Kırım-Kongo Kanamalı Ateşi (KKKA) hastalığına virüs diye adlandırılan mikropların neden olduğunu ifade eden Uz. Dr. Yıldırım, “Hastalık genellikle insanlara kenelerin kan emmesi sonucu veya bulunan kenelerin çıplak elle toplanması ve ezilmesi ile bulaşır. Hastalık hayvanlarda belirtisiz olarak seyredebilir. Bu nedenle de hayvanınız sağlıklı görünse bile hastalık bulaştırabilir. Hastalık, vücudunda virüs taşıyan hayvanların kanlarına, vücut sıvılarına veya diğer dokularına temas etmekle bulaşabilir. Hastalık, virüsü taşıyan insanların kan ve vücut sıvılarına temas sonucu da bulaşabilir” dedi.
“Kapalı giysiler giyilmeli”
Keneden korunmak için riskli alanlara giderken açık renkli giysilerin tercih edilmesi gerektiğine dikkat çeken Yıldırım, “Keneler uçmaz, zıplamaz, mutlaka insan vücudunda kan emmek için tutunabileceği bir yere ulaşmak amacıyla tırmanırlar. Bunun için mümkün olabildiğince kapalı giysiler giyilmeli, pantolon paçaları çorap içine alınmalı veya çizme giyilmesi tercih edilmelidir. Riskli alan dönüşlerinde mutlaka kişi kendi vücudunu ve çocuklarının vücudunu kene yönünden kontrol etmelidir. Özellikle kulak arkası, koltuk altları, kasıklar ve diz arkası dikkatli incelenmelidir” diye konuştu.
“Çıplak elle temas edilmemeli”
Vücuttan kene çıkarılırken dikkat edilmesi gerekenleri anlatan Yıldırım, vücuda tutunmuş kenenin en kısa sürede tutunduğu en yakın kısmından uygun bir malzemeyle çıkarılması gerektiğini vurguladı. Yıldırım, “Kene ısırıkları sıklıkla ağrısız olduğu için, genellikle ısırılan kişiler keneyi ancak ısırılmadan sonra, hatta kene kan emerek şiştikten sonra fark ederler. Kene ne kadar kısa sürede vücuttan uzaklaştırılırsa hastalık riski de o kadar azalır. Kenenin tutunduğu yerden çıkarılması işlemi sırasında asla çıplak elle temas edilmemeli, eldiven giyilmelidir. Vücuda tutunmuş kene vücuda tutunduğu en yakın kısmından uygun bir malzemeyle tutularak çıkarılmalıdır. Çıkarılma işlemi sırasında kenenin başının içeride kalması KKKA hastalığı açısından bir risk oluşturmamaktadır. Kene çıkarıldıktan sonra tendürdiyot gibi antiseptik bir solüsyon uygulanmalıdır. Çıkarılan kene, içinde çamaşır suyu, alkol veya insektisit vb. bulunan ağzı kapaklı bir şişe içine atılarak öldürülmelidir. Eğer kene incelenmek üzere laboratuvara gönderilecekse cam bir tüp veya küçük kavanoz içinde kapatılarak saklanmalıdır” ifadelerini kullandı.
“Eller sabunla yıkanmalı”
Kişinin vücuduna tutunan keneyi çıkaramaması halinde en yakın sağlık kuruluşuna başvurmasının önemli olduğunun altını çizen Yıldırım, “En kısa zamanda kenenin vücuttan çıkarılması sağlanmalıdır. Hasta için kullanılan materyaller sızdırmayan bir torbaya veya kutuya atılmalıdır. Eldivenler çıkartılıp uygun şekilde atılmalı, eller sabunla yıkanmalıdır. Kene çıkartılırken ucu sivri forseps kullanılmamalıdır. Keneleri vücuttan uzaklaştırmak amacıyla, kenelerin üzerine sigara basmak, kolonya, gazyağı, alkol ve benzeri kimyasal ürünler dökmek gibi yöntemlere başvurulmamalıdır. Keneyi çıkartmak için kıvrılma veya katlanma şeklinde hareketler yapılmamalıdır. Çıplak elle kene çıkartılmaya çalışılmamalıdır” açıklamasında bulundu.
“Açık renkli örtü serilerek oturulmalı”
Tarım ve hayvancılıkla uğraşan kişilerin keneye karşı daha fazla dikkatli olması gerektiğinin altını çizen Yıldırım, “Bu kişiler vücutlarını, çocuklarının vücutlarını ve elbiselerini sık sık kene yönünden kontrol etmelidirler. Kene cımbız veya eğri uçlu pens gibi uygun bir malzemeyle vücuda tutunduğu en yakın noktadan tutularak çıkarılmalı, hiçbir şekilde elle ezilmemelidir. Kene çıkartıldıktan sonra kişi bilgilendirilerek 10 gün süre ile takip edilmeli, ani başlayan ateş, baş ağrısı, yoğun halsizlik, bulantı, kusma, ishal ve kanama gibi şikayetlerin olması durumunda sağlık kuruluşuna başvurması gerektiği vurgulanarak söylenmelidir. Hasta kişilerin kanlarına veya diğer vücut sıvılarına korunmasız bir şekilde dokunulmamalıdır. Piknik amaçlı olarak su kenarları ve otlak şeklindeki yerlerde bulunanlar döndüklerinde, mutlaka üzerlerini kene bakımından kontrol etmeli ve kene varsa usulüne uygun olarak vücuttan uzaklaştırmalıdır. Çalı, çırpı ve gür ot bulunan yerlerden uzak durulmalı, bu gibi yerlere çıplak ayakla veya kısa giysilerle girilmemelidir. Piknik veya kamp alanlarında yere direkt temas edilmeden, açık renkli örtü serilerek oturulmalıdır” dedi.
“Koruma önlemleri alınmalı”
Medicana Sivas Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Yıldırım, “Hayvanların kanlarına ve diğer vücut sıvılarına korunmasız bir şekilde dokunulmamalıdır. Hayvan kanı, dokusu veya hayvana ait diğer vücut sıvıları ile temas sırasında eldiven, önlük, gözlük, maske gibi koruma önlemleri alınmalıdır. Hayvanlarda kene mücadelesi yapılmalıdır. Hayvan barınakları kenelerin yaşamasına imkan vermeyecek şekilde yapılmalı, kene mücadelesi yapıldıktan sonra, çatlaklar ve yarıklar tamir edilerek badana yapılmalıdır. Hayvan sahipleri, hayvanlarını ve hayvan barınaklarını kene ve diğer dış parazitlere karşı uygun ektoparaziter ilaçlarla yılda en az iki kez ilaçlamalıdır. Mücadelede köydeki hayvanların ve barınaklarının tamamının eş zamanlı kene ve diğer ektoparazitlere karşı ilaçlanması gerekmektedir. Genel olarak geniş çevre ilaçlamaları faydalı görülmemektedir” diyerek sözlerini sonlandırdı.
Keneye Karşı Alınması Gereken Önlemler
Medicana Sivas Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Abdülkadir Yıldırım, kene ısırması sonucu meydana gelen ölümlerin arttığı son günlerde alınması gereken tedbirlere ilişkin önemli uyarılarda bulundu.