Memur-sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu Gaziantep'te

Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, çözüm sürecinde başarısız olunması halinde silah tüccarlarının kazanacağını ve şehit cenazesini istismar haline getirenlerin kazanacağını belirterek, bunun da kazanç olmadığını, milletin kaybı olacağını söyledi.

Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Gaziantep Şubesi tarafından Şehitkamil Kültür Merkezi'nde düzenlenen ‘Medeniyet davamız, demokrasi mücadelemiz’ konulu konferansta, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Genel Başkan Gündoğdu, mevcut iktidardan önce de şimdiki iktidar döneminde de IMF'nin bu ülkeden kovulması için eylemler yaptıklarını hatırlatarak, “O gün bizim eylemlerimize kızanların başında bu ülkenin iş dünyasının başındaki patronlar geliyordu. IMF'siz kurtuluş reçetesi yoktur diyorlardı. İktidara teşekkür ediyoruz, Allah razı olsun IMF'yi kovdular. IMF gittikten sonra Türkiye büyümeye devam ediyor. Türkiye krizi en iyi idare eden ülkelerin başında geliyor. Ama IMF gitmesin diyenler her kriz olduğunda bankaları batıyorken, bugün yüzde 40’tan aşağı kar açıklamıyorsa, tüccarlar köşeyi dönmeye devam ediyorsa, memura gelince sabredin deniyorsa, krizin ortaklarının mutlu olduğu bu ülkede, kriz yürümesin devam etmesin, krizden kurtulmak için maaş almamamız gerekiyorsa, buna da razıyız diyenler büyümeden hala hak ettiği payı alamıyorsa, bu hesapta bir yanlışlık var. Bu hesap makinesi bu ülkenin hesabını yapamıyor. Biz bu ülkenin öz evlatlarıyız. Bedel varsa ödemeye hazırız ama büyüyen pastadan da hakkımızı almak istiyoruz. 'Çalışmayan memur yaklaşımı', 'fazla verirsek köylüye yol yapamayız' gibi köylünün yolunu gasp etmeyi teklif eden sendikacılar konumuna getiren yaklaşımlar tehlikelidir, etik değildir, bunun doğru olmadığının da altını çizmek istiyorum” dedi.

Başkan Gündoğdu, daha önce laiklik ile ilgili yaptığı yorumlarının arkasında olduğunu hatırlatarak, “Ya laikliğin tanımını yapın, ya da tanımsız laikliği anayasada istemiyoruz. Bugüne kadar bu laiklik her mahkemenin, her toplum mühendisinin milleti terbiye etmesinde sopa olarak kullanılmış, dinsizliği din algısı içerisinde millete dayatmıştır. Onun için bu kavramın eşit yurttaş kavramına destek sunacaksa varlığına ‘evet’, eşitsizlikleri, devletin bazen öteki ilan ettiği; Kürt'ü, Alevi'yi, muhafazakarı, başörtülüyü dövmenin sopası olacaksa, bu laikliğe ihtilacımız yok” diye konuştu.

Kamu-Sen'e de çağrıda bulunan Başkan Gündoğdu, “Devlet dairelerinde, okullarda, gelen halkımız, veliler, öğrenciler ve öğretmenlerimizden namaz kılmak isteyenler için bu binalarda namaz kılmak için mekan yapılmasını istiyoruz. Kamu-Sen bunu altıncı teklifimiz olarak listelerine eklesinler” şeklinde konuştu.

"Kadına başı açık olmayı dayatan, erkeğe bıyığını üstten almamayı şart koşan, ense tıraşına şekil veren, ayakkabının topuk boyu, eteğin yırtmacı ve ayakkabı numarasına kadar karışan bu ucube yönetmeliği tanımıyoruz, ebediyen de tanımayacağız" diyen Gündoğdu, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Yönetmeliğe uymamak bir başkaldırı değildir, erdemliliktir, boyun eğmemektir. Bu yönetmeliği tanımadığımız için suç işlediğimizi düşünenlere çağrıda bulunuyorum. Şapka kanunu hala yürürlüktedir. CHP'lisi, MHP'lisi, Kamu-Sen’lisi ve KESK’lisi de şapka giymiyor suç işliyor, ama bakanlıklara yazı yazıyorlar; ‘burada kılık kıyafet yönetmeliğine uymayan Memur-Sen üyesi var’ diyorlar. Hükümete buradan çağrıda bulunuyorum. İster kaldırın ister kaldırmayın biz bu yönetmeliği ebediyen tanımayacağız. Bu imza kampanyasına başlarken bu sorunu çözmek için güçlü destek bekliyorsa hükümet, bundan daha güçlü destek olmaz.”
Çözüm sürecine de değinen Başkan Gündoğdu, “Biz Başbakan'ın teklifiyle akil adam olmadık. Akil adam, akil insan odur ki; her türlü illegal yapılanmaya karşı olan, milletin değerlerine önem veren, terörden beslenenlerin elinden oyuncağını almak için, bataklığı kurutmak için destek sunan her kişi ve her örgüt akildir. Önce bunun altını çizelim. Teklifin bize yüklediği sorumluluk nedir? Altını çizerek söylüyorum; bu ülkenin PKK veya terörist sorunu bizim işimiz değil. Çözümünden biz sorumlu değiliz. Bu güvenlik sorunudur, devletin işidir. Ama bir daha terör olmaması için devletin atması gereken adımlar nelerdir? Milletin, STK’ların, bürokratın neler yapması sorusuna topyekun cevap aramak bizim işimiz. Onun için bize düşen milletin ateşine serçe misali su taşımaktır. İbrahim’in ateşini söndürmek için su taşıyan serçe, 'yerimiz belli olsun' diyor. Bizim yerimiz de milletin yeridir, durduğumuz yer burasıdır. Bazı siyasi parti liderleri döktürüp hakaret ediyorlar. Onların provokatörleri de akil insanlar sokağa çıktığında karşısına çıkıyor. Kocaeli’de 3 gün önce 3 salon toplantısında, fikirle mücadelede sorun yok fikri olan herkes konuşuyor ve en az yüzde 80 destek var. Dışarı çıktık, Doğu Perinçek’in adamları, MHP’liler, Kamu-Sen’liler kol kola slogan atıyorlar. Sayın Başbakan bizi Dolmabahçe'ye davet ettiğinde Kamu-Sen Genel Başkanı, ağababası parti liderinin söylemine uygun; ‘Memur-Sen ile Başbakan Dolmabahçe Sarayı’nda ihanet projesinde birleştiler’ dedi.

Soru şu; bu ülkenin 30 yıllık devasa sorununu çözmek için, dün bunun arkasında kim var? Maliyeti ne? sorusu soruluyorken, bugün bu sorunu çözelim nasıl çözelim sorusuna gelmiş ve Başbakan'la bunun konuşulduğu toplantı ve bu buluşmamı ihanettir; Ergenekon terör örgütüne ev sahipliği yapmak mı ihanettir? Bugün vatanı ve milleti Ergenekon'a peşkeş çekenler vatanın bölünmezliğinden bahsediyor” ifadelerini kullandı.

Konuşmasında, “Çözüm sürecinde başarısız olursak ne olur” sorusunu soran Başkan Gündoğdu, açıklamasını şöyle tamamladı: “Soru şu; Hakkari’ye Gaziantep’ten askere gönderdiğimiz yavrumuz orada şehit oldu geldi, o babamızın annemizin şimdi 19 yaşında bir oğlu daha var ve askere gidecek. Bu anne babaya ne diyeceksin? Güneydoğu'daki üyemiz ve üye olmayan kardeşlerimiz orada can güvenliği sorunu yaşıyor ne diyeceksin? Diyarbakır Cezaevi'nde, Mamak Cezaevi’nde Muhsin Yazıcıoğlu’na yaşatılan zulümler gibi bu ülkede İttihat ve Terakkiciler, Ergenekoncular zulümler yaşatmış devlet adına, bunun hukuki hesabının görülmesi gerekmez mi? Ne diyeceksin? Güneydoğu'nun birçok yerinde can güvenliği dolayısıyla kamu çalışanı verimli çalışamıyor ve en çok açık orada. Buradaki yavrularımızın dersi boş geçiyor, bu çocuklarımıza borcumuz yok mu? Ne diyeceksin? Bu millet Çanakkale’de 7 düvele karşı Kürt'ü, Laz'ı, Çerkez'i ile Mehmet Akif Ersoy'un Bedr'in aslanlarına benzettiği destanı yazmıştır. Yer altında bu müthiş destan yerin üstündekilerin örnek alması gereken bir destandır. Bu süreç başarılı olursa biz kazanacağız, millet kazanacak. Bu süreç başarısız olursa; silah tüccarları, öldürmeyi geçim kaynağı yapanlar, şehit cenazesin acısını istismarı geçim kaynağı haline getirenler kazanmaya devam edecek. Bu, kazanç değildir. Bu, milletin kaybıdır. Bu milletin artık kaybedeninin olmadığı yeni süreci hep birlikte oluşturmamız lazım.”
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile