Anayasa değişikliği teklifinin 27. maddesi üzerindeki MHP Grubu adına konuşan Grup Başkanvekili Oktay Vural, Anayasa değişiklik teklifiyle amacın ''uzlaşma değil çatışma olduğunu'' ileri sürdü.
İstismar anlayışına şahit olduk
Milletin iradesinin temsil edildiği Mecliste milletin hukukunu koruduklarını anlatan Vural, ''Burada bir oy için Meclis Başkanlığını bile yoğun tartışmaların içine sokarak maalesef konumunu tartışmalı hale düşüren bir istismar anlayışına şahit olduk '' diye konuştu.
İçiniz cız etmedi mi?
''Millet iradesine darbe vurmaya çalışanlara karşı çıktıklarını'' dile getiren diyen Vural, ''Milletvekilleri memur değil. Bunu 1 Mart tezkeresinde gösterdiler, yine göstereceklerdir'' dedi. Vural, ''Habur'da Türk bayrağının rahatsızlık yaratır diye indirilmesine içiniz cız etmedi mi? Ettiğini biliyorum'' diye konuştu.
Teklifin halk oyuna tümüyle sunulacağını belirten Vural, ''Çocukları, engellileri, memurları yargıyı ele geçirmek için kullanıyorsunuz'' dedi.
BDP Grup Başkanvekili Ayla Akat Ata, Anayasa teklifiyle ilgili BDP'nin önerilerinin iktidar partisi tarafından ''yok sayıldığını'' savundu. Seçim barajının düşürülmesi yönündeki tekliflerinin kabul görmediğini belirten Ata, yeni bir Anayasaya ihtiyaç olduğunu kaydetti.
''Yargıdaki savaşın adını 'yargı reformu' olarak sunmamalıyız, sunamamalıyız'' diyen Ata, temel hak ve özgürlüklerle ilgili düzenlemelerin referanduma götürülmesini eleştirdi.
Oylamalar anayasa ve içtüzüğe uygun
AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, Anayasa değişiklik teklifindeki maddelerde içerik bütünlüğünün olduğunu ve demokrasinin standardını yükselttiğini kaydetti. Bozdağ, ''Dolasıyla teklifin birlikte referanduma sunulması Anayasaya ve Venedik Komisyonu raporuna uygundur'' diye konuştu.
Ama bir grup hiç oy kullanmıyor
Oylamaların Anayasa ve İçtüzüğe uygun yapıldığını belirten Bozdağ, ''Parlamentoda olan tüm milletvekillerinin özgür iradelerine uygun olarak oy kullandıklarına inanıyorum. Ama bir grup hiç oy kullanmıyor. 'Hayır' dedikleri bir Anayasaya 'hayır' deme özgürlüğü olmayanların özgür vicdanlarıyla karar verme imkanı var mı? 'Hayır' diyemiyor itham yapıyor'' dedi.
Menderes'in sıfatı 'diktatör'
Bozdağ, şunları kaydetti: ''Demokrasi yokluğunda atılan her büyük adıma 'dikta' diyorlar. Milli egemenlik ve milli iradenin buluşması yolunda atılan her büyük adıma 'dikta' deniyor. 'Dikta' sözcüğüne baktığınız zaman, millet iktidar olmuş Menderes'in sıfatı 'diktatör'. Darbecilerden sonra yine iktidarda Özal var, millet getirmiş. Özal'a 'diktatör' deniliyor. Şimdi bakıyorsunuz milli irade Tayyip Erdoğan ve arkadaşlarını iktidara getirmiş, yine 'dikta' teraneleri, yine 'diktatör' lafları. Bu ülkede sivil dikta yaşanmıştır ama sadece rahmetli İnönü döneminde Türkiye sivil diktayı yaşamıştır. Onun dışında sivil dikta yoktur.
Habur'un hamurunu yoğuranlar, Abdullah Öcalan yakalandığında nerede yargılanacaktı? Ankara'da. Nerede yargıladınız? Bursa'da, İmralı'da. Oraya adliye sarayını kim yaptı? Yargılanırken askeri hakimi kim çıkardı? Şimdi çıkıp buradan Habur'u konuşuyorsunuz. O zaman onurunuz, haysiyetiniz yok muydu?
MECLİS'TE 12 EYLÜL HESAPLAŞMASI
12 Eylül’cülere yargı yolunu açan, Geçici 15. maddeyi yürürlükten kaldıran madde, 336 oyla ’Kabul’ edildi. Genel Kurul ise en hararetli gününü yaşadı
TBMM Genel Kurulu’nda 12 Eylül dönemindeki Milli Güvenlik Konseyi üyeleriyle, bu dönemde kurulan hükümetler ve Danışma Meclisi’nde görev alanların yargılanmasını önleyen Geçici 15. maddeyi yürürlükten kaldıran, Anayasa değişikliği teklifinin 25. maddesi görüşülmesi tartışmalı geçti. Tartışmalar, CHP’li Ali Rıza Öztürk’ün 1980’de aralarında CHP Genel Başkanı Deniz Baykal ile eski Cumhurbaşkanlarından Süleyman Demirel’in de bulunduğu 8 CHP’li ve 8 AP’li milletvekilinin Zincirbozan’a sürgüne gönderildiğini ve “Bu darbe demokrasi için yapılmıştı, ama gerçek öyle miydi?” diye sormasıyla başladı. Ve diyaloglar şöyle devam etti:
BDP’li Hasip Kaplan: Aradan 30 yıl geçti. 97 yaşındaki yaşlı bir generali, Kenan Evren’i yargılayacaksınız ve ’bu işi biz yaptık’ diyeceksiniz. Peki 8 sene niye beklediniz? Bu hesaplaşma bir bütündür. 12 Eylül’ün izleri ana caddelerden, okullardan, meydanlardan silinmediği sürece sadece 12 Eylül darbesini yapanlara yargılama yolunun açılmasıyla darbeyle hesaplaşılamaz. Hâlâ içim acıyor. O işkenceciler, o darbeciler, korumalarla, altlarında devletin araçlarıyla, rütbeleriyle meydanlarda geziyorlar ama mağdurlar hala başını kaldıramıyor. Bu ayıp hepimize yeter.
‘Biz, 12 Eylül’ün astıklarındanız iktidar ise beslediklerinden...’
MHP’li Atila Kaya: Bu maddenin Anayasa’ya konulmasının gerçek nedeni, 12 Eylül cuntasını yargılamak değil, bu cuntaya karşı oluşmuş olan nefreti tahrik etmek suretiyle paketin bütününü kabul ettirebilmektir. Karşınızda 12 Eylül’ün zulmünden, onun işkence tezgahlarından geçmiş, zindanlarında yıllarını vermiş birisi olarak bulunuyorum. 12 Eylül kimin önünü açmışsa, kim faydalanmışsa, 12 Eylül’ü savunan da odur. 12 Eylül öncesinde kendi teşkilatlarımızda çalışırken, 12 Eylül fırtınasına yakalandık. Bizleri zindanlara tıkan 12 Eylül, onların üstüne dam kurmuştur. Ülkücüleri ve solcuları işkenceye götüren, dar ağaçlarına gönderen 12 Eylül, siyaset yapabilmeleri için Tayyip Erdoğan ve onun gibilerin örgütlenmelerinin yolunu açmıştır. 12 Eylül, en çok ’asmayalım da besleyelim mi?’ sözüyle hatırlanıyor. Biz, 12 Eylül’ün astıklarındanız, iktidar ise beslediklerinden. Hiç kimse şark kurnazlığı yapmamalıdır. Bu madde, 12 Eylül’cülerin yargılanmasının yolunu açmayacaktır. Teklifi getiren milletvekillerinin samimiyetini göstermesi bakımından en güzel örnek şudur: 12 Eylül rejimiyle hesaplaşıyor gibi görünürken, 28 Şubat sürecini hiç gündeme getirmemenizi nasıl değerlendirelim? 27 Nisan e-muhtırasının üzerinden çok az bir zaman geçti. Dünyanın hangi demokratik ülkesinde, kendisine e-muhtarı veren birisiyle Dolmabahçe’de saatlerce oturup, belli konular üzerinde bir mutabakata varabilir. Bu bile tek başına, sizin Anayasa değişikliği konusundaki samimiyetinizi ortaya koymaktadır.
(Atila Kaya’nın konuşmasını Bahçeli ayağa kalkarak alkışladı...)
‘O aslanlara, ölenlere yazık siz hayatınızda acı görmediniz’
AK Partili Grup Başkanvekili Ayşe Nur Bahçekapılı: (Şair Nevzat Çelik’in ’Beni burada arama anne/ Kapıda adımı sorma/ Saçlarına yıldız düşmüş/ Koparma anne/ Ağlama’ şiirinden alıntı yaptı) Elbette oy kullanmamak da bir haktır. Ama öyle anlar vardır ki, oy vermek tarihi bir sorumluluk arz eder. (Bahçekapı, 12 Eylül döneminde yargılanan, idam edilen ve aralarında İsmet Şahin, Fikri Arıkan, Cengiz Baktemur, Ali Bülent Okran, Halil Esendağ, Selcuk duracık, Erdal Eren, Veysel Güney, Ahmet Senar, Kadir Tandoğan, Mustafa Özenç, Seyit Konut, Necdet Adalı, İlyas Has, Hıdır Aslan, İbrahim Erdem, Necati Vardar ve Serdar Soyergin’in de bulunduğu hem sağ hem de sol görüşten isimleri saydı) Kabul oylarımızla sizleri selamlıyorum. Her şeyi kirletmeyin, bırakın da bazı şeyler temiz kalsın. Tüm sıkıyönetim mahkemelerinde gençliklerini bırakan, işkenceden ölen gençlerimizi selamlayalım. Ben bugün, Anayasa değişikliği teklifinde imzası olan bir milletvekili olarak rahat uyuyacağım. Çünkü, Geçici 15’inci maddenin Anayasa metninden çıkarılmasına yönelik verdiğim ’kabul’ oyuyla bir nebze olsa vicdanımı özgürleştireceğim.
MHP Yozgat Milletvekili Mehmet Ekici: O arslanlara, işkenceden ölenlere yazık. Siz, hayatınızda bir gün acı görmediniz.
KAYA KİMDİR?
Atila Kaya, 19 Haziran 1980’de ’ülküdaşı’ Mustafa Yenişeker ile birlikte Kars’tan Erzurum’a bir ihale için gelen Mithat Koçulu’yu öldürdü iddiasıyla 10 yıl cezaevinde yattı, 1991 yılında 3713 sayılı af yasasıyla serbest kaldı. Kaya, MHP’den İstanbul’dan milletvekili olarak Meclis’e girdi.
AK Partili Bahçekapı konuştu MHP’liler alevlendi
AK Partili Bahçekapı, idam edilen sağcı ve solcu gençlerin isimlerini saydı ve onlara selam gönderdi. Ve “Geçici 15’inci maddenin Anayasa metninden çıkarılmasına yönelik verdiğim ”kabul“ oyuyla bir nebze olsa vicdanımı özgürleştireceğim” dedi. MHP’liler büyük tepki geldi. MHP’li Mehmet Ekici, “Siz, hayatınızda bir gün acı görmediniz” diye bağırdı.
SENİN BOYUN KAÇ KİLON KAÇ ?
Tunceli Bağımsız Milletvekili Kamer Genç, ''Seni perişan ederim'' diyen Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu'ya ''Burhan Bey senin boyun kaç, kilon kaç?'' diyerek yanıt verdi.
Bilim adamı böyle kişiliksiz olur mu?
Kamer Genç ve Burhan Kuzu arasındaki atışma devam ediyor. Genç, TBMM Genel Kurulu'nda anayasa değişiklik teklifinin görüşmeleri sırasında, Anayasa Komisyonu Başkanı Burhan Kuzu'nun kendisine yönelik “seni perişan ederim” dediğini ifade ederek, “Burhan Bey senin boyun kaç, kilon kaç? Yiğitliğin varsa çıkalım televizyonlara. Ben Danıştay’da 24 sene hakimlik yapmışım. Senin tezin bile ihtilaflı. Ben kimsenin emir eri değilim. Sen benim resmi düşüncem başka, tezim başka, diyorsun. Bilim adamı böyle kişiliksiz olur mu” diye konuştu.
Genç: Utanıyorum
Genç, komisyonun, hükümetin, milletvekillerinin, teklifin neyi getirdiğini bilmediğini iddia ederek, “Laik Türkiye cumhuriyeti yok edilerek, cemaat sistemi ne dayalı bir devlet sistemi getirilmeye çalışılıyor. Kendisini Anayasa profesörü zanneden bir kişi de bunlara çanak tutuyor. Utanıyorum” dedi.
Başkan Şahin, “Sizi temiz bir dille konuşmaya davet ediyorum” diyerek müdahalede bulundu.
Meclis'te İmralı ve 12 Eylül tartışması
AK Parti Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, ''Öcalan yakalandığında nerede yargılanacaktı? Ankara'da. Nerede yargıladınız? İmralı'da. Şimdi çıkıp buradan Habur'u konuşuyorsunuz. O zaman onurunuz, haysiyetiniz yok muydu?'' diye sordu.