İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Nedret Apaydın, yaklaşık 9 milyon vatandaşın iç turizm adı altında gezdiğini belirterek, 14 milyon insanın da yurt dışına gittiğini söyledi.
İstanbul Rehberler Odası (İRO), Türkiye Seyahat Acentaları Birliğinin (TÜRSAB) desteğiyle vatandaşların yurt içindeki gezilere ilgisinin artması, tüketicilerin beklentileri ve taleplerine ilişkin 'Ingoing: Bugünkü Durumu, Beklentiler, Alternatif Yaklaşımlar' konulu panel düzenledi.
Apaydın, burada yaptığı konuşmada, Avrupa'nın kendi içerisinde turizmde bir daralmanın olduğunu ifade ederek, sıkıntının dünyanın her tarafında olduğunu ancak Türkiye'nin daha fazla etkilendiğini kaydetti.
Bugünkü konunun iç turizm olduğunu kaydeden Apaydın, 'Yaklaşık 9 milyon vatandaşımız iç turizm adı altında gezmiş. 14 milyon insanımız yurt dışına gitmiş. İstanbul'da en büyük sıkıntımız şu. İster yabancı, ister yerli misafirler olsun, iki ilçeye sıkışmış durumdayız. Fatih, Beyoğlu.' görüşlerine yer verdi.
İstanbul'da turizm adına denetimlerin ilk defa bu sene tek elden ve tek koordinasyonla yürütüldüğünü anlatan Apaydın, 'Bu çok iyi bir şey. TÜRSAB ve İRO'ya teşekkür ederiz. Bunun haricinde 14 ayrı kamu kurumu da destek oluyor. Hep beraber alanda çalışıyoruz. Yetiyor mu? Yetmiyor. İstanbul çok büyük. Sadece 6 ayda 3,5 milyon eski parayla ceza kesmişiz. Denetim konusunda da ciddi gayretlerimiz var.' şeklinde konuştu..
TÜRSAB Genel Sekreteri Çetin Gürcün, sektörün bu kadar dar boğazda olduğu bir dönemde toplantıya gösterilen ilginin az olmasına değinerek, sektörde ciddi bir moral ve motivasyon bozukluğunun olduğunu söyledi.
Türkiye'nin jeopolitik konumundan kaynaklanan ve dünyadaki yaşanan olayların ülkenin üzerine getirdiği etkilerle bu noktalara gelindiğini anlatan Gürcün, 'Geldiğimiz noktada hakikaten Türk turizmi son yıllardaki o ivmesini kaybetmesi bir tarafa belki de dünya turizm tarihinde bir ülkenin bu kadar yüksek bir trendde büyürken, birden bire bu kadar çöküşü yaşamasını ilk defa görüyoruz.' dedi.
Buna rağmen sektörün hala direndiğini, çaba sarf ettiğini dile getiren Gürcün, Berlin'de katıldığı bir turizm zirvesine ilişkin şu bilgileri aktardı:
'Esasen kendi içlerinde yaptıkları bir toplantıydı ama bizim birinci pazarımız olması hasebiyle orada olmamız gerekiyordu. Samimiyetle söylüyorum. Oradaki partnerlerimiz, turizm profesyonelleri de en az bizim kadar sıkıntı içerisinde. Çünkü yıllardır en fazla para kazandırdıkları, iş yaptıkları destinasyonu satamıyorlar. Satamamalarının sebebi hiçbir şekilde sektörün kendisinden kaynaklanmıyor. Oradaki birebir tüketicinin algısından kaynaklanıyor.'
Türkiye'de yaşanan terör olayları ve saldırılara da değinen Gürcün, bölgede bir savaşın olduğunu ve Türkiye'nin de bunun içerisinde olduğunu aktardı.
Sıkıntılı bir süreç yaşandığını, Türkiye'nin çevresinde yaşanan olayların devam etmeyeceğini ve bir gün son bulacağını dile getiren Gürcün, içerideki terör olaylarında mevcut hükümetin 30 yıldır yaşanan terörle mücadele konusunda en yoğun ve en atak dönemini yaşadığını söyledi.
Bu süreçlerin aşılacağını, turizmin eski günlerine döneceğini aktaran Gürcün, şöyle konuştu:
'1990'lı yılların başında 'İç turizm olmazsa turizm olmaz' diye hep söylüyorduk. 'Masanın bir ayağı eksiktir' diyorduk. Bir gün gelir o masa çöker. Çünkü iç turizm potansiyeli itibarıyla hele hele 80 milyonluk Türkiye gibi bir ülkede... Son yıllarda ekonomisindeki gelişmeyle kişi başına milli gelirin artmasına bağlı olarak ciddi bir iç turizm potansiyeli oluşmaya başladı. Bunu gördüğümüz için iç turizmde de vatandaşın bir tarafta tatil alışkanlığının, diğer bir taraftan da tatili satın alma alışkanlığının olmaması nedeniyle o büyümeyi bir türlü sağlayamıyorduk.'
Gürcün, bu kapsamda 2005'ten itibaren erken rezervasyon kampanyalarıyla Türk tüketicinin yabancılarla aynı fiyatlara zaman zaman da daha uyguna tatil yapma imkanı yaratacak bir sistemi getirdiklerini ifade ederek, erken rezervasyonun yıllar içerisinde oturduğunu söyledi.
Türkiye'nin, kültür turizmi konusunda sonsuz imkanlarının olduğunu ancak bunda iç turizmdeki hareketliği istedikleri noktaya getiremediklerini belirten Gürcün, son dönemde bunu erken rezervasyon sistemine dahil ederek kültür turizminde de bir ivme yakaladıklarını ifade etti.
Kültür turizmindeki en önemli paydaşlarımızdan bir tanesinin rehberler olduğunu, bu turizmde müze ve ören yerlerinin gezildiğini, gidilen bölgede enformasyon verilmesi gerekiğine işaret eden Gürcün, 'Kültür turizmindeki potansiyeli büyütebilmemizde çok önemli bir engel var. Rehber sıkıntısı. Özellikle İstanbul, Ankara, İzmir gibi büyükşehirlerdeki rehber arkadaşlarımız bu söylemimize çok kızıyorlar ama bir realite var. Tokat'tan, Çanakkale'ye bir tur yapacağınız zaman Tokat'ta rehber bulamıyorsunuz. Ya Ankara'dan ya İstanbul'dan rehberi getireceksiniz ki; rehberlerimiz de haklı olarak işlerin iyi olduğu dönemde kendi lisanı ve pazarıyla ilgili işlerde çalışıyorlar. Bundan dolayı kültür turizminde iç pazarda gerçekten bir sıkıntı yaşıyoruz.' değerlendirmesinde bulundu.
Uzun vadede iç turizmde, kültür turizminde hizmet verecek bir rehber yapısının oluşturulması gerektiğini dile getiren Gürcün, Türkiye'nin dinamikleri güçlü bir ülke olduğunu bildirdi.
Gürcün, 'Almanya'daki toplantıda söyledim bunu kendilerine. Çok büyük bir algı problemi var. Tüketici Türkiye'ye gelmek istemiyor ama bir gerçek var önümüzde. Geçtiğimiz yılın ilk 8 ayında Türkiye'ye gelen Alman sayısı 3 milyon 700 bin. Bu yıl 2 milyon 700 bin. Bir milyon kaybetmişiz ama hala 2 milyon 700 bin gelmiş.' diye konuştu.
Türkiye'nin bütün olumsuzluklara rağmen bir albenisinin olduğunu, bir destinasyon olarak kabul edilmişliğinin bulunduğunu belirten Gürcün, sektördeki bütün oyuncular olarak mücadeleye devam etmeleri gerektiğini vurguladı.
'Ingoing Açıklaması Bugünkü Durumu, Beklentiler, Alternatif Yaklaşımlar' Paneli
İstanbul İl Kültür ve Turizm Müdürü Apaydın: 'Yaklaşık 9 milyon vatandaşımız iç turizm adı altında gezmiş. 14 milyon insanımız yurt dışına gitmiş'' İstanbul'da en büyük sıkıntımız şu. İster yabancı, ister yerli misafirler olsun. İki ilçeye sıkışmış durumdayız. Fatih ve Beyoğlu' TÜRSAB Genel Sekreteri Gürcün: 'Türk turizminin son yıllardaki o ivmesini kaybetmesi bir tarafa belki de dünya turizm tarihinde bir ülkenin bu kadar yüksek bir trendde büyürken, birden bire bu kadar çöküşü yaşamasını ilk defa görüyoruz'