Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, 'Öğrenci imkanlarını ve akademik camiayı geliştirmek için her türlü gayreti veriyoruz ama istiyoruz ki burada yetişen insanlarımız, akademisyenlerimiz, bu ülkenin bütününe sahip çıkacak şekilde, bu ülke için çalışsınlar ve bu ülkenin değerlerinden olsunlar' dedi.
Malatya İnönü Üniversitesi bünyesindeki Karaciğer Nakli Hastanesi ve bir dizi yatırımın açılışı yapıldı.
Açılış dolayısıyla İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezinde düzenlenen törende konuşan Gümrük ve Ticaret Bakanı Bülent Tüfenkci, hastanenin ve yatırımların hayırlı olması temennisinde bulundu.
Öğrenci merkezinin önemli bir yatırım olduğunu belirten Tüfenkci, buranın öğrencilerin üniversiteyle, akademiyle ilişkileri ve bu iletişimin bir merkezden yönetilmesi açısından diğer üniversitelere de rol model olacağını düşündüğünü kaydetti.
AK Parti'nin ekonomiyi büyütmesinin üniversitelere de yansıdığını anlatan Bakan Tüfenkci, 'Aktarılan kaynaklar ve üniversitelerin vizyonu birleştiğinde gerçekten büyük ivmeler kazandırıldığını hep beraber görüyoruz' diye konuştu.
Tüfenkci, AK Parti hükümetlerinin üniversitelere, bilim dünyasına önemli katkı ve kazanımlarda bulunduğunu vurgulayarak, 81 ilde üniversite kurduklarını ve fiziki imkanlarını da geliştirdiklerini anlattı.
Bakan Tüfenkci, konuşmasını şöyle sürdürdü:
'Öğrenci imkanlarını ve akademik camiayı geliştirmek için her türlü gayreti veriyoruz ama istiyoruz ki burada yetişen insanlarımız, akademisyenlerimiz, bu ülkenin bütününe sahip çıkacak şekilde, bu ülke için çalışsınlar ve bu ülkenin değerlerinden olsunlar.Dün Diyarbakır'da ilkokulda okuyan belki herbiri bir akademisyen olacak o çocuklarımıza bomba atmaktan çekinmedikleri gibi o çocukların, kadınlarımızın, analarımızın çocuklarını okutmak için ekonomik olarak gösterdikleri o çabaları görmezden gelerek çukurlar açanlar, bomba tuzaklayanların gelip bu eserleri görmeleri lazım. Niçin bu eserler Cizre'de de olmasın? Niçin Şırnak'ta da olmasın? Niçin oradaki çocuklar da yetişip bir Prof. Dr. Sezai Yılmaz (İnönü Üniversitesi Karaciğer Nakli Enstitüsü Müdürü) olmasın diye düşünmekten de kendimi alamıyorum. O bildiriye imza atanlar, acaba gelip o çukurları gördüler mi? Dünkü o Diyarbakır'daki okumak isteyen o çocukların geleceğini karartmaya çalışanların hiç mi günahları yok? Hiç mi dünyadan haberleri yok, ideolojileri yok. Şimdi o atılan bombaları akademinin neresine, akademi bilincinin, aydınlığın neresine yerleştireceğiz? İnsanlığın neresine yerleştirelim? İslami değerlerin neresine yerleştirelim? Onun da takdirini sizlere bırakıyorum.'
- 'Teçhizatıyla 90 milyon liranın üzerinde bir yatırımdan bahsediyoruz'
Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz da Kale ilçesinde 1,3 milyon lira bir yatırım bedeline sahip Kale Su Sporları Merkezi, 3,4 milyon lira tutarında olimpik açık yüzme havuzu, 10,5 milyon lira değerindeki öğrenci merkezinin açılacağını belirtti.
Yılmaz, Karaciğer Nakli Hastanesinin bu projeler içinde ayrı bir yere, değere, öneme sahip olduğunu vurgulayarak, 'Baktığınız zaman dünyada bu anlamda yapılan ilk müstakil hastane. Dünyada sadece bu alana uzmanlaşmış başka bir hastane yok. Dünyada bir ilk olma niteliği taşıyor. Teçhizatıyla 90 milyon liranın üzerinde bir yatırımdan bahsediyoruz' dedi.
Hastanenin 12 ameliyathane, 36 yoğun bakım ünitesi ve 154 yatak kapasitesiyle ciddi bir alt yapısı bulunduğunu kaydeden Bakan Yılmaz, İnönü Üniversitesi Turgut Özal Tıp Merkezinin Avrupa'da en fazla karaciğer nakli yapılan merkez konumunda ve dünyada ise ikinci olduğunu açıkladı.
Nakillerde başarı oranının yüzde 80-85 olduğunu, dünya birinciliğine de hedef olarak yatırım yaptıklarını anlatan Bakan Yılmaz, bu projelerin Türkiye'nin nereye geldiğini gösteren projeler olduğuna işaret etti.
Yılmaz, şöyle konuştu:
'Bilimsel olarak, akademik olarak geldiğimiz yeri ve kalkınmışlık seviyemizi gösteren projeler. İnsanımıza öz güven kazandıran projeler. Ve bunların yapılabilir olduğunu, içeride dışarıda gösteren projeler.Doğu Anadolu'da, Malatya'da, Avrupa'da birincilik konumunu elde ettiğimiz bir bilimsel faaliyetin olması bir özgüven unsuru aynı zamanda. İnsanımıza güvendiğimizde, insanımıza gerekli imkanları sunduğumuzda neleri başarabileceğimizi, nerelere ulaşabileceğimizi gösteren bir proje.'
Anadolu'daki üniversitelerin geçmişle mukayese edilemeyecek ölçüde ve alt yapıda belli bir noktaya ulaştığına vurgu yapan Yılmaz, 'Ancak alt yapı yetmez, fiziki ortamlar yetmez. Aslolan o fiziki yapıları dolduran insanlardır. Onlara ruh veren onları gerçek anlamda aktif hale getiren insan gücüdür' değerlendirmesinde bulundu.
Yılmaz, Karaciğer Nakli Hastanesinin bu anlamda güçlü bir akademisyen kadrosuna sahip olduğunu bildirdi.
- 'Üniversiteler insan odaklı kalkınma anlayışının olmazsa olmazı'
Üniversitelerin önemine değinerek, buna en yakın örneğin Tunceli ve Bingöl üniversiteleri olduğunu kaydeden Bakan Yılmaz, şu görüşlerini paylaştı:
'Bingöl Üniversitemizin şu anda 13 bin öğrencisi var. Çok kısa bir süre önce kurulduğu halde enstitüleriyle, araştırma altyapılarıyla, sportif altyapılarıyla bir kampüs haline gelmiş durumda. Tunceli'de yine TOKİ aracılığıyla çok ciddi yatırımlar yapıyoruz. Dünyanın herhalde en güzel konuma sahip üniversitelerinden biri Tunceli Üniversitemiz.Aslında bölgedeki üniversiteleri de bir networkun unsunları gibi görmek lazım. Birbirinden kopuk yapılar gibi de düşünmemiz lazım. Gerek araştırma alanlarında, gerek başka konularda işbirliği yapan, tecrübe paylaşan, birlikte bu bölgenin kalkınmasına, gelişmesine hizmet eden kurumlar olarak konumlandırmamız lazım.'
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) ile başlattıkları çalışmaya işaret eden Yılmaz, 'Çalışmayı belli bir aşamaya da getirmiş durumdayız. Şu anda eylem planlarını hazırlıyoruz. Pilot bazı üniversiteler seçme aşamasındayız' diye konuştu.
Üniversitelerin vazifelerini sıralayan Yılmaz, şöyle devam etti:
'Birinci vazifesi eğitim. İkinci misyonu var olan bilgiye yeni bilgiler ilave etmek. Yani araştırma misyonu. Bunun için de bütün üniversitelerimize araştırma merkezleri, laboratuvarlar kurduk. Merkezi araştırma laboratuvarları dışında tematik araştırma merkezlerine de ciddi destekler verdik. Sadece geçtiğimiz 10-13 yılda 3 milyar liranın üzerinde bir kaynağı bu araştırma alt yapıları için harcadık. Üniversitelerimize çok sayıda merkez oluşturduk. Üçüncü misyonsa bilgiyi kullanma misyonu, yani kalkınma misyonu. Bilgiyi aktaracaksınız üstüne yeni bilgiler ilave edeceksiniz. Bir de bu bilgiyi kullanarak içinde bulunduğunuz bölgenin ve ülkenin sosyo ekonomik kalkınmasına gelişmesine sorunlarını aşmasına katkıda bulunacaksınız.Bu kalkınma misyonunun yeterince güçlü olduğunu söyleyemeyiz.Geçmişte maalesef toplumdan kopuk, kendi içinde etrafına kalın duvarlar örmüş, yerel yönetimle, sivil toplumla, iş dünyasıyla gerekli bağları kuramamış dolayısıyla topluma toplumun gelişmesine, kalkınmasına yeterince katkıda bulunmayan üniversitelerimiz vardı. Bugün geldiğimiz noktadaysa çok farklı bir zihniyetle hareket ediyoruz.'
- 'Üniversitelerin içinde bulundukları bölgeye göre kendilerini farklılaştırmasını istiyoruz'
Üniversiteleri her bakımdan içinde bulundukları toplumla daha yoğun bir etkileşim içine germesi gereken kurumlar olarak algıladıklarını anlatan Yılmaz, 'Bunun topluma faydası olduğu gibi üniversiteye de büyük faydaları var. Bunu yapabilen üniversiteler, kendilerini daha hızlı geliştirebilen üniversiteler haline geliyorlar. Bunu yapabilen üniversiteler, toplumun gelişmesine, kalkınmasına, daha iyiye gitmesine de hizmet etmiş oluyorlar.Bu açıdan YÖK ve Kalkınma Bakanlığı olarak özel çalışmalar yapacağız. Bunun özünü de misyon farklılaştırması oluşturuyor. Biz tek tip üniversite istemiyoruz. Farklılaşmış üniversiteler istiyoruz. Üniversitelerimizin içinde bulundukları bölgeye göre kendilerini farklılaştırmalarını istiyoruz' ifadelerini kullandı.
- 'Üniversitelere 4 milyar liradan fazla kaynak transfer ettik'
Hükümetin sadece yatırımlar için üniversitelere 4 milyar liradan fazla kaynak transfer ettiğini belirten Bakan Yılmaz, 'Bunun karşılığını toplum olarak görmek durumundayız. İnsanların vergileriyle biz üniversitelerimizin bu yatırımlarını gerçekleştiriyoruz.Karşılığında da halkımıza, üreticimize üniversitelerimizin daha fazla hizmet etmesini bekliyoruz' dedi.
Yılmaz, son dönemde akademisyenlerle ilgili çok önemli adımlar atıldığını ifade ederek, gelirlerinde yıllık maliyeti bir milyar liranın üzerinde olan bir artış sağlandığını aktardı.
Cevdet Yılmaz, öğrencilerin de burslarını 400 liraya çıkardıklarını, üniversitelerden daha fazla katma değer beklediklerini vurguladı.
- 'Önümüzdeki dönemde çok daha yüksek büyüyeceğiz'
Yılmaz, küresel krize rağmen, Türkiye'nin geçen yıl yüzde 4 büyümeyi başardığına dikkati çekerek, konuşmasını şöyle tamamladı:
'Gelişmekte olan ülkeler Çin ve Hindistan hariç yüzde 1,8 büyürken, biz yüzde 4 büyümeyi başardık. Küresel krizin etkilerine rağmen, bölgemizdeki birçok jeopolitik olumsuzluklara rağmen, terör saldırılarına rağmen, yaşadığımız 2 genel seçime rağmen. Önümüzdeki dönemde çok daha yüksek büyümelerle halkımızın hak ettiği refaha ulaşmasına ve ülkemizin de dünyada hak ettiği konuma ulaşmasına hep birlikte katkıda bulunacağız.'
Malatya'da Karaciğer Nakli Hastanesi Açılışı
Gümrük ve Ticaret Bakanı Tüfenkci: 'Öğrenci imkanlarını ve akademik camiayı geliştirmek için her türlü gayreti veriyoruz ama istiyoruz ki burada yetişen insanlarımız, akademisyenlerimiz, bu ülkenin bütününe sahip çıkacak şekilde, bu ülke için çalışsınlar ve bu ülkenin değerlerinden olsunlar' Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz: 'YÖK ve Kalkınma Bakanlığı olarak özel çalışmalar yapacağız. Bunun özünü de misyon farklılaştırması oluşturuyor. Biz tek tip üniversite istemiyoruz. Farklılaşmış üniversiteler istiyoruz. Üniversitelerimizin içinde bulundukları bölgeye göre kendilerini farklılaştırmalarını istiyoruz'