'Kültürüne Doy Mirasını Hazmet' Projesi

Bu yıl 14’üncüsü düzenlenen Koç Spor Fest, 62 branşta 26 bin üniversiteli sporcunun yarışacağı müsabakalar ile olimpiyat ruhunu Türkiye’nin dört bir yanına taşıdı. Üniversiteli gençleri spor, müzik ve eğlenceyle buluşturan gençlik festivalinin final etkinliği bu yıl Samsun’da gerçekleştirildi.

Türkiye Üniversite Sporları Federasyonu, Samsun il Kültür ve Turizm Müdürlüğü ve Ondokuz Mayıs Üniversitesi paydaşlığı ile Eskişehir Teknik Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hicran Hanım Halaç’ın yürütücülüğünü yaptığı ‘Kültürüne Doy Mirasını Hazmet’ projesi aracılığı organizasyon bir önceki yıllara göre farklı yaşandı. Bu kapsamda genç sporcular sadece yarışmakla kalmadı aynı zamanda Samsun’un kültürel miraslarını da öğrendi. Kültür mirasını çocuklara ve gençlere öğretmek adına önceki çalışmalarından da tanınan Doç. Dr. Hicran Hanım Halaç’a, Eskişehir Teknik Üniversitesi Mimarlık Bölümünden Hacer Beklen, Muhammed Kaşıkçı, Ayşenur Sarı ve Havva Nur Kaynun lisans öğrencileri çalışmanın hazırlık aşamasında yardımcı olurken, Eskişehir Teknik Üniversitesi Lisansüstü Eğitim Enstitüsü Mimarlık Anabilim Dalı öğrencileri Fikret Bademci, Ebru Ulaş, Saadet Turan ve Harun Tunay da çalışmanın pek çok noktasında eşlik etti.

Eskişehir Teknik Üniversitesi Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hicran Hanım Halaç, “Çocuklar ve gençler ile başladığımız ’kültür elçileri’ni arama serüvenine, üniversite öğrencilerimizle devam etmeyi uygun bulduk. Modernleşen dünyamız ile ’ataerkil’ bir toplumdan, ’çocuk erkil’ bir topluma evrildiğimiz gerçeği üzerine temellendirmiştik projeyi aslında. Bu anlamda ailenin merkezinde yer alan ve en önemli figür haline gelen çocuğun, ’kültür mirası’ hakkında bilgilendirilerek, oluşturulacak farkındalığın, aileyi de kapsayacak bir dalga oluşturacağını iddia etmiştik. Bu gerçeği de geçen yıl yaklaşık bin 300 çocuğumuz ve gencimiz ile gerçekleştirdiğimiz Unesco Milli Komitesi tarafından logo desteği de verilen ’hafızan mimarsın, hafızalardaki mirasın’ etkinliğimizle ’Kültürel Miras Koruyucu Melek’lerine ulaşarak ispatlamıştık. Bugün ise spor başarıları ile akranları arasında hiza önderi olmuş, kanaat lideri pozörlüğündeki gençler ile bir arada eğlenerek öğrenmeye devam ediyoruz. Umuyoruz ki bu gençler hem akranlarını hem de ebeveynlerini, öğrendikleri aracılığı ile değiştirebilecek kudrete sahiptirler” dedi.

"Kültür mirasımızı iki aşamada anlatmak istedik"

Spor müsabakaları için şehir ya da ülke değiştiren spor kafilelerinde yer alan sporcuların, gittikleri kentlerin tarihi mekanlarına neden götürülmedikleri sorusuna herkesin cevap araması gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Hicran Hanım Halaç, "Müsabakalar devam ederken, sporcuların gündelik hayatlarına asla müdahale etmeksizin bir uygulama ile yüzleşmeyi arzuladık. Çocuklara oyunlar aracılığı ile anlatmaya çalıştığımız kültür mirasımızı bu sefer sporcu gençlerimize iki aşamada eğlenceli bir şekilde anlatmayı tasarladık. İlk aşamada sporcuların yemek servis altlıklarını Samsun’a ait somut ve somut olmayan kültürel miraslarla donattık. İkinci aşamada ise sporcuların maçlara giderken kullandıkları otobüslerde koltuklarının arkalarına somut ve somut olmayan kültürel miraslarımıza yer verdik. Böylece sporcular zorunlu aktivitelerini yaparken bir yandan da Samsun’un kültürel miraslarını tanımış oldu. İlgileri, heyecanları ve bu mekanları nasıl gezebileceklerini sürekli sormaları bizler için anlatılamaz bir duyguydu" ifadelerini kullandı.

"Tarihi bir öneme sahip"

Doç. Dr. Hicran Hanım Halaç, projenin Atatürk’ün Samsun’a çıkışının 100. yılında gerçekleştiği için de mutlu olduklarını ifade etti.

Halaç konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Tarihi öneme sahip bir dönemde etkinliğin gerçekleştirdik. Kurtuluş mücadelesinin başlangıcının 100. yılında, Atatürk’ün ülkeyi emanet ettiği gençlere ülkemizi tanıtmak bizim için çok anlamlıydı. Samsun’un kültürel mirasını Atatürk’ün Samsun’a çıkışının 100. yılında böyle bir projeyle genç sporculara aktardığımız için çok mutluyuz. Bizim asıl mirasımız gençlerdir. Kültürel miraslarımızı onlara aktarabilirsek geleceğe de aktarabiliriz."