Kamu-sen Temsilcisi Bayraktar'dan Kpss Değerlendirmesi

Türkiye Kamu-Sen Erzurum İl Temsilcisi ve Türk Eğitim-Sen Erzurum 1 nolu Şube Başkanı Müfit Bayraktar, ülke gündemini meşgul eden KPSS sınavının geniş çaplı olarak değerlendirilmesi gerektiğini söyledi.
Kamu-Sen İl binasında basın açıklaması yapan Bayraktar, KPSS sınavının bugünün meselesi ve sadece KPSS ile sınırlı olmadığını ifade ederek, "Son zamanlarda ülke gündemini meşgul eden KPSS sınavı bugünün meselesi ve sadece KPSS ile sınırlı değildir. Geçtiğimiz yıllarda Polis Okulu sınavı sorularının da sızdırıldığı ortaya çıkmıştı. Son dönemlerde yapılan KPSS, ÜDS, TUS, Polislik Sınavları ve Görevde Yükselme Sınavlarında şaibeler olduğu söylenmekte fakat kimse cesaret edip üzerine gidemiyordu. Sendikamıza gelen e-postalarda bir takım TC kimlik numaraları verilmiş, 500 kişinin eğitim bilimlerinde 120 net yaptığı iddia edilmiştir. 120 net eğitim bilimi sorusunu cevaplandıran kişilerin bir kısmının evli, nişanlı veya akraba olduğu şeklindeki iddiaların da doğrulanması, sınavda kopya çekildiği kanaatini güçlendirmiştir. Kimden ve hangi sebeple gelirse gelsin büyük bir hırsızlık yapılmışken, herhangi bir emek göstermeksizin sorular çalınarak atama yapılması, çalışan dershaneye giden gece gündüz KPSS ye hazırlanan tüm ülkemizi ilgilendiren bir ekmek kavgası verenlere hakarettir ve kul hakkıdır. Yaşanan kopya ve soru hırsızlığı farklı yönlere çekilmek istenmiş hukuki süreci devam etmekte olan bazı büyük davalar ile ilişkilendirilmeye çalışılmışsa da mızrak çuvala sığmamıştır. Soruların çalınması ve dağıtılmasıyla ilgili gözaltına alınanların ifadelerinde soruların birtakım guruplar tarafından el altından dağıtıldığı görülmüş ve ulusal basında da geniş şekilde yer almıştır" diye konuştu.
HIRSIZLIĞIN SİYASETİ, İDEOLOJİSİ OLMAZ
Bayraktar, daha sonra şunları söyledi; "KPSS'de hırsızlığın siyaseti, ideolojisi olmaz. Bu bir "kul hakkı" gaspıdır. Kul hakkı yemenin dinimizde yeri yoktur. Kopya çekenlerde soruları sızdıran ve yandaşlarına dağıtanlarda açıkça kul hakkı yemektedirler. Buradan sesleniyorum kul hakkı yemenin affı yoktur. Bu olayın üzerine gitmemizdeki tek sebep, çocuklarımızın ve tüm milletimizin 72 milyonun hakkının, hukukunun göz göre göre çalınmasının önüne geçmektir. Olaya tek boyutlu bakılmamalı hakkaniyet ölçüsünde bakılmalıdır. Yapanlar en ağır şekilde cezalandırılmalıdır ucu nereye varacaksa varsın sonuna kadar gidilmeli failler ortaya çıkarılmalıdır. Sınavların bakanlıklara verilmesine tamamen karşıyız. Siyasallaşmış kurumlarda sınavlar şaibe yaratmaktadır. Buna dikkat edilmeli, Türk Eğitim Sen nerede olursa olsun haksızlık yapıldığında onuna kadar takipçisi olacağımız unutulmamalıdır. Hak eden hak ettiği yere gelene kadar mücadeleye devam edeceğiz. Herkes ayağını denk almalı bu tür konularda kim olursa olsun kamuoyuyla her şeyi paylaşacağımızı herkes iyice anlamalıdır."
FEN LİSESİ SAYISININ SADECE BİRLE SINIR KALMASI DOĞRU DEĞİLDİR
Bayraktar Erzurum'da Fen lisesi sayısının bir olmasının yeterli olmadığını belirterek, "Erzurum bölgede merkez olma özelliği taşıyan bir ildir, nüfusu ve statüsü bakımından da bölge illerinden farklılıkları söz konusudur. Erzurum Büyükşehir statüsüne sahip bir kent. Böyle bir şehirde Fen Lisesi sayısının sadece birle sınır kalması doğru değildir. Erzurum'a ikinci Fen Lisesi şarttır bu konuda bir an önce de harekete geçilmelidir. Erzurum'da Fen Lisesi sayısının 2'ye çıkarılması noktasında geç bile kalınmıştır. Palandöken Kaymakamı Şenol Esmer'in; Erzurum Lisesi'nin Fen Lisesi'ne dönüştürülmesi yönündeki önerisi dikkate alınmalıdır uygun bir tekliftir. Erzurum Lisesi, tarihi geçmişi itibariyle şehrin eğitim çınarı olduğu unutulmamalıdır. Erzurum Lisesi'ni Fen Lisesi statüsüne kavuşturarak, değerine değer katabiliriz" dedi.
KAMU ÇALIŞANLARININ MAAŞLARINDA DAHA FAZLA İYİŞLEŞTİRME YAPILMALI
Türkiye Kamu-Sen olarak kamu çalışanlarının maaşlarında daha fazla iyileştirme yapmak için Uzlaştırma Kurulu kararlarını görüşmek üzere Sayın Devlet Bakanı Hayati Yazıcı'yı toplantıya davet ettiklerini söyleyen Bayraktar, "Toplu görüşmeler 2 milyon 400 bin kamu görevlisi, 1 milyon 800 bin memur emeklisi, dul ve yetimi ile bunların ailelerinin umut bağladığı bir süreçtir. Zor şartlar altında yaşam mücadelesi veren bu kesimler, toplu görüşmelerde alınacak olumlu kararları dört gözle beklemektedirler. Türkiye Kamu-Sen de kendisine umut bağlamış bu kesimlerin yaralarına merhem olabilmek için bütün iyi niyet ve samimiyetini ortaya koymaktadır. Ancak bazı konfederasyonların ard niyetli tutumları toplu görüşme sürecinde arzu edilen sonuca ulaşmamızı engellemeye yönelik olmuştur. Bu kimseler, siyasi irade ile dirsek temasına geçerek referandum öncesinde Hükümeti zor durumda bırakmamak adına, düşük maaş artışı teklifiyle pazarlık çıtasını aşağıya çekmiş, ardından kamu görevlilerinin bütünü ve emeklilerimiz için yüzde 4 + yüzde 4 maaş artışından başka bir şey getirmeyen öneriye de boyun eğerek, siyasi emellerinin kamu görevlilerinin haklarından daha önde olduğunu ortaya koymuşlardır. Türkiye Kamu-Sen, kamu görevlilerinin, memur emeklilerinin maaş ve ikramiyelerine, dul ve yetimlerin tamamına yansıyacak, özellikle taban aylığına yapılacak bir zam talebi kabul edilmediği için Hükümetin teklifini imzalamamış ve süreci, Uzlaştırma Kurulu'na taşımayı tercih etmiştir. Uzlaştırma Kurulu üyeleri oy birliği ile verdikleri kararda, Hükümetin teklifine ek olarak, tüm kamu görevlilerinin maaşlarına, emeklilik haklarına, emekli, dul ve yetimlere yansıyacak şekilde taban aylığına 2011 yılının ilk altı ayı için aylık 16 TL, ikinci altı aylık dilimi için 22 TL olmak üzere toplamda 38 TL'lik ek zam yapılmasını önermiştir. Türkiye Kamu-Sen, bu yıl toplu görüşmelerde memur sendikalarına ve Hükümete karşı iki kez hukuk mücadelesi vermiş; ikisinden de zaferle çıkarak, bir hukuk katliamı yaşanmasını engellemiştir. Toplu görüşmelerde mutabakat imzaladığını zannederek, büyük bir gaflete düşen diğer Konfederasyonu da Türkiye Kamu-Sen'in hak mücadelesine destek olmaya davet ediyoruz" dedi.