İngiliz Yazar Graham Greene'den İstanbul Treni, Raflarda

İngiliz Yazar Graham Greene'den İstanbul Treni, Raflarda

İngiliz yazar Graham Greene’in siyaset, suç, aşk ve çıkar ağlarıyla örülmüş olan romanı İstanbul Treni, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları etiketiyle raflardaki yerini aldı.

İstanbul Treni, 20. yüzyılın en çok okunan İngiliz yazarlarından Graham Greene’in romancı kimliğini bulmaya başladığı yapıtıdır. Greene’in ilk kez yetmiş iki yıl önce yayınlanan romanı, o zamandan bu zamana tazeliğini koruyan bir kitap olarak karşımıza çıkıyor. Kitap aynı zamanda akıcı olay örgüsüyle bir gerilim romanı tadında olup, Greene’in aslında daha derin ahlaki temeliyle dikkat çeken romanlarından ilkidir. Sadakat, insanın kendisine ve başkalarına karşı görevleri, ülkesine bağlılığı, Greene’in ırkçılık ve komünizm üzerine kafa yorduğu romanının başlıca temaları arasındadır. Roman, Ostende’den İstanbul’a uzanan bir tren yolculuğuna çıkan bir grup insanın başından geçenleri anlatır. Bu yolcuların her biri 30’lu yılların dünyasında kabul görmüş toplumsal değerlere aykırı düşmektedir: Antisemit Avrupa’da seyahat eden bir Yahudi, komünist bir devrimci, o güne dek yakayı ele vermemesiyle övünen bir hırsız ve katil, cinsel yöneliminin onaylanması o dönemde mümkün olmayan alkolik bir kadın gazeteci ve kadınların değerini güzelliğin belirlediği bir çağda güzellikten pek nasibini almamış bir revü kızı. Trene farklı amaçlarla binen bu insanların yazgıları yolculuk boyunca iç içe geçecektir.

Yazar hakkında:

Graham Greene (1904-1991) Hertfordshire, Berkhamsted’de dünyaya gelen İngiliz yazar ve gazetecidir. Romanlarında modern dünyadaki siyasal olaylar çerçevesinde ahlaki belirsizlikler üzerinde durdu. Oxford, Balliol College’da öğrenim gördükten sonra 1926 yılında Anglikan Kilisesi’nden ayrılarak Katolikliği benimsedi. Yayımlanan ilk yapıtı Babbling April (Mırıldanan Nisan 1925) adlı şiir kitabıydı. 1927 yılında The Times gazetesinde çalışmaya başladı.

Daha sonra The Spectator dergisinde sinema eleştirmenliği yaptı ve edebiyat sayfasını yönetti. En başarılı yapıtlarından biri olarak kabul edilen ve 1948’de sinemaya uyarlanan Brighton Rock (Brighton Ayası1938), önceki gerilim romanlarıyla benzerlikler taşımakla birlikte, romanın başkişilerinin ahlaki davranışları daha derin bir bakışla ele alınmıştı. 1938’de dinsel baskı ve zulmün yaşandığı Meksika’yı ziyaret etti. Bu yolculuğun ardından en iyi romanı sayılan The Power and Glory’yi (1940; Güç ve Şan) yazdı. Birçok romanının yanı sıra hikâyelerini derlediği birkaç kitap, dört gezi kitabı, altı oyun, üç otobiyografi, iki biyografi ve dört çocuk kitabı bulunmaktadır.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile