Milli Eğitim Bakanı Yılmaz Açıklaması

'Milletinin değerlerine sahip çıkan, vatanını seven, yılmadan yorulmadan çalışan gençlerimiz, ülkemizi mazisinden daha parlak günlere taşıyacaktır' 'Ülkelerin gücü, iyi eğitime sahip nitelikli insan gücünden gelir. Geleceğimizin teminatı olan evlatlarımızın kişilik, yetenek ve kabiliyetlerini en üst düzeyde geliştirmek, iletişim becerisi yüksek, takım çalışmasına uyumlu eleştirel ve analitik düşünceye sahip kişiler olarak yetişmesini istiyoruz' 'Avrupa'dan daha fazla milli eğitime kaynak ayırıyoruz. Öğretmen başına düşen öğrenci sayısını 28'den 17'ye düşürdük. Bu değeriyle İngiltere, Japonya ve Güney Kore'yle aynıyız'

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz, "Milletinin değerlerine sahip çıkan, vatanını seven, yılmadan yorulmadan çalışan gençlerimiz, ülkemizi mazisinden daha parlak günlere taşıyacaktır." dedi.

Yılmaz, Başiskele'deki bir otelde düzenlenen Türkiye Öğrenci Meclisi Başkanları Kurultayı'nda yaptığı konuşmada, gençliğin Türkiye'nin umudu olduğunu belirterek, gençlerin 21. yüzyılın daha güçlü ve büyük Türkiyesinin mimarları olduğunu söyledi.

Türkiye'nin yarınlarının bugünden daha iyi olmasının gençlerin daha çok gayretiyle mümkün olacağını ifade eden Yılmaz, gençlere bu konuda güvendiklerini kaydetti.

Yılmaz, "Milletinin değerlerine sahip çıkan, vatanını seven, yılmadan yorulmadan çalışan gençlerimiz, ülkemizi mazisinden daha parlak günlere taşıyacaktır." diyerek, bu neslin Mehmet Akif Ersoy'un 'Asım'ın nesli' olarak tanımladığı nesil olduğunu anlattı.

- "Amacımız, çocuklarımıza kalkınmış, güçlü Türkiye bırakmaktır"

Ersoy ve Necip Fazıl Kısakürek'in gençliğe dair sözlerinden alıntılar yapan Yılmaz, "Ülkelerin gücü iyi eğitime sahip nitelikli insan gücünden gelir. Geleceğimizin teminatı olan evlatlarımızın kişilik, yetenek ve kabiliyetlerini en üst düzeyde geliştirerek, iletişim becerisi yüksek, takım çalışmasına uyumlu eleştirel ve analitik düşünceye sahip kişiler olarak yetişmesini istiyoruz. Hangi alanda olursa olsun bütün çalışmalarımızın amacı, çocuklarımıza kalkınmış, refah içerisinde, güçlü bir Türkiye bırakmaktır. Bunu ancak eğitimle gerçekleştirebileceğimizin farkındayız." diye konuştu.

Yılmaz, Türkiye'nin en büyük yatırımının beşeri sermayeye yapılan yatırım olduğunu belirterek, beşeri sermayenin, bilgi ekonomisine geçişi kolaylaştıracak şekilde yetiştirilmesinin önemini vurguladı.

Demokrasinin gelişmesi ve kökleşmesinin de kaliteli bir eğitimle olabileceğini ifade eden Yılmaz, kişilerin kendisi hakkında sağlıklı karar alabilmesinin eğitimden geçtiğini söyledi.

- Derslik başına öğrenci sayısı 36'dan 24'e düştü

Yılmaz, bu doğrultuda 10. Kalkınma Planı'nda eğitim için hedefler konulduğunu dile getirerek, 2013 yılında konulan bu hedeflerin hemen hemen hepsine ulaşıldığını kaydetti.

10. Kalkınma Planı'nın 2014-2018 yıllarını kapsadığını anlatan Yılmaz, Milli Eğitim İhtisas Komisyonunun raporundaki 2018 hedeflerinden bahsetti.

Yılmaz, derslik başına öğrenci sayısını Türkiye genelinde 36'dan 24'e düşürdüklerini aktararak, "Hakkari'de 22, Bitlis'te 22... Bizden önceki dönemde Doğu ihmal edilmişken, herhalde bu dönemde her alanda olduğu gibi eğitimde de en büyük yatırımı Doğu'ya yaptık. İller arasındaki beşeri ve altyapı farklılıklarını azalttık. Eğitime erişim imkanlarını arttırdık, bir milyon 300 bine yakın evladımızı eğitime ulaşsın diye taşıyoruz. 'Orta öğretimde de brüt okullaşma yüzde 100 olsun.' demişlerdi, bugün yüzde 103,73. Koyduğumuz hedefin de üstündeyiz." şeklinde konuştu.

- "Avrupa'dan daha fazla milli eğitime kaynak ayırıyoruz"

"Cumhuriyet kurulduğu günden bu yana en demokratik katılımla müfredatı güncelledik" diyen Yılmaz, bu yıl 1, 5 ve 9. sınıflarda yeni müfredatı uyguladıklarını anımsattı.

Yılmaz, "Önümüzdeki eğitim öğretim yılından itibaren de diğer sınıfların müfredatını yenileyeceğiz" ifadesini kullanarak, yenilenen müfredatta işlevsel bilgilerin ön plana çıkarılması için sadeleştirme yapıldığını kaydetti.

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) ülkelerinin milli gelirden eğitime harcadığı para ortalamasının yüzde 5,2 olduğunu ifade eden Yılmaz, "Biz de 6,2 ayırıyoruz milli gelirden eğitime. Avrupa'da, bu oranımızla milli gelirden en fazla pay eğitime ayrıldı desek doğrudur." dedi.

Yılmaz, 10. Kalkınma Planı'ndaki hedeflere ulaşabilmek için TEOG'u kaldırmak gerektiğini dile getirerek, şöyle konuştu:

"Öğrencileri muhitinde eğitim alacak hale getirmek lazım. Bu yıl TEOG'u kaldırdık, bu yıl herkesi kendi evine en yakın okula yerleştireceğiz. Yüzde 90'a yakın bununla çok istisnai olarak da isteyenlerin girebileceği bir sınavla da diğer sınavla öğrenci alan okullarımıza da öğrencilerimizi yerleştireceğiz. Şimdi yüzde 6,2 milli gelirden eğitime ayırıyoruz. Bir şeye önem verip vermediğiniz ona ayırdığınız bütçeyle ölçülür. Merkezi hükümet bütçesinin 2002 yılında ancak yüzde 10'u ayrılıyordu, bu yıl 134 milyar 700 milyon liranın üzerinde bir kaynağı eğitime ayırdık, bu da toplam bütçemizin yüzde 18'inden daha fazla. Almanya yüzde 4,9 ayırıyor milli gelirinden. Yani 80'lerde, 90'larda 2000'li yıllarda biz iktidara gelinceye kadar Avrupa'nın daha gerisinde milli gelirinden eğitime pay ayırırken, bugün Avrupa'dan daha fazla milli eğitime kaynak ayırıyoruz. Öğretmen başına düşen öğrenci sayısını 28'den 17'ye düşürdük. Bu değeriyle İngiltere, Japonya ve Güney Kore'yle aynıyız."

Yılmaz, millete sunulan her bir hizmetin daha iyi hale gelmesi için çalıştıklarını ifade ederek, konuşmasını şöyle tamamladı.

"Büyük hayallerimiz, 2023 hedeflerimiz var. 2002'den bugüne gelinceye kadar gösterdiğimiz başarıyı gösterirsek hiç şüpheniz olmasın ki bu hedefler de erişilebilir. Ama bunun için herkesin kendine verilen görevi hakkıyla yapması lazım. 'Kuşatma var' deniyor. Bunu ortadan kaldırmanın yolu, herkese verilen görevi hakkıyla yapmak, Türkiye'nin bu kuşatmadan kurtulması, bir başkasının görevini yapmasıyla değil, kendisine verilen görevi yaptığında olur. Türkiye bağımsız bir dış politika uyguluyor. Bunun dünyada yansımaları var."
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile