Meclis Başkanı Şahin‘den Mumcu‘ya Çağrı

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Mehmet Ali Şahin, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendisine TSK tarafından baskı yapıldığı iddia edilen Erkan Mumcu‘ya çağrıda bulunarak gerçekleri açıklamasını istedi.

TBMM Başkanı Mehmet Ali Şahin, TGRT HABER‘de Murat Odabaş‘ın konuğu oldu. Meclis Başkanı Şahin, Murat Odabaş‘ın gündeme ilişkin sorularını cevaplandırdı. Güncel konular hakkında açıklamalarda bulunan Şahin, son günlerde adı cumhurbaşkanlığı seçimlerinde TSK tarafından baskı yapıldığı şeklinde anılan Erkan Mumcu‘ya çağrıda bulundu. Erkan Mumcu‘nun Türkiye‘deki vesayet demokrasisinin bitirilmesine yardımcı olmasını isteyen Şahin, "O günler milletin gözünün önünde cereyan etti. Parlamentodaki çalışmaları

TRT canlı veriyor. Tüm vatandaşlar gelişmeleri takip etti. O dönemde siyasete dış müdahale olduğu çok açıktır. Ancak, bu müdahalenin nasıl, kimler tarafından kimlere karşı yapıldığı konusu yavaş yavaş ortaya çıktı. Eski bir bakan arkadaşımızın benimde kişisel olarak siyasetten öncede arkadaşım olan Erkan Mumcu‘nun ismi çokça geçmektedir. Ben Erkan Bey‘e şu çağrıda bulunuyorum. Lütfen Mehmet Ali Brand kadar cesur olun ve gerçekleri kamuoyundan saklamayın. Türkiye‘de vesayet demokrasisinin tamamen kalkmasına

yardımcı olun. Benim tanıdığım Erkan Mumcu bunu yapar. O dönemde bir takım dolduruşlara gelmiş olabilirler. Böyle düşünüyorum. O partiden olup sonra ayrılarak cumhurbaşkanlığı seçiminde Abdullah Bey‘e destek veren birkaç milletvekili arkadaş parlamentoda buna benzer konuşma yaptılar".

O arkadaşların sağ olduğunu belirten Şahin, şunları söyledi: "Yakın çevresindeydiler, oradan koparak biz böyle bir vesayet demokrasisine baş kaldırıyoruz o nedenle tavrımızı burada demokrasiden yana gösteriyoruz deme cesaretini göstermişlerdir. Geçmişi anarak değerlendirerek kimseyi suçlamak istemiyoruz. Tekrar yaşanmaması için samimi net olmaya ihtiyacımız var. İsmi geçen arkadaşlarımız herkesin bildiği gerçekleri kimseden gizlemeyin. Dobra dobra çıkın açıklayın".

TÜRKİYE‘DE EN BÜYÜK YATIRIM DEMOKRASİYE

Türkiye‘de bir çok alanda AK Parti hükümeti tarafından yatırım yapıldığını kaydeden Şahin, ama en büyük yatırımın demokrasiye yapıldığını söyledi. Türkiye‘de bir çok alanda yatırım yapıldığını anlatan Şahin, sözlerine şöyle devam etti: "sağlıkta, eğitimde ama AK Parti döneminde en büyük yatırım demokrasiye yapılmıştır. Türkiye‘de şu an Türk demokrasisi geçmişe nispeten çok güçlüdür. Halkımızda kendi iradesinin dışında başka iradelere asla yer vermeyecek olan demokrasiyi düşünmektedir. Son anayasa

değişikliği referandumunda bu iradesini ortaya koymuştur ve o anayasa değişikliğinde 12 Eylül 1980 darbesini yapanların yargılanmaları önünde anayasal engel vardı. Bu engeli millet kaldırmıştır. Engel kalktı şimdi yargı mercileri görevlerini yapıyor. Bu ibreti alem için son derece iyi bir gelişmedir. Haklarında dava açılır veya açılmaz hüküm giyerler veya girmezler. Bunların hiçbir önemi yok. Ama suç işleyenler, anayasayı açıkça çiğneyenler, millet iradesiyle oluşan parlamentoyu kapatanlar, milletin

vekillerini, milletin bakanlarını cezaevlerine gönderenler bu yaptıklarının yanlarına kar kalacağını düşündüler ve bununla ilgili anayasal tedbirlerini de aldılar, işte Türkiye demokrasi de mesafe aldı, halkımızın demokrasi bilinci gelişti ve güçlendi, Türkiye artık normal bir demokratik düzende geçmişteki bu hataların hesabını soracak hale geldi. Ben bunu Türkiye‘nin geleceği açısından son derece önemsiyorum. Belirli yaşa gelmiş olan, geçmişte önemli görevlerde bulunmuş olan kişilerin bile sorgulanıyor

olması Türkiye‘nin demokratik geleceği açısından son derece önemlidir. Geleceğe güvenle bakmamızı sağlayacak hususlardır. 9 yıl önce önümüzü göremiyorduk. Şimdi bankalar 30 yıl vadeyle konut kredisi veriyor. Ben 30 yıl sonrasını görebiliyorum".

Siyasetin halkla yapıldığını belirten Şahin, şöyle konuştu: "Halkın beklentilerini frekanslarını yakalarsanız başarılı olursunuz. Halkımız anayasanın değişikliğinden yana tavır koydu. Hayır oyu kullanmaları için çalışan partiler 13 Haziran‘dan sonra yeni bir anayasa hedefi koydu. Halk ‘biz anayasanın değişikliğinden yanayız buna hayır demeyin‘ dedi. Onlarda buna şimdiden başladılar. Anayasa değişikliğine hayır diyen siyasi partilerin 13 Haziran için koydukları tavrı devam ettireceklerini ve bunda

mutabakata varacağımıza inanıyorum. Bunun mutabakatla çıkmasından yanayım."

Balyoz ve Ergenekon davalarını değerlendiren Şahin, Türkiye‘nin önemli bir mesafe kat ettiğini belirterek, "Geçmişte çok önemli görevlerde bulunmuş olan başta komutanlarımız olmak üzere bir takım kişilerin bir dava bağlamından tutuklu olmalarından, haklarında dava açılmış olmalarından memnuniyet ve şeref duymuyoruz" dedi.

Ortada deliller olduğunu anlatan Şahin, bunların bağımsız yargı organları tarafından incelendiğini belirterek şunları söyledi: "Bu delillere dayalı olarak yargı işlem yapıyor. Tutuklamalar keyfi tutuklamalar mıdır? Ellerinde delil var. Açılmış davaların delillerini inceleyiniz. Biz darbe hazırlığı içinde olduğuna dair iddianameye bakarsanız çok ciddi iddialar var. Bir dava devam ederken, o davayı etkileyecek bir söz ve beyanda bulunmak ne kadar yanlış bilirim. Ancak ‘Olabilir mi böyle bir şey, koskoca

adamlar yapabilirler mi?‘ diye sorular soruluyor. Ama 27 Mayıs‘ları ne yapacağız nereye saklayacağız, 1980‘leri ne yapacağız? Demek ki bazıları geçmişteki alışkanlıklarını bu son dönemde de uygulamaya konmuş teşebbüsünde bulunmuş olacaklar ki, iddia bağlamında söylüyorum bu süreç yaşanıyor. Türkiye buna benzer süreçleri bir daha yaşamamalı diye bu yargı süreçlerini çok ciddi şekilde takip etmeliyiz, sonucunu sabırla beklemeliyiz. Bunu da asla siyaset malzemesi yapmamalıyız."

Mehmet Ali Şahin, BDP‘nin doğu da baskı kurmaya çalışmasıyla ilgili soruya şöyle cevap verdi: "Şiddet ve şiddet kullanmak aciz insanların işidir. Şiddet yoluyla baskı tehdit ve korkuyla lehlerine sonuç alacaklarını d 6nünde anayasal engel vardı. üşünen kişilerin partilerin adı ne kadar demokrasi olsa da barış olsa da barış ve demokrasiden yana olduklarına inanmıyorum. Kimin hangi davranışı eylemi ne için yaptıklarını milletimiz görüyor. Medyanın halkımızın bilinçlenmesi için çok önemli bir rol oynadığını

görüyor. Halkımız her şeyin farkında bunu da sandıkta değerlendirecektir. Esnaf kendiliğinden kepengi indirebilir mi? Bu iş zorla ne kadar sürer. Bunu yapanlar bunları düşünmüyorlar. Bunlar son derece gayri samimi provokatif şeylerdir. Bizim bu değerlerimizden nasibini almamış kişilerin bölge halkı tarafından nefretle takip ediliyor. Bunlar hiçbir sonuç vermeyecektir, ters tepecektir".

Siyasetin ülkeye hizmet aracı olduğunu kaydeden Meclis Başkanı Şahin, sözlerine şöyle devam etti: "Siyasi partiler bunun için vardır. Ben siyaseti hizmet yarışı olarak görüyorum. Ben buna elimden geldiği kadar riayet etmeye çalışıyorum. Hepimiz insanız, ağzımızdan kırıcı söz çıkabilir. Ama buna dikkat etmeliyiz. Bir eleştiri gelince bu eleştiriye aynı dozda cevap verince tansiyon yükselebiliyor. Geçen seçimlerden önce ben hatırlıyorum, tansiyon yükselmişti. Ama ben zaman içerisinde Türk siyasetinin bunu

aşacağına inanıyorum. Parlamentoda birlikte çalışacağız, birlikte oturacağız. Ellerimiz sıkı şekilde değil, açık şekilde çalışacağız."

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile