İçişleri eski Bakanı Mehmet Ağar, Sabah gazetesi köşe yazarlarından Mahmut Övür'e konuştu.
Susurluk Davası, Kürt Sorunu, Leyla Zana'nın açıklamaları ve DYP-Anatavan birleşmesi hakkında görüş bildiren Mehmet Ağar, Susurluk'la ilgili olarak ses getirecek açıklamalar yaptı.
İşte Mehmet Ağar ile yapılan o röportaj;
'O koşullarda sohbet etmek kolay değil. Söze 'Nasılsınız? ' diye başlıyorum. 'İyiyim çok iyi... Türkiye'nin dört bir yanından insanlar geliyor. İnsanın sevildiğini bilmesi ne yalan söyleyeyim hoş bir şey. Moral oluyor. Her kesimden insan geliyor. '
'KİMSEYE KIRGIN DEĞİLİM '
Karara girmeyeceğim ama şunu merak ediyorum. Susurluk bir süreç... O dönem birlikte çalıştığınız Cumhurbaşkanı, Başbakan, MGK ve bakanlar var. O günleri düşününce 'Neden ben buradayım? ' diye öfke duyuyor musunuz?
Hayır, kimseye bir öfkem, kırgınlığım yok. Ben bu ülke için ne yaptığımı biliyorum. Bir gün gelecek ne kadar önemli bir rol üstlendiğimi herkes anlayacak. İçim rahat. Kafamda bu sorunu çözdüm ve kendimi alıştırdım. Bu da bir görev... Devlette görev yapmanın nimeti de külfeti de olur. Nimetinden yararlandığımız gibi külfetini de çekeriz. Önemli olan Türkiye'dir. Şu anda hiçbir siyasi beklentim yok. Tek derdim ülkemizin karşılaştığı sorunlar. Bu dönemi çok okuyarak geçiriyorum. Özellikle Kürt meselesini enine boyuna araştırıyor ve okuyorum. Ciddi bir birikimim oldu. Bir gün biri yararlanır mı bilmiyorum ama ben bunları paylaşmaya hazırım. Zamanımın çoğunu okuyarak geçiriyorum. Sabah 05'te namaza kalkıyorum. Sonra sporumu yapıyorum ve bol bol okuyorum. Tabii sayı vermeyeyim, çok da ziyaretçim geliyor.
'BİRÇOK PKK'LI İLE GÖRÜŞMÜŞTÜM '
Siz Kürt meselesiyle ilgili çalıştığınızı söylediniz. Daha önce DYP Genel Başkanı olarak da 'Düzovada siyaset 'le bugün çok tartışılan silahların susturulması meselesini sivil siyasetin önünün açılmasını gündeme taşımıştınız. Şimdi süreci nasıl görüyorsunuz?
Çok kaotik bir ortamdayız. Her kafadan bir ses çıkıyor. Sözün ağırlığı kalmadı. Bunun için bir süre herkesin susmasında yarar var. Biz o zaman meselenin buralara geleceğini bildiğimiz için o sözü söyledik. Birçok PKK'lı ile görüşmüştüm. Bu işe bir çözüm üretilmezse farklı yönlere kayabilir.
Nereye gider, bir bölünme kaygısı yaşıyor musunuz?
Hayır, kesinlikle bir bölünme korkum ve kaygım yok. Biz bölünmeyiz çünkü bunun bir nedeni büyük kentlerdeki Kürtlerse, ikinci nedeni de bölgedeki Kürtlerle Türklerin ortak çıkarlarıdır. Herkesin bu gerçeği görmesi lazım...
'ZANA SAHİCİ BİR İNSAN '
Bu dönemde Kürt siyasetinin önemli aktörü Leyla Zana'nın konuşmasını ve Başbakan Erdoğan'la görüşmesini nasıl değerlendiriyorsunuz?
Leyla Zana sahici bir insan. Seveni çok seviyor sevmeyeni ise saygı duyuyor. Bu siyasette önemli bir meziyet... Başbakan'la görüşmesini de çok önemsiyorum. Silahlar sussa konuşarak halledemeyeceğimiz hiçbir sorun yok. Türkiye bu fırsatı iyi değerlendirmeli. Başbakan da bölgede çok sevilen bir insan...
Siz daha önce bu sorunu Başbakan Erdoğan çözebilir demiştiniz. Aynı şeyi Leyla Zana da söyledi.
Er veya geç herkes doğruyu görüyor. Doğruyu görmek ve söylemek siyasette önemlidir. Zana'nın bunu söylemesi bölge insanı üzerinde etkili olur. Başbakan'a bölge insanı güveniyor. Zana'yı da seviyor. Buradan yürümek çözüme giden yolu açabilir. Ama tabii iç ve dış siyasetteki gelişmeler buna ne kadar izin verir o belli olmaz. Kolay değil önümüzde üç seçim var. Seçimler siyaseti uçlara savuruyor. Bin bir türlü denge var. Bu kadar arka arkaya seçim yapmak çözüm süreçlerini etkileyebilir. Bu nedenle belki iki seçimi birleştirmek gerekebilir.
'SİYASET DİLİ YUMUŞAMALI '
Geleceği nasıl görüyorsunuz? Umutlu musunuz?
Zor bir dönemdeyiz. Bütün bu konuştuğumuz konularda rahatlamanın 2014 Cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra yaşanacağını düşünüyorum. O güne kadar sürecin iyi yönetilmesi gerekiyor. En başta da siyaset dilinin yumuşamasında yarar var. Çok sert gidiyor. Seçimler bu sertliği daha da artırabilir. Bu yüzden bir süre susulmasında yarar görüyorum. Gerilimi aşağı çekmek için herkes üzerine düşeni yapmalı.
Susurluk döneminin ve 2007'deki DYP-Anavatan birleşmesinin perde arkası hep merak ediliyor. Bunları ne zaman anlatacaksınız?
Bir gün gelir her şey aydınlanır. Ben 2007'deki tavrımızın cezasını siyaseti bırakarak ödedim. O gün ne söylediğim ortada, kendi kararımı hayata geçirmediğim için pişmanım. 44 kişinin verdiği karar var. Benim görüşüm değildi. İlk toplantıya girilmeyecek, sonra girilecekti. Birileri bunu kötü kullandı. O günden sonra siyaseti bıraktım ve bir daha dönmeme kararı aldım.
'Leyla Zana sahici bir insan'
İçişleri eski Bakanı Mehmet Ağar, Leyla Zana'nın "Kürt sorununu Başbakan çözer" açıklamasına ilişkin, "Leyla Zana sahici bir insan. Seveni çok seviyor sevmeyeni ise saygı duyuyor. Bu siyasette önemli bir meziyet... Başbakan'la görüşmesini de çok önemsiyorum. Silahlar sussa konuşarak halledemeyeceğimiz hiçbir sorun yok. Türkiye bu fırsatı iyi değerlendirmeli" dedi.