Emsey Hospital’dan Kulak Burun ve Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Suat Turgut, bademcik iltihabının ne olduğunu ve tedavi yöntemleriyle ilgili bilgi verdi.
Turgut, bademciğin tıbbi adıyla tonsilin, ağız içinde solunum yolunun başlangıcında bulunan, her iki tarafta birer tane yer alan, vücudun savunma sistemine ait organlar olduğunu belirterek, "Bu organlar, mikropların (bakteri ve virüsler) ilk olarak tutulduğu yerdir.Vücut direncinin düşmesi durumunda bademcik (tonsil) tarafından tutulan mikroplar, bu organ tarafından yok edilemez ve organı hasta eder. Bademcik dokusu iltihaplanınca, mikroplara ait toksinlerin kana karışması sonrası vücutta bazı belirtiler ortaya çıkar. Bu belirtiler ateş, boğaz ağrısı, halsizlik, vücutta yaygın kas ağrısı, iştahsızlık olarak sayılabilir. Bunun yanında, bademciklerin iltihaplanmasına bağlı olarak ağızda tat bozukluğu ve kötü koku da ortaya çıkar.Bademciklerin iltihaplanması genellikle vücut direncinin düşmesi, aşırı yorgunluk, aşırı fiziksel egzersiz, uykusuzluk, yetersiz beslenme gibi durumlarda ortaya çıkar. Bu gibi durumlarda, vücutta zararsız olan fırsatçı bakteriler enfeksiyona yol açar. Ayrıca enfeksiyona yakalanmış bir kişiden de tensel temas veya damlacık enfeksiyonu şeklinde bulaşma olabilir. Bulaşma, genellikle eller yoluyla olur. Hasta kişilerin ellerine temas edilmesiyle hastalık bulaşır” dedi.
Bademcik iltihabı tedavi yöntemleriyle de ilgili bilgi veren Uzmanı Prof. Dr. Suat Turgut, “Bademcik tedavisi, vücudun kendi savunma mekanizmasını güçlendirmekle başlar. Bunun için yatak istirahati, yeterli sıvı alımı ve beslenme ön şarttır. Ateş olduğunda ılık suyla duş almak, vücuda alkol ve soğuk su ile ıslatılmış pamuk ve kompreslerin uygulanması işe yarar. Bunlar yeterli olmazsa, ateş düşürücü ilaçlar kullanılabilir. Bakteriyel enfeksiyonlarda antibiyotik tedavileri gerekebilir. Tablonun ağır olduğu bademciklerin aşırı iltihapla şişmesi, hava yolunu kapatması sonucu ağızdan beslenme güç olabilir. Bu gibi durumlarda hastaneye yatılması, serum ve antibiyotik tedavisi yapılması gerekebilir.Vücudun savunma organı olan bademcikler (tonsiller) sık enfeksiyon geçirmesi sonucu, mikropların yerleştiği, koruma fonksiyonu kaybeden bir organ haline gelir. Vücut direncinin düştüğü her anda iltihaplanır ve vücutta birçok organın hastalanmasına yol açabilir. Bademcikte üreyen mikroplar eklemlere yayılarak eklem romatizmasına, böbreklere yayılarak böbrek iltihaplarına, en tehlikeli olarak da kalp kapakçıklarına ve zarına yayılarak kalp iltihabına yola açabilir. Bu risklerden dolayı senede 5-6 kezden fazla bademcik iltihabı geçirme durumunda hastalara ameliyat öneririz. Çocuklardada genellikle 3 yaşın altında ameliyat önerilmez. Ancak sık bademcik enfeksiyonu geçirme yanında, bademciklerin aşırı büyümesine bağlı olarak horlama, uykuda nefes kesilmesi gibi uyku apnesi hastalığı belirtileri varsa,3 yaşın altında da ameliyat yapılabilir. Ancak genellikle 3 yaş, ameliyat için alt sınır kabul edilir” dedi.
Bademcik alınınca bağışıklık sistemi zayıflar mı?
Bademcik alınmasından sonra bağışıklık sistemiyle ilgili de açıklamalarda bulunan Uzmanı Prof. Dr. Turgut, “Bademcikler alınınca, vücudun savunma mekanizması zayıflamaz. Yapılan bilimsel çalışmalarla bu kanıtlanmıştır. Savunma sistemine ait hormonlarda hiçbir azalma olmaz. Üst solunum yolunda, Waldeyer halkası adı verilen bademcik dokusuna benzer dokular mevcuttur. Bunlar üst solunum yolunu daire şeklinde çevreler. Dil kökünde genizde bademcik dokuları vardır. Bademcik dokusu alınınca, bunlar görevi kompanze ederek üstlenir ve vücutta bademciklerin eksikliği hissedilmez.Bademcikler tamamen alınınca yeniden büyümez. Ancak bademcik tamamen alınmazsa, parça bırakılırsa tekrar büyüyebilir” diye konuştu.
Farenjit hastalığının ne olduğu ve nasıl oluıştuğunu da anlatan Uzmanı Prof. Dr. Suat Turgut, “Farenjit, bademcik iltihabından farklı bir durumdur. Bademcik iltihabına göre daha hafiftir. Hastalar çoğunlukla bademcik iltihabıyla karıştırır ve doktorları yanlış yönlendirir. Bu nedenle de gereksiz bademcik ameliyatlarına yol açabilirler. Bu gibi durumlarda, ameliyattan sonra şikayetler daha da artar. Farenjit,üst yutak bölgesinin (farenks) iltihabıdır. Boğazda yanma, kesilme tarzında ağrı, sürekli boğazda gıcık ve takılma hissi oluşur. Hastalar sürekli olarak bu rahatsızlığı ortadan kaldırmak için, boğaz kazıma ve temizleme hareketi yapar. Soğuk, sıcak ve baharatlı gıdaları alınca rahatsızlık artar” dedi.
Farenjitin tedavi yöntemi
Farenjitin tedavi yöntemini de anlatan Uzmanı Prof. Dr. Suat Turgut şunları kaydetti: ”Bazen farenjit, reflü hastalığı ile beraber görülür. Reflü hastalığı tedavi edilince, farenjit de düzelir. Bu nedenle, kronik farenjiti olanların mide ve yemek borusunu kontrol ettirmeleri, mide kapakçığındaki probleme bağlı reflü hastalığı varsa öncelikle bunu tedavi ettirmeleri gerekir. Alerjik bünyelerde de farenjit tablosu ortaya çıkabilir. Bu durumda, yukarda sayılan belirtilere ilave olarak boğazda ve damakta kaşıntı hissi olur. Eğer alerji tespit edilirse, önce alerji tedavisi hastalığın iyileşmesini sağlayabilir. Ayrıca burun ve sinüslerdeki i problemlere bağlı olarak sürekli ağız solunumu yapma da farenjite zemin hazırlayabilir. Farenjit belirtileri olanların, burun ve sinüslerinin kontrol ettirmelerinde fayda vardır.Farenjit tedavisi hastalığa neden olan burun kemik eğriliği, sinüzit,alerji ve reflü gibi durumlar varsa bunların tedavi edilmesiyle başlar. Farenjit tedavisinde aşırı sıcak ve soğuk, baharatlı gıdalardan kaçınma önerilir. Bunun yanında, boğaz kültürü ile bakteri tespit edilen hastalarda antibiyotik tedavileri, bunun yanında boğazı rahatlatıcı pastiller ve ağrı kesiciler faydalı olur. Sigara içen hastaların bu alışkanlığı bırakmaları hastalığın tedavisine olumlu etki eder. Tozlu ve hava kirliliği olan ortamlardan da uzak durmak gerekir.”
Bademcik iltihabı ve farenjit nasıl bulaşır?
Bademcik iltihabı ve farenjit hangi yollarla bulaştığı konusunda da bilgi veren Uzmanı Prof. Dr. Suat Turgut, “Bütün enfeksiyon hastalıklarda en belirgin bulaşma yolu ellerdir. Yapılan çalışmalarda, el yıkayarak yüzde 60-70 oranında enfeksiyonlardan korunabildiği gösterilmiştir. Hasta kişilerin salgılarındaki mikroplar ellere bulaşır ve bu yolla yayılır. Ayrıca öksürük balgam ve damlacık yoluyla da bulaşma olabilir. Ancak bu yolla bulaşma daha azdır.Bunun yanında, yeterli dinlenme ve beslenme de hastalıklardan korunmada önemlidir.El yıkamanın enfeksiyon hastalıklarında koruyucu etkisi yapılan bilimsel çalışmalarda kesin olarak gösterilmiştir“ dedi.
Kış Aylarında Bu Hastalıklara Dikkat
Bademcik iltihabı ve farenjitin, kış aylarında diğer aylara göre daha sık karşılaşılan hastalıklar olduğunu belirten Kulak Burun ve Boğaz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Suat Turgut, bunların vücudun bağışıklık sisteminde güçsüzlüğe neden olarak kişinin sağlığını tehdit ettiğini söyledi.