım yüzyıldan fazla zamandır kuyular işleten, kazısını yapan hatta kazı-proje-imalat-montaj hizmetleriyle derin yer altı ihraç kuyusu süren TTK, tüm bunları göz ardı ederek patlama
nedeniyle hasar gören kuyu onarımını da kuyu dibi temizliği ile birlikte düşünerek böyle bir yola başvurmuştur. Öncelikle söylemek gerekir ki kazanın meydana gelişi; TTK'nın madencilik faaliyetleri anlayışındaki zafiyetlerini ortaya çıkarmıştır."
Benzer kazaların tekrar yaşanmaması için dersler çıkarılması gerektiği belirtilen açıklamada şu görüşlere yer verildi: "yönetim eksiklikleri giderilmelidir. Kazanın üzerinden 170 gün geçmesine karşın henüz somut hiçbir gelişme sağlanamamıştır. Oysa Şili'deki bakır madeninde 5 Ağustos 2010 tarihinde meydana gelen göçük sonucu yüzeyden 680 metre derinde mahsur kalan 33 madenci, olaydan 70 gün sonra kurtarılmıştır. Oluş biçimiyle ve sonuçlarıyla iki iş kazası birbirinden çok farklı olup buna göre
değerlendirilmesi gerekir. Ancak, kaza sonrası kurtarma olayında ve insana verilen değer açısından bakıldığında farklılık bariz bir şekilde ortadadır. Birisinde devletin en üst makamı başta olmak üzere olay tüm kamuoyunca takip edilmiş, bütün bilimsel ve teknik olanaklar kullanılmıştır. Buna karşılık ülkemizdeki kazada kuyuda kalan iki işçinin naaşları unutulmuş, sanki sıradan bir iş yapılıyormuş gibi bürokratik ve ticari önceliklerle işlemler takip edilmeye çalışılmaktadır."
Olayın bugüne kadar sonuçlandırılamamasının Türkiye için ciddi bir itibar kaybı olduğu belirtilen açıklamada şu ifadeler kullanıldı: "Bu gelişmeler kamu vicdanını rahatsız etmekte, başta maden mühendisleri olmak üzere tüm mühendis arkadaşlarımızı ve kurum çalışanlarını üzmekte ve ölen işçilerin yakınlarının acılarını artırmaktadır."
DENEYİMLİ MÜHENDİSLERİMİZ VAR
Türkiye Taşkömürü Kurumu'nun; üretim kültürü, bilgi birikimi ve deneyimiyle yeraltındaki iki işçiye ulaşma imkanı ve yeteneğine sahip olduğu anlatılan açıklamada şu görüşler yer aldı: "Aynı zamanda asli görevi olan bu konunun, deneyimi ve referansı tartışmalı olan Çinli bir firmaya ihale edilmesi havzada çalışan mühendis, teknik eleman ve çalışanlara yapılan büyük bir haksızlıktır ve büyük bir ayıptır. Kurumun bu yaklaşımı kendine ve 160 yıllık Zonguldak madencilik birikimine güvensizlik midir? Yoksa üst
yönetim madencilik yapmaktan vaz mı geçmiştir? Yer altı madenciliği ile olan herkes bilir ki 2 madencimizin bulunduğu kuyu dibine -540'dan veya bir üst kottan müdahale edilebilir. Kurum, iki işçiye ulaşma çalışmalarını kendisi yürütmeli ve acilen sonuçlandırmalıdır. Türkiye'nin en donanımlı tahlisiye ve kurtarma ekiplerinden birisine sahip olan kurum, 1992 Kozlu kazasında ve 1999 İzmit ve Düzce depremlerinde gerçekleştirdikleri kurtarma çalışmalarıyla neler yapabildiklerini herkese göstermiştir.
Madencilerin cesaretini, azim ve kararlılığını bilmeyenlere yakın tarihimizi dikkatle okumalarını tavsiye ediyoruz. Kurumun her türlü asli işini taşerona vererek üretim refleksinin kaybolmasına neden olan ve en sonunda cenazelerini çıkarma işini dahi ihale eden yetkililerin başını ellerinin arasına alıp nerede hata yaptıklarını düşünmeleri gerekir. O kadar birikimin dağıtılarak bu günkü aciz duruma gelinmesinden sorumlu olan başta siyasi otorite olmak üzere tüm yöneticiler vicdani ve hukuki gereklilikleri
yerine getirmelidir. Bu konuda odamızın asli görevi olmamasına karşın kamusal sorumluluğumuz gereği, hiç bir karşılık beklemeksizin iki işçinin çıkarılması çalışmalarında, Maden Mühendisleri Odası olarak görev ve sorumluluk üstlenebileceğimizi belirtiyoruz. Gelinen bu durumdan çok rahatsız olan ve çalışmaya katkı koymaya hazır deneyimli maden mühendisi ve diğer mühendis meslektaşlarımızın olduğunu da kamuoyuyla paylaşıyoruz."
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile