Mıt Media Lab Changing Places Direktörü Kent Larson'un Açıklaması

Avea ile Massachusetts Institute of Technology arasında kurulan ''Teknoloji köprüsü'' kapsamında İstanbul'a gelen MIT Media Lab Changing Places Direktörü Kent Larson ve Mobile Experience Lab Direktörü Frederico Casalegno ''Şehirlerin İnovatif Teknolojilerle Dönüşümü''nü anlattı.

Avea'nın ev sahipliğinde gerçekleştirilen ''AveaLabs İnovasyon Günleri'' kapsamında düzenlenen ''Şehirlerin İnovatif Teknolojilerle Dönüşümü'' konferansına, ''Louis I. Kahn: Unbuilt Masterworks'' adlı kitabı The New York Times Book Review tarafından 2000 yılının en iyi 10 mimarlık kitabı arasında gösterilen MIT Media Lab Changing Places Direktörü Kent Larson ve Mobile Experience Lab Direktörü Frederico Casalegno konuşmacı olarak katıldı.

Konferans öncesi düzenlenen basın toplantısında konuşan Larson, akıllı şehir konsepti çerçevesinde Media Lab'de geliştirdikleri uygulamalardan bahsederek, gelecekteki akıllı şehirlerin nasıl olacağına değindi.

Gelecekte evlerin daha fonksiyonel, arabaların ise katlanabilir olacağını belirten Larson şunları kaydetti:

''Şehirlerdeki yaşam alanları insanların tüm ihtiyaçlarını 10 dakikalık yürüme mesafesinde karşılayabilecekleri kompakt bir sistem çerçevesinde tasarlanırsa çarpık kentleşmenin önüne geçilebilir. Toplu taşıma araçlarını destekleyecek elektrikli scooter, bisiklet yollarına sığabilecek üç tekerlekli araçlar ve motorlu bisikletler gibi yeni nesil araçların kullanılması, özel otomobillerden paylaşımlı araçlara geçiş yapılması halinde 20 kata kadar enerji ve yer tasarrufu sağlanabilir.''

Teknolojik çiftçiliğin de gelecekte önem kazanacağına işaret eden Kent Larson, özel aydınlatma teknolojileri ile sebze ve meyve yetiştiriciliğinin şehirlere taşınabileceğine dikkati çekti.

Larson, mobilitenin artmasıyla cep telefonları aracılığıyla bireylerin şehir içindeki aktivitelerinin izlenerek, davranış analizlerinin, alışveriş alışkanlıklarının, sosyal hayatlarının ve geçirdikleri hastalıkların dahi kategorize edilebildiğini söyledi.

Bir hafta boyunca İstanbul'u inceleyeceklerini, insanların şehrin içinde nasıl hareket ettiklerini gözlemleyeceklerini ve şehrin sunduğu fırsatları anlamaya çalışarak İstanbul'a yönelik yenilikçi projeler üzerinde çalışacaklarını dile getiren Larson, ''Akıllı şehirlerle ilgili bir projede ulaştırma şirketi ile çalışmak yerine Avea ile çalışmayı tercih ederim. Avea'nın alt yapısı ve teknoloji üretme gücü, yenilikçi uygulamaların çok daha rahat hayata geçirilebileceği bir platform sunuyor. Avea insan davranışlarını anlama ve kategorize etme yetkinliğine sahip'' ifadelerini kullandı.

-''Avea geleceğin şehirleri için çalışıyor''-

Avea Teknolojiden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Dr. Coşkun Şahin ise, Avea olarak ''AveaLabs İnovasyon Günleri''nde, önümüzdeki dönem gelişmelerine paralel olarak akıllı şehirler konusuna odaklandıklarını belirterek şunları anlattı:

''İstatistiklere göre dünya nüfusunun yarısından fazlası şehirlerde yaşıyor ve uzmanlar, 2050 yılında dünya nüfusunun yüzde 70'inin şehirlerde yaşayacağını öngörüyor. Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre toplam nüfusun 57 milyondan fazlası yani yaklaşık yüzde 77'si il ve ilçe merkezlerinde ikamet ediyor. Nüfusun yüzde 18,2'si ise İstanbul'da yaşıyor. Nüfus arttıkça, daha fazla ev ihtiyacı ortaya çıkıyor, yollar yetmiyor, sadece enerji kaynakları değil kişi başına düşen temiz hava dahi azalıyor.

MIT gibi üniversiteler başta olmak üzere Avea olarak bizler de geleceğin şehirlerini tasarlarken, kaynakları, doğayı ve insanları düşünerek, hayatı kolaylaştıracak inovatif teknolojiler geliştiriyoruz.''

Tüm dünyadaki GSM şirketlerinin akıllı şehirlerin oluşturulmasında oldukça kilit bir role sahip olduğunu ifade eden Şahin şunları kaydetti:

''Öyle ki dünyadaki akıllı telefon satış adedi 2011 yılına göre yaklaşık yüzde 44, Türkiye'de ise yüzde 54,3 oranında arttı. Dünyanın pek çok büyük şehrinde kişi başına düşen akıllı telefon oranı her geçen gün giderek artıyor. Geleceğin şehirleri akıllı telefonlarla şekilleniyor. Avea olarak biz de geleceğin akıllı şehirlerinin sosyal ve kültürel navigasyonu olmak için çalışıyoruz. Müşterilerimize sunduğumuz mobil sağlık hizmetleri ile hastaları yakından takip ediyor, NFC ile cep telefonlarını anahtar, bilet, kredi kartı ve nakit paraya dönüştürüyoruz.''

Geçtiğimiz yıllarda Eyüp Belediyesi ile Türkiye'nin en kapsamlı akıllı belediye projesini gerçekleştirdiklerini hatırlatan Coşkun Şahin, proje kapsamında meydanlarda 42 Megabit hızında ücretsiz internet hizmeti sunduklarını, İstanbul Büyükşehir Belediyesi iştiraklerinden İSBAK A.Ş ile 2012'de temelleri atılan işbirliği ile de gerçek zamanlı verilerle İstanbul başta olmak üzere Türkiye'de özellikle büyük şehirlerde trafik sorununa çözüm sunmak için çalıştıklarını anlattı.

Mobil sağlık hizmetlerinin de geleceğin akıllı şehirlerinde hayati önem taşıyan konuların başında geldiğini ifade eden Coşkun Şahin, bu alanda da teknolojiler geliştirdiklerini, mobil sağlık ile doktoru, hemşireyi, müşterilerinin ceplerine taşıdıklarını söyledi.

-''MIT projelerinde hasat zamanı''-

Konuşmasında MIT ile geliştirilen işbirliği ve şu ana kadar geliştirilen projelere de değinen Coşkun Şahin, şu değerlendirmelerde bulundu:

''Geçtiğimiz Nisan ayında Boston'da attığımız tohumlar artık filizlenmeye başladı.

Birlikte geliştirdiğimiz bazı uygulamalarda hasat zamanı geldi bile. Birinci yılımızda MIT ile kardeşliğimiz kan kardeşliği boyutuna ulaştı. MIT ile birlikte geliştirdiğimiz projelerden bazılarının duyurusunu çok yakında yapacağız.

Hatta bazılarını bir yarışma düzenleyerek duyurmayı planlıyoruz. Hayata geçirilecek projeler arasında son kullanıcının ilgisini çekecek müzik ve fotoğraf uygulamaları bulunuyor. Şimdilik bunları şehrin müziği ve şehrin resmi olarak adlandırıyoruz. Ayrıca iş ortaklarımızın büyük verilerini işleyebileceğimiz, onları rakiplerinden bir adım daha öne geçirecek uygulamalar bulunuyor.''

İstanbul için yapılacak projeler özelinde MIT direktörlerinin İstanbul'u gözlemlemesinin kendilerine yapılacak projeler açısından yol göstereceğini de ifade eden Şahin, ''İstanbul'u MIT ile tanıştırmaktan çok mutluyuz. Avea burada geçiş kapısı olacak. İstanbul gibi bir metropolün sorunlarını çözmek için yolun başındayız'' diye konuştu.

Mobile Experience Lab Direktörü Frederico Casalegno da konuşmasında, Avea ile olan işbirliklerinin ikinci yılına girmelerinden duydukları mutluluğu ifade ederek, gelecekte kullanılacak teknolojileri Mobile Experience Lab'te test ettiklerini aktardı.

Şehirleri yaşayan organizmalara benzeten Casalegno, şehirlerin bilgi ve iletişim sistemleri ile birbirine bağlandığını, şu anda da kamu kurumlarından ve belediyelerden aldıkları bilgileri kullanarak şehir haritaları oluşturduklarını söyledi.

Muhabir: Eda Topcu

Yayıncı: Ali Bayaslan
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile