Bakan Çelik, Yüreğir Kültür Merkezi'nin açılış töreninde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin fikir coğrafyasının, siyasi ve coğrafi sınırlarının çok daha ötesinde olduğunu belirtti.
Kültür merkezlerinin, Türkiye'nin fikri coğrafyası açısından önem taşıdığına dikkati çeken Çelik, şunları söyledi:
"Buradan baktığımızda Taş Köprü ile Mostar Köprüsü arasındaki manevi kardeşliği görüyoruz. Moğolistan'da Bilge Kağan Anıtı, Tonyukuk Anıtı'nda tarihimizin kökünü selamlıyoruz. Budapeşte'de Estergon Kalesi'ni, Galiçya Şehitliği'ni selamlıyoruz. Mali'deki, Timbuktu'daki yazma eserler kütüphanesine, Topkapı'daki yazma eserler kütüphanesinden selam gönderecek bir ufka sahibiz. Dünyanın neresinde bir kültür merkezimiz varsa, orası bizim fikri ve manevi coğrafyamızın ufkunun sınırlarını gösteriyor. Dolayısıyla baktığımız ufuk, gözün görebildiği, kalemin çizdiğinin çok ötesinde bir yer teşkil ediyor. Bazı kültür merkezleri 30 yıl bitirilememiş. Başbakanımızın talimatıyla bunları çok kısa sürede bitirebiliyoruz. 20 yıl bir yer bitirelememişse yok hükmündedir. Bunları belli bir aşamaya geldikten sonra süratle bitirmek için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Genç kardeşlerimizin burada kendi kültürleri ve dünya kültürlerini tanıyacakları faaliyetler içinde olmalarını istiyoruz."
Tarih boyunca askeri gücü var olan, ekonomik gücü çok yükseklere çıkmış devletlerin yok olup gittiğini ifade eden Çelik, kültürel derinliği bulunmayan devletlerin tarih içinde kalıcı olamadığını kaydetti.
Türkiye Cumhuriyeti'nin aynı zamanda bir kültür devleti olduğunu dile getiren Çelik, "Bir devletin güçlü olması için yönetim sisteminin, ekonomisinin, ordusunun güçlü olması önemlidir ama devletin yazılımı ve ruhunu oluşturan şey kültürdür. Eğer bunlar yoksa hiçbir devlet kalıcı olmamıştır" diye konuştu.
Sadece 30-40 yıl tarih sahnesinde kalan Çağatay devletinin, Ali Şir Nevai'nin ilmi ve edebi eserlerini Çağatay Türkçesi ile yazması sayesinde hatırlandığını aktaran Çelik, şöyle devam etti:
"Bombalar, kurşunlar altındaki Saraybosna'nın sesini Bosna Orkestrası duyurdu. Latin Amerika'da diktatörlere karşı sesin duyurulduğu organizasyonlar şiir geceleriyle başladı.
Onun için kültür, bir devletin yazılımının esasıdır. Yazılım yoksa ekonominiz, güvenlik güçleriniz ne kadar güçlü olursa olsun, siyasi yönetim biçiminiz ne kadar yaygın bir ağa sahip olursa olsun yeryüzünde kalcı olmazsınız. Türkiye Cumhuriyeti bir kültür devletidir aynı zamanda. Tarih boyunca Orta Asya'dan bugüne yürürken bizim bu büyük tarihsel yolculuğumuzu bugüne taşıyan büyük bir kültürel birikimin içinden geliyoruz. Bu kültürel birikimimiz ve bakış açımızı, medeniyet birikimini çocuklarımız bu kültür merkezleriyle öğrensinler istiyoruz."
-"Dünyada sözün bittiği dönemlerden birinde yaşıyoruz"-
Dünyada zaman zaman kriz dönemlerinin kalıcılaştığını, sözün tükendiği dönemler olduğunu, insanoğlunun ürettiği sözün tükendiğini ve hakikati karşılamakta zorlandığını belirten Çelik, bugfü de benzer süreçten geçildiğini anlattı.
En yüksekte tutulan demokrasi, serbest piyasa ekonomisi, hukunun üstünlüğü gibi değerlerin bugün güvenlik sebebiyle veya başka sebeplerle bir yerde darbe olduğu zaman askıya alınabildiğini ifade eden Çelik, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bir yerde başka bir sebeple temel insani değerler, Suriye'de olduğu gibi birtakım jeopolitik hesaplar veya siyasi çıkar hesaplarıyla ertelenebiliyor. Dünyada sözün tükendiği, sözün hakikati karşılamakta zorlandığı zamanlardan bir tanesinin içinde yer alıyoruz. Dünyada bu tip kriz dönemlerinde yeni sözler söylemek lazım. Hakikatı karşılayacak yeni fikirler üretmek lazım. İşte bu da bu merkezlerdeki faliyetler sayesinde olur. Buraya gelecek gençler geleceğin sözünü söyleyecek. Bugün için yeni bir söz söyleyebilmek için önceki söylenmiş tüm sözleri kendimize sevgili kılmamız gerekiyor. Bu merkezlerde geçmişte söylenmiş güçlü sözleri öğrenecek gençler, bugünün sözüne sahip çıkacaklar ve geleceğin sözünü söyleyecekler. Kültür merkezleri sadece bugün için değil, geçmişin anlaşılması için değil, geleceğin tarihinin yazılması, geleceğin üretilmesi, geleceğe söz söyleyebilecek gençlerin bu söze hakim olabilmeleri için kullanılması gereken merkezlerdir."
Bakan Çelik, konuşmasının sonunda kültür merkezinin isminin belirlenmesi için Yüreğir Belediyesinin internet üzerinden vatandaşlara yönelik anket yapması önerisinde bulundu.
Vali Hüseyin Avni Coş da açılışı yapılan kültür merkezinin temelinin 21 yıl önce atıldığını, o dönemin şartları ve anlayışı içinde bugüne dek merkezin açılamadığını hatırlattı.
Merkezin Kültür ve Turizm Bakanı Çelik'in desteği sayesinde açılışa hazır hale getirildiğini bildiren Coş, artık temeli atılan hiçbir tesisin uzun yıllar açılmayı beklemediğini söyledi.
Konuşmaların ardından Bakan Çelik, Vali Coş, AK Parti milletvekileri Fatoş Gürkan ve Mehmet Şükrü Erdinç ile diğer ilgililer tarafından kültür merkezinin açılışı yapıldı.
Merkezde eğitim gören çocuklarla sohbet eden Bakan Çelik, Adana Olgunlaşma Enstitüsü tarafından açılan sergiyi gezdi ve Çukurova Devlet Senfoni Orkestrası'nın konserini izledi.
Kültür ve Turizm Bakanı Çelik Açıklaması
Kültür ve Turizm Bakanı Ömer Çelik, "Bir devletin güçlü olması için yönetim sisteminin, ekonomisinin, ordusunun güçlü olması önemlidir ama devletin yazılımı ve ruhunu oluşturan şey kültürdür. Eğer bunlar yoksa hiçbir devlet kalıcı olmamıştır" dedi.