Kılıçdaroğlu: Türkiye çatışmanın parçası haline geldi

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, ''Suriye'de çatışmalar nasıl son bulur, demokrasi ve özgürlükler daha kaliteli düzeye nasıl ulaştırılır, bunun toplantısı yapılsın'' dedi.

Kılıçdaroğlu, Şehitkamil Kültür Merkezi'nde düzenlenen ''Suriye'de Yaşanan Olayların Gaziantep ve Güneydoğu'ya Ekonomik ve Sosyal Etkileri'' konulu toplantıda, katılan sivil toplum kuruluşu temsilcileri ve partililerin sorularını yanıtladı.

Konuşmasında yeni süreçte ''Silivri edebiyatı''nın çıkacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, ''Silivri ile ilgili romanlar, öyküler, tiyatrolar ve sinemalar çıkacak. Şimdiden bile Silivri ile ilgili ciddi bir kütüphane oluştu'' diye konuştu.

''Aydınları, yazarları, çizerleri ve öğretim görevlilerinin hapiste olduğu bir ülkeyi düşünebilir musunuz-'' diye soran Kılıçdaroğlu, üstelik bu hapishanenin özel yetkili mahkemelerin denetiminde olan bir hapishane olduğunu, delillerin değerlendirilmediğini, tanıkların dinlenmediğini, bilirkişi görevlendirilmediğini, ''Ben sana ceza yazacağım'' denildiğini iddia etti.

Kılıçdaroğlu, devam eden bazı davaların yargıçlarına yönelik de ''Bu yargıçlar çocuklarına çok ağır bir miras bıraktılar. Bunların çocukları, 'benim babam Silivri'de yargıçtı' diyemeyecek. Utanacaktır bunu söylediği zaman. Bu kadar ağır bir mirası bir yargıç çocuğuna bırakamaz. Onun için Türkiye'nin içinden geçtiği süreç ağır bir süreçtir, zor bir süreçtir.''

Kılıçdaroğlu, ''Anayasa değişecek, sivil anayasa gelecek, her şey düzelecek'' denilerek bir algı yaratılıp, pompalandığını öne sürdü.

Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

''Darbe hukukunun geçerli olduğu yerde yeni anayasa yapsanız ne olur. Şu anda 12 Eylül yasalarının tamamı yürürlükte. Önce darbe anayasalarının değişmesi lazım. Darbe hukukundan Türkiye'nin arınması lazım. Bunu teklif ettik CHP olarak. Bunların değişmesi gerekir dedik. Yüzde 10 seçim barajı, ne yüzde 10 seçim barajı. Niye getiriyorsunuz bunu. Kaldıralım, AKP, 'hayır kaldırmayalım, kalsın' diyor. Neden- İstediği kişiyi hapse attıracak, istediği kişiyi mahkemeye verecek, istediği kişiyi tutuklattıracak. Neden, yargıya talimat verince ertesi gün her şey değişir. Onun için yaşadığımız dönemle 12 Eylül Kenan Evren Paşa'nın yaşadığı dönem arasında fazla bir fark yok, zaman farkı var sadece, o kadar.''

-Adnan Menderes'in mezarını ziyaret

Kılıçdaroğlu, Adnan Menderes'in mezarını ziyaret etmesinin sorulması üzerine ise Adnan Menderes'in idamına ilk karşı çıkan kişinin İsmet İnönü olduğunu ifade etti.

İnönü'nün 3 siyasi parti liderini topladığını, siyasi parti liderlerinden ricada bulunduğunu ve üçünün bir belgeyi, ''bu idamı yapmayın'' diye imzalayarak Cemal Gürsel'e gönderdiğini aktaran ve bunun fotoğrafının da bulunduğunu dile getiren Kılıçdaroğlu, ''Sonra Menderes ailesini evinde ziyaret etmiştir ve İnönü kendisi de bir mektup göndererek, bu idamların doğru olmadığını söylemiştir. Biz İsmet İnönü'nün ikinci genel başkanı olduğu bir partinin temsilcileriyiz. Aynı çizgideyiz'' dedi.

Özel mahkemelerle yargılama sürecinin doğal olmadığını savunan Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:

''Siyasi otoritenin belirlediği bir yargıda yargılanırsa, o mahkemenin adalet dağıttığı iddia edilemez. Adalet farklı bir şeydir. Adalet, toplumun vicdanı demektir. Onun için tarihten ders almasını biliriz. Hataları öğreniriz, yeni hatalar yapmamaya özen gösteririz. Menderes'in mezarına gittim, çiçeği bıraktım, Fatiha'yı okudum. Husumet siyasette olmaması gereken bir kavramdır. Biz bu topluma barışı getirmek zorundayız, ön yargılarımızı kırmak zorundayız.''

Kılıçdaroğlu, Demokrat Partililerin laiklikle, çağdaşlıkla, Mustafa Kemal Atatürk ile de bir sorunları olmadığını dile getirerek, şunları anlattı:

''Kavga edeceksek, bu hükümetle kavga edeceğiz. Çünkü hepsiyle sorunlu. Ama öteden beri idamlara karşı olan parti, Cumhuriyet Halk Partisi'dir. Ben, Deniz Gezmiş'lerin mezarına da gittim, oraya da karanfil bıraktım. Onlar da özel mahkemelerde yargılandılar, idam edildiler. Siyaseten idam, dünyada hiçbir demokrasinin kabul etmeyeceği bir iştir. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının itibarlarının iade edilmesini istiyoruz. Bununla ilgili kanun teklifi verdik.''

-Oslo görüşmeleri

Kılıçdaroğlu, Oslo görüşmeleri ve neden destek verdiğinin sorulması üzerine, ''Oslo raporundan sonra biz Oslo'ya destek vermedik'' dedi.

Konuyla ilgili daha önce dile getirdiği konuları anlatan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

''Söylediğimiz şuydu; önce dedik ki, 'sayın Başbakan siz PKK ile görüşüyorsunuz, gizli gizli.' Sayın Başbakan kıyameti kopardı. 'Bunu söyleyen şerefsizdir, namerttir, böyle bir şey yoktur, kimse ispat edemez.' Aradan geçti bir süre, gazetelere düştü. Düştüğü gün ben şunu söyledim; 'Niçin görüştünüz' demiyorum, 'Neyi görüştünüz-' Çünkü terörü bitirmek için görüşme olabilir. AKP hükümetinden önce de görüşmeler vardı ama bunlar devletin ciddiyeti içinde gizli tutulurdu. Burada ciddi bir devlet yapılanması, iktidar yapılanması olmadığı için her şey ortalığa serildi. 'Neyi görüştünüz-' dedik. Anayasayı görüşüyorlar, devletin yapılanmasını görüşüyorlar... Terör örgütüyle bir devlet anayasayı görüşür mü, devletin yapılanmasını görüşür mü- Buna itiraz ettik biz. Silah bırakmak için görüşebilirsin. Anayasanın görüşüleceği yer Türkiye Büyük Millet Meclisi'dir. Sen parlamentoyu devre dışı bırakıyorsun, gidip orada başka hesaplar yapıyorsun. Biz buna itiraz ettik.''

Bir toplumda ''Kimlik siyaseti ve inanç üzerine siyaset yapılması halinde toplumun bölüneceğini'' dile getiren Kılıçdaroğlu, ''Bu, toplumu bölmeye götürür. AKP'nin Türkiye için artık sorun yaratan bir parti olduğunu kabul etmemiz lazım. Bir parti çözümden uzaklaşmış, sorun yaratıyorsa onun iktidarda kaldığı her gün sorunların büyüdüğünü göreceksiniz. Gerçek budur. Göreceksiniz bundan sonra sorunlar ağırlaşarak devam edecektir. Çünkü AKP sorunlu bir parti haline geldi, despot bir parti haline geldi'' diye konuştu.

Başbakan'ın konuşmalarına neden itiraz etmediğinin sorulması üzerine de Kılıçdaroğlu, zaman zaman üslubunu sertleştirdiğini anımsattı.

Türkiye'de siyasi ahlak sorunu bulunduğunu savunan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

''Eğer bir siyasetçi halkına yalan söylemeyi alışkanlık haline getirmiş ve o toplumdan da oy almayı sürdürüyorsa şapkamızı önümüze alıp düşünmek zorundayız. Hatta arkadaşlar Oslo ile ilgili de örnek verebilirler. Onun da bandı var burada. 'PKK ile görüştüğümüzü söyleyenler namerttir, şerefsizdir.' Bir sürü konuşması var Başbakanın. Ne oldu, söylediğinin tam tersi çıktı. Siyasette ahlak çok önemlidir.''

-Suriye konusu

Suriye konusunda Başbakan Erdoğan'a zamanında önerilerde bulunduklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, Başbakan'ın önerilerini dikkate almadığını öne sürdü.

Suriye olayının çözümü için Türkiye'de uluslararası bir konferans da düzenlenmesini istediklerini kaydeden Kılıçdaroğlu, şu düşüncelerini aktardı:

''Bu konferansa Rusya, Çin, İran, AB katılsın, Suriye'den de iki taraf katılsın. Suriye'de çatışmalar nasıl son bulur, demokrasi ve özgürlükler daha kaliteli düzeye nasıl ulaştırılır, bunun toplantısı yapılsın. Önce bunu ben grup toplantısında dillendirdim. Sayın Başbakan'dan ses çıkmadı. Bu teklifimizi ayrıntılı bir mektupla sayın Başbakan'a gönderdik, yapın bunu dedik. Ama bu da olmadı. Bir yıl önce teklif yapmıştık, bizim teklifimiz kabul edilmedi, aynısını Rusya yaptı ve Dışişleri Bakanı Rusya'ya gitti. Şimdi Mısır yapıyor. Türkiye çünkü bölgede güvenini yitirdi. Sözüne itibar edilir bir ülke olmaktan çıktı. Türkiye böyle bir duruma düştü diye biz memnun muyuz- Hayır. Biz isteriz ki, Türkiye'nin ağırlığı her zaman hissedilsin. Ağırlık kayboldu. Bir çatışmanın parçası haline geldi Türkiye. Doğru değil.''

Kılıçdaroğlu, Suriyelilerin sınır illerinde kaçak çalıştırıldığının ifade edilmesi üzerine ise ''Kabahat çalışan Suriyeli'de değil. Kabahat sınırı kontrol edemeyen devlettedir, hükümettedir. Bu nedenle eğer siz bütün sınırları yol geçen hanına döndürürseniz, kimin ne zaman geldiğini, Gaziantep'te hangi evi tuttuğunu, kaç kişi geldiğini bilmezse hükümet, orada çok soru işareti vardır'' şeklinde konuştu.

Gaziantep'teki temaslarının ardından karayoluyla Kilis'e geçen Kılıçdaroğlu, yol üzerindeki ''Antep Savunması''nın sembol isimlerinden ''Şehit Kamil''in anıtını ziyaret etti.

Muhabir: Adem Yılmaz - Orhan Çiçek / Sevil Çelik

Yayıncı: İsmail Fidan
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile