Kılıçdaroğlu: Terörü Lanetliyoruz Yalova (a.a)

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ``Dünyanın bütün demokrasilerinde insanın olduğu her yerde bir terör suçlusu varsa lanetlenir.

Terörü lanetliyoruz. Terör insanlık suçudur`` dedi

Kılıçdaroğlu, partisinin Yalova İl Başkanlığınca Raif Dinçkök Kültür Merkezi`nde düzenlenen, partililerin katıldığı toplantıda, Van`da deprem olduğunu öğrendiklerini ve çok üzüldüklerini söyledi

Depremin ne olduğunu en iyi Yalovalıların bildiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, 1999`da yaşanan depremin yaralarının henüz sarılmadığını belirtti

Van`daki depremle ilgili Vali ile görüştüğünü dile getiren Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: ``Sayısı henüz bilinmiyor. Mümkün olduğu kadar can kaybı az olursa mutlu olacağız. Düşünün can kaybının azlığından mutlu olacak kadar bir duyguyu belirtmek noktasına kadar geldik. İnşallah can kaybı az olur, gözyaşı dökmeyiz. Mal kaybı bir şekilde giderilir. Yarın ben de oraya gideceğim. İstanbul`daki belediyeleri koordine ettik. Van ve özellikle Erciş`te kaybının çok olduğu söyleniyor. Bölgeye yardım için harekete geçtiler. Konuşmayı farklı üslupta yapacaktım ama yaşanan deprem ve dram nedeniyle farklı üslupta yapmak istiyorum.`` Anayasa tartışmalarının gündemi meşgul ettiğini anlatan Kılıçdaroğlu, İzmir`de bulunduğu sırada bile iş adamlarının anayasayı sorduğunu söyledi

Kılıçdaroğlu, bu konuda düşüncelerinin açık olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti: ``CHP, 3 büyük devrime imza atmış partidir. Dünyada pek az partiye nasip olmuştur bu kadar büyük devrimlere imza atmak. Birincisi Cumhuriyet`tir. İkinci büyük devrim, çok partili yaşama geçiştir. Bütün baskılara rağmen çok partili yaşama geçildi. CHP, üçüncü büyük devrimini sosyal devleti, sosyal demokrasiyi getirerek Türkiye tarihine imza olarak atmıştır. Dördüncü büyük devrim, seçimlerde de taahhüt ettik, buna imza atacaktık, bu da özgürlüklerdi. Anayasa değişikliklerinde, özellikle üzerinde durduğumuz konu bu. Bireyin baskıcı devlete karşı korunması ve özgürlüğünü elde etmesi. Özgürlükler konusunda batı standartlarını yakalamak istiyoruz. Mustafa Kemal`in bir hedefi vardı. Çağdaş uygularlığın üzerine çıkmak. Bu, kafanın çağdaş olması, geleceğe umutla bakan toplum yaratmak demektir. Özgüveni olan nitelikli insanı yetiştirmek demektir.`` -Erdoğan`ın medya yöneticileriyle bir araya gelmesi- Üniversitelerin, medyanın özgür olmasını istediklerini belirten Kılıçdaroğlu, ``Bir ülkede medya özgür değilse toplum da özgür değildir. Çünkü biz haber alma hakkımızı medya aracılığıyla kullanırız. Medya haber alma hakkımı bana vermezse ben özgür değilim demektir`` dedi

Kılıçdaroğlu, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan`ın medya yöneticileriyle bir araya gelmesini de değerlendirdi. Erdoğan`ın, terör dolayısıyla medya patronlarını ve genel yayın yönetmenlerini Başbakanlık`a çağırdığını ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları söyledi: ``Bir başbakanın medyanın genel yayın yönetmenleriyle toplantı yapması olağandır. Bütün ülkelerde demokrasilerde bu doğaldır. Görüş alışverişleri olur. Televizyon ve gazetelere yansımaması gereken konular, konuşulur. Ama dikkat edin, bu tür toplantılara patronlar çağrılmaz. Medya patronunu çağırıyorsanız, medyaya sansür uyguluyorsunuz demektir. Bu, genel yayın yönetmenine, `bak patronun burada` demektir. `Yazarsan başına ne geleceğini bil` anlamına gelir. Demokrasi açısından risktir, tehlikelidir. Bizde sağlıklı demokrasi olmadığını gösterir.`` Terör konusunda herkesin şikayetçi olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, ``Son 30-35 yıldır çok can kaybı verdik. En son 24 şehidimiz geldi, yaralılarımız var. Gazilerimizi, şehit ailelerini ziyaret ettik. Şehit cenazelerinde namaza durduk. `Hakkınızı helal edin` diye sorulduğunda hakkımızı helal ettik. Bu tablo böyle devam edecek mi? Etmeyecek`` dedi

-``Terör insanlık suçudur``- Kemal Kılıçdaroğlu, daha sağduyulu, daha tutarlı düşünülmesi gerektiğini belirterek, şöyle devam etti: ``Kana kan, intikamla yola çıkılmaz. Yola çıkacağımız sağduyudur. Yola çıkacağımız akıldır. Aklı her şeyin üzerinde tutacağız. Ben bunu söylerken bir konunun altını çizmek isterim. Terör insanlık suçudur. Dünyanın bütün demokrasilerinde insanın olduğu her yerde bir terör suçlusu varsa lanetlenir. Terörü lanetliyoruz. Terör insanlık suçudur. `Silahları bırakalım` söylemi kesinlikle yanlıştır. Devletin silahlı kuvvetleri silah bırakmaz. Adı üstünde silahlı kuvvetler. Silahlar bırakılır mı? Yeri gelir biz rahat evimizde oturuyorsak silahlı kuvvetler sayesinde olur. Silahla kuvvetler derken, ordu değil sadece, polisi de var. Güvenlik kuvvetleridir bunlar. Yurttaşın, çalışanın, işsiz yurttaşın, fabrikatörün, tarlada çalışan işçinin, sendikalı işçinin, esnafın, sanatkarın, rahatça, özgürce çalışması, alın teri dökmesi, güvence altında olmasının temel nedeni güvenlik güçleridir. Güvenlik güçlerine silah çekip onları öldürmek dünyanın her yerinde terör faaliyeti olarak algılanır ve öyle anılır. Terörün ve teröristin affedilmesi gibi bir düşüncenin hiçbir zaman sahibi olmayacağız.`` Terörün 30-35 yıldır önlenemediğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, ``Kendimize soracağımız ilk soru neden önlenemediğidir. Temel nedeni, siyaset kurumu çözüm üretmiyor. Ülkeyi yöneten siyasetçiler, yöneticiler çözüm üretecek. Böyle kapsamlı ve büyük olayda çözüm üretirken toplumsal destek arayacak`` dedi

-``Terör ortak sorunsa...``- CHP lideri, terör olgusunun sadece AK Parti, CHP ve MHP`nin, parlamento dışında olan partilerin değil herkesin ortak sorunu olduğunu dile getirerek, şunları kaydetti: ``Terör hepimizin ortak sorunuysa hepimiz sorumluluk üstleneceğiz. Terörü önleme konusunda ortak tavır sergilersek çözüm buluruz. Siyaset kurumunun görevi çözüm üretmektir. Ben CHP Genel Başkanı olarak, 135 milletvekili, terörün sona ermesi için getirilecek çözüme ulusal bütünlüğü koruma kaydıyla destek vereceğiz. 9 yıldır iktidardalar. Siz çözüm önerisi duydunuz mu? Varsa söylesinler biz destek verelim. Ben çözüm önerisi duymadım. Türkiye`nin temel açmazı burada. Çözümü bizden bekliyorlar. Bu seçimlerde Cumhuriyet tarihinde ilk kez toplumun bütün sorunlarıyla ilgili çözüm ürettik. Yoksulluklar için de terör için de çözüm ürettik.`` -``Terör için niye komisyon kurmuyoruz?``- ``Siyaset kurumu bu sorunu çözecekse merkezi TBMM`dir`` diyen Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti: ``AKP çözüm üretemiyor. Bırakın çözüm üretmeyi AKP sorun üretir parti haline geldi. Sorun üretiyor, çözüm üretmiyor. Meclis harekete geçecek. Anayasa için bir komisyon kurmuyor muyuz? Terör için niye kurmuyoruz? Her partiden sağduyulu milletvekillerimiz var. Bir masanın etrafına oturup, `Bu ülkenin 35 yıllık sorunudur, gelin bu sorunu çözelim` dediğimiz zaman niye kavga etsinler? AKP neden çözemez? Seçimler yapıldı, hükümet programı, bakanlar kurulu ilan edildi. Yeni hükümet kuruldu. Hükümet programı geldi genel kurula. TBMM`de okunan hükümet programında Türkiye`nin en temel sorunu hakkında tek cümle yoktu. Böyle program olur mu? Filistin ve Somali deyin ne derseniz deyin dünyanın her tarafındaki sorunla ilgileniyorsun, kendi ülkenin 35 yıllık en temel sorununa çözüm üretmiyorsun. Meclis başkanı, açıklama yapmış; `Ben yürütme organının yerine geçmem, benim yetkim yok` diyor. Buradan söylüyorum, TBMM, ulusal kurtuluş savaşını yönetmiş meclistir. Gazi meclistir deriz TBMM. Bir millet bir parlamento, Mustafa Kemal ve arkadaşlarının oluşturdukları Erzurum Kongresi`nden gelip Ankara`da kurdukları TBMM, hiçbir zaman sorunlara gözü kapalı kalmamıştır. Her sorunun çözüm merkezi Meclis olmuştur. Gelin parlamentoda bir araya gelelim, bu sorunu çözelim.`` Terör sorununun herkesin ortak sorunu olduğunu vurgulayan Kılıçdaroğlu, ``Şehit olanların siyasi kimliğine bakıyor muyuz hangi partiden diye? Hayır bakmıyoruz. Hepimizin çocukları onlar. O çocukları siyaseten ayırdığımız zaman ülkeye ihanet etmiş oluruz`` diye konuştu

Parlamentoda ve dışındaki bütün partilerin sesine kulak verilmesi gerektiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti: ``Bu sorunu aşarsak Türkiye`yi farklı bir yere götüreceğiz. Terör oluyor hep beraber ayağa kalkıyoruz şehit gelmeyince terör bitti sanıyoruz. Seçimlerden önce bir sürü görüşme yapmışlar. Sırf seçimlerde terör olmasın diye. Bu başka fırsatçılıktır. Bu, toplumu kandırmaktır. Söyleyecek çok sözümüz var ama yine de ülkenin birliği, dirliği için fazla bir şey söylemek istemiyoruz. Herkes huzur içinde yaşasın. Evden çıkarken huzur içinde çıkalım, huzur içinde yaşayalım. Kimimiz milletvekili, fırıncı, kimimiz ayakkabı tamircisi, çiftçi, ayakkabı boyacısıdır. Bizim ortak paydamız acılar olmasın. Bu acılarımızı paylaşalım ama acılarımız olmasın. İsteğimiz arzumuz bu. Senin çözümün ne? Onu da öğrenelim. Onu bilmiyoruz.``
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile