Küresel Piyasalar Abd Enflasyonuna Odaklandı

ABD'de geçen hafta açıklanan tarım dışı istihdam verisindeki artışın 74 bin ile 200 bin olan beklentilerin oldukça altında gelmesi sonrasında, piyasalar Fed'in parasal genişleme politikasına yön tayin etmesi açısından önem taşıyan bir diğer veri olan enflasyona odaklandı. Analistler, bu hafta ABD verileri ve Fed başkanları konuşmalarının gündemde ön sırada olacağını belirtiyor, Bej Kitap ve aralık ayı enflasyon verilerinin önemine dikkati çekiyor.
Ekonomik verilerin gelişiminin Fed'in para politikalarından ziyade, tahvil alım programına ilişkin beklentileri şekillendireceğini vurgulayan analistler, tarım dışı istihdamdaki artışın hayal kırıklığı yaratmasına rağmen, işsizlik oranındaki gerilemenin yüzde 6,5'lik hedefe yaklaşmasının belirsizlikleri artırdığını ifade ediyor.
Konuya ilişkin değerlendirmelerde bulunan Ekonomist Özlem Bayraktar Gökşen, ADP özel sektör istihdam verisi sonrasında aralık ayı tarım dışı istihdam artışının beklentileri aşabileceği yönündeki tahminlerin, cuma günü gelen sürpriz rakamla "boşa çıktığını" dile getirdi.
Gökşen, 2011 başından bu yana en düşük seviyeli artışını gerçekleştiren aralık ayı tarım dışı istihdamının, ilk bakışta gelişen ülke varlıkları açısından kısa vadeli bir rahatlama molası yarattığını vurgulayarak, istihdam verisinin beklentilerin gerisinde gelmesinin en önemli nedenlerinden biri olarak soğuk hava koşullarının gösterildiğini kaydetti.

Özellikle inşaat sektörü tarafında işe alımların gecikebileceğini, hava koşulları nedeniyle birçok insanın da işsiz kaldığını ifade eden Gökşen, "Ancak beraberinde açıklanan işsizlik rakamının yüzde 7'den yüzde 6,7'ye gerilemesi bir miktar kafa karışıklığı yarattı. Yaklaşık 1,6 milyon kadar insana verilen işsizlik yardımlarına son verilmesi dolayısıyla işsizlik oranı hesaplamalarında kalitesiz bir düşüş yaşanmasının görüldüğü belirtiliyor. Yüzde 6,7 seviyesine gerileyen işsizlik oranı 2008 Ekim ayından bu yana kaydedilen en düşük oran. İş gücüne katılım oranının da yüzde 62,8 ile yine oldukça düşük bir seviyeyi işaret ettiği gözden kaçmıyor" görüşünü paylaştı.
Gökşen, tarım dışı istihdam artışının zayıf kalmasının piyasa fiyatlamaları üzerindeki etkisinin yüksek olduğuna işaret ederek, yüzde 3 seviyelerine yakın seyreden 10 yıllık ABD tahvil faizlerinin yüzde 2,86'ya, yüzde 4 düzeyine yaklaşan 30 yıl vadeli ABD tahvil faizlerinin ise yüzde 3,8'e gerilediğini anımsattı.
İşsizlik rakamındaki gerilemenin kalitesi sorgulanıyor olsa dahi, sözle yönlendirme çerçevesinde Federal Açık Piyasa Komitesi'nin (FOMC) bildirisinde faiz artırımı için eşik değer olarak belirtilen yüzde 6,5 işsizlik oranına yakınlaşmasının tedirginlikleri beraberinde getirdiğine dikkati çeken Gökşen, şunları söyledi:
"En son açıklanan FOMC tutanaklarından söz konusu eşik değerin aşağı yönlü revize edilmesi konusunda mutabakattan uzak noktada olduğu işareti alınsa dahi, ileriki bir dönemde algı bozukluğu ve tedirginliğin neden olduğu fiyatlamalar nedeniyle işsizlik oranının aşağı yönlü revizyonunun söz konusu olabileceği belirtiliyor. Bu haftaki veriler ve Fed başkanlarının yapacağı konuşmalar içerisinde enflasyon sonucunun bir adım öne çıkabileceği belirtiliyor. İstihdam verilerinin gidişatı aynı önemini korusa dahi, enflasyon tarafında yavaş ilerleyiş ve orta vadeli trendinden oldukça uzak olması nedeniyle Fed tarafından daha fazla dile getirilmeye başlandığı belirtiliyor. FOMC bildirisinde de sözle yönlendirme bünyesinde uzun vadeli enflasyon hedefi olan yüzde 2 seviyesinin altında kalındığı sürece faizlerin düşük kalacağı sinyali verilmişti."
Gökşen, bu hafta açıklanacak veriler ve yapılacak konuşmalar arasında enflasyon sonucunun bir adım öne çıkabileceğini dile getirerek, istihdam verilerinin gidişatının önemini korusa dahi, enflasyon tarafında yavaş ilerleyiş ve orta vadeli trendden oldukça uzak olması nedeniyle Fed tarafından daha fazla dile getirilmeye başlandığını kaydetti.

FOMC bildirisinde de sözle yönlendirme bünyesinde uzun vadeli enflasyon hedefi olan yüzde 2 seviyesinin altında kalındığı sürece, faizlerin düşük kalacağı sinyalinin verildiğini anımsatan Gökşen, FOMC'un özellikle kişisel harcamalar verisini takip ettiğini de sözlerine ekledi.