'Kaşıkçı'nın Ölüm Emrini Prens Bin Selman Verdi'

Lonra'daki İslami Siyasi Düşünce Enstitüsü Müdürü Azzam etTemimi: 'Cemal Kaşıkçı'nın, Veliaht Prens Bin Selman'ın batıya pazarlamaya çalıştığı 'liberal ve reformcu' biri olduğu imajını baltalaması nedeniyle Prens kendini kaybetti ve Kaşıkçı'nın ölüm emrini verdi' 'Kaşıkçı'nın yazdığı objektif eleştiriler, Suudi lobiye bağlı kurumların milyon dolarlar harcadığı Suudi propagandasıyla çelişiyordu' 'Türkler, süreci çok iyi şekilde yönetti. Bilgileri aşamalı olarak paylaştılar ve bu şekilde olayın gündemde tutulmasını sağladılar' 'Olay, evrensel bir meseleye dönüştü ve bazı kurbanların üstüne yıkılsa bile Prens Bin Selman'ın peşini bırakmayacak' 'Abu Dabi Veliahtı, Bin Selman'ın manevi babası'

SUHEYB KALALİVE/MEHMET ÖZTÜRK - Londra'daki İslami Siyasi Düşünce Enstitüsü Müdürü Azzam et-Temimi, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın ölüm emrini Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman'ın verdiğini belirtti.

İngiltere'nin başkenti Londra'da yaşayan Filistinli araştırmacı Temimi, AA muhabirine yaptığı açıklamada, "Cemal Kaşıkçı'nın, Veliaht Prens Bin Selman'ın batıya pazarlamaya çalıştığı 'liberal ve reformcu' biri olduğu imajı oluşturma projesini baltalaması nedeniyle Prens kendini kaybetti ve Kaşıkçı'nın ölüm emrini verdi." dedi.

Kaşıkçı'nın, Amerikan Washington Post gazetesinde ayda 3 kez köşe yazdığını belirten Temimi, "Kaşıkçı'nın yazdığı bu köşe büyük ihtimam gördü. ABD'li aydınlar, Cemal'i Suudi Arabistan'daki yönetimin içinden bir adam olarak görüyordu. Kaşıkçı'nın yazdığı objektif eleştiriler, Suudi lobiye bağlı kurumların milyon dolarlar harcadığı Suudi propagandasıyla çelişiyordu." diye konuştu.

Kaşıkçı olayına tüm dünya kamuoyunun önem vermesini değerlendiren Temimi, şunları ifade etti:

"Küresel medya ilk kez tek bir konu üzerinde yoğunlaşıyor. Bunun birinci sebebi, öldürülenin ünlü bir gazeteci olması ve vahşi bir şekilde öldürülmesi, ikincisi cinayetin konsolosluk içinde işlenmesi. Çünkü bu alışılmış bir durum değil. Bunların yanı sıra Türkler, süreci çok iyi şekilde yönetti. Bilgileri aşamalı olarak paylaştılar ve bu şekilde olayın gündemde tutulmasını sağladılar. Bu da önemli bir sebep."

Arap Baharı'ndan yana tutumunu gizlemeyen Kaşıkçı'nın bu şekilde Suudi kraliyet yetkililerinin öfkesini çektiğini ve bu durumun ölümüne neden olduğunu belirten Temimi, "Suudilerin bir plan hazırladıklarını ancak bu planın suya düştüğünü düşünüyorum. Planın başarısız olmasının ardından Kaşıkçı'nın kaybolmasından Ankara'nın sorumlu olduğunu söylediler ancak Allah tüm bu planlarını bozdu." diye konuştu.

- "Olay, Bin Selman'ın peşini bırakmayacak"

"Şüphesiz Kaşıkçı'nın ölüm emrini veren Prens Bin Selman'dır." ifadelerini kullanan Temimi, "Muhammed bin Selman, ABD Başkanı Donald Trump ve Beyaz Saray tarafından güçlü bir şekilde destekleniyor ve olayın sorumluluğundan kaçmak için buna sığınıyor. Ancak bu olay, evrensel bir meseleye dönüştü ve bazı kurbanların üstüne yıkılsa bile Prens Bin Selman'ın peşini bırakmayacak, bu onu kurtaramayacak." yorumunu yaptı.

Bin Selman'ın yargılanmaktan kurtulması halinde bunun Al Suud rejiminin sonunun başlangıcı olacağını düşündüğünü aktaran Temimi, buna karşın Suudi yetkililerin toplanıp Bin Selman'ın yönetimden uzaklaşmasına karar verirlerse, kraliyetini kurtarabileceklerini söyledi.

Suudi Arabistan'ı fiili olarak yönetenin Prens Bin Selman olduğunun herkes tarafından bilindiğini kaydeden Temimi, "Yemen'e savaş ilan eden, Katar'a abluka kararı alan, alimleri gözaltına alan odur." dedi.

Veliaht Prens zamanında BAE-Suudi Arabistan ilişkilerini değerlendiren Temimi, Abu Dabi Veliaht Prensi Muhammed bin Zayid ile Bin Selman arasında güçlü ilişkiler bulunduğunu, Abu Dabi Veliahtı'nın, Bin Selman'ın "manevi babası" olduğunu aktardı.

Temimi, Kaşıkçı olayında Bin Zayid'in de parmağı olduğuna dair şüpheler olduğunu belirten Temimi, ancak BAE'nin Kaşıkçı olayında etkin rol oynadığını düşünmediğini söyledi.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile