Kinay, Orman ve Su İşleri Bakanlığı Su İşleri Genel Müdürlüğü 'ne yaptığı ziyarette süreç hakkında görüş teatisinde bulundu. Kinay, yapılan görüşmede, Kütahya 'daki kurum ve kuruluşların Özel Hüküm Belirleme çalışmalarına sundukları katkılar ve yapılan itirazların Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından derlenmekte olduğu ve henüz kendilerine intikal ettirilmediğini ifade etti.Kinay, görüşmede şu konuların ele alındığını belirtti: 'Özel Hüküm Belirleme çalışmalarının asla Kütahya 'nın geleceğine ipotek koymak amacını gütmediği, bilakis yürürlükteki Su Kirliliği Kontrol şartlarının çok ağır yaptırımlar içermesi nedeniyle Özel Hüküm Belirleme çalışmalarının Kütahya İl Özel İdaresi tarafından 2009 yılında ihale edilerek yaptırılmıştır. Yapılan itirazların Bakanlık tarafından büyük bir titizlikle incelenerek, rapora nihai şekli verilmeden önce Kütahya 'da itiraz sahiplerinin de katılacağı son bir toplantı daha yapılacaktır.Daha sonra Bakanlığın Özel Hüküm Belirleme çalışmalarını onaylayarak ve yerel basında ilan ederek uygulamaya geçilecek.
' 'BİZ SULARIN KİRLENMEMESİ İÇİN ÇABA HARCAYACAĞIZ, BU DEMEK DEĞİLDİR Kİ SANAYİ TESİSLERİMİZ KAPANACAK ' '
Su kirliliğini önlemek üzere çıkarılan yönetmelik çerçevesinde sadece Kütahya'da değil, Eskişehir, Afyonkarahisar veya Türkiye'nin herhangi bir yerinde içme ve kullanma sularını etkileyen tüm deşarj unsurlarının kontrol altına alınacağı bir dönemi yaşıyoruz ' diyen Hasan Fehmi Kinay, ' En başta Özel Hüküm belirleme çalışmalarını başlatan Özel İdare yetkililerine, Valilerimize ve İl Genel Meclis üyelerimize teşekkür ederim. Geleceğimizi ipotek altından kurtaran büyük bir işe giriştiler. 2009 yılında Özel Hüküm Belirleme çalışmalarını bizzat Kütahya olarak biz başlattık. Kamuoyunda yanlış anlaşılmalara neden olabilecek yorumların önüne geçmek en başta bizim görevimizdir. Hem süreci en ince ayrıntısına kadar takip edecek, hem de varsa yanlışlar bunları düzelteceğiz. Su kirliliğini önlemek üzere çıkarılan yönetmelik çerçevesinde sadece Kütahya 'da değil, Eskişehir, Afyonkarahisar veya Türkiye 'nin herhangi bir yerinde içme ve kullanma sularını etkileyen tüm deşarj unsurlarının kontrol altına alınacağı bir dönemi yaşıyoruz. Bunun gereklerini yerine getirmek yasal olarak hepimizin sorumluluğudur. Bırakalım yasal zorunluluğu, insani bir görevdir. Daha önce Termik Santraller başta olmak üzere şehrimizin havasını kirleten sanayi kuruluşları vardı. Bunun için AK Parti döneminde 17 milyon Avro tutarında Termik Santral bacalarına filtre takılarak hava kirliliğinin önüne geçtik. Yine Azot fabrikası bacalarına filtre takıldı. Keza diğer sanayi kuruluşlarından; bacalarından çıkan zararlı kükürt partiküllerinin ve soluduğumuz havayı olumsuz etkileyen gazlar için önlem almaları istendi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı denetimleri yaptıkça sanayi kuruluşlarından tepki alıyoruz ama aksi halde 250 bin nüfus, sağlıksız havayı teneffüs edecek. Neden doğalgaza geçtik? Temiz bir çevrede yaşayabilmek için. Bunun elbette bir yatırım bedeli var. Çevreye yatırım yaptığımız sürece geleceğe yatırım yapmış oluyoruz. Su kirliliği de hava kirliliği gibi. Hatta ondan daha tehlikeli. Zira hava kirliliğini rüzgar temizler ama yer altı suları kirlendiğinde onları temizleyecek bir faktör yok. Su hayattır. Hayatımızı kirletmeden sanayileşmeyi başarmak zorundayız. Üstelik bu kirliliğe neden olan en başta Kütahya Atık su Arıtmasının verimli çalışmaması ise ve bunun için gerekli olan yatırıma devlet teşvik veriyor ise niye zaman kaybedelim? Bu Porsuk Havzası Özel Hüküm Belirleme çalışması da nereden çıktı? Bize ne Eskişehir 'in içme ve kullanma suyundan diyemeyiz. Biz suların kirlenmemesi için çaba harcayacağız. Bu demek değildir ki sanayi tesislerimiz kapanacak. Deşarj ettikleri atık suları belirlenen sınırda arındırdıktan sonra deşarj etmelerine herhangi bir kısıtlama yok. Organize Sanayi 'de veya münferit olarak bir başka yerde kurulan fabrikalarda önlem aldıktan sonra hiçbir kısıtlama yok. Tarım, Konut ve benzeri faaliyetlerimiz için her hangi bir kısıtlama olmayacak. Son olarak, Su Yönetimi Genel Müdürü Prof. Dr. Cumali Kınacı ve ilgili daire başkanları ile yaptığım görüşmede, Kütahya Porsuk Havzasının Özel Hüküm belirleme çalışmaları kapsamında ciddi bir sorunla karşılaşmayacaklarını, diğer havzalarda daha büyük sorunlar yaşadıklarını, Kütahya 'nın porsuk barajını kirleten birkaç noktanın devletin de katkısıyla düzeltilebileceğinin altını çizdiler. Yani abartılacak bir sorunumuz yok çok şükür. Ayrıca, Porsuk Barajı için sportif, eğlence ve diğer günübirlik mesire amaçlı çok büyük projelerimiz hayat bulacak. Türkiye 'nin su sporları merkezlerinden biri haline getireceğiz. Porsuk Barajı hem içme ve kullanma suyu rezervuarı olacak, hem de bölgenin turizm aktivasyonlarına mekan olacak. Kirletmeden kullanmayı öğreneceğiz. Eskişehir kamuoyu da merak etmesin. Biz komşuluk hukukunu asla zedelemeyeceğiz. Onların da en kısa sürede Sakarya nehri nedeniyle Özel Hüküm Belirleme çalışmalarına başlamalarını tavsiye ederiz ' diye konuştu.
İpotek koymak gibi bir durum asla söz konusu olamaz
AK Parti Kütahya Milletvekili Hasan Fehmi Kinay, 'Porsuk havzası özel hüküm belirleme' çalışmalarının, 'Kütahya'nın geleceğine ipotek koymak' gibi bir durumun asla söz konusu olmadığını kaydetti.