Çalıştayın ardından yapılan saptama ve değerlendirmede, anayasa değişikliğinin günlük tartışmaların ötesinde tarihi bir öneme sahip olduğunu belirtilerek, "Bu noktada öncelikle, HSYK ve Anayasa Mahkemesi'nin yeniden yapılanması konularında getirilen değişikliklerin, cumhuriyetimizin değiştirilemez ilkelerinden olan demokratik hukuk devleti bakımından, rejim değişikliğine yol açar nitelikte olduğu vurgulanmalıdır." denildi.
Anayasaların bireysel ve kollektif hak ve özgürlükleri tanımlayarak güvence altına alan, aynı zamanda devletin yapılanmasını, işleyişini, iktidarın örgütlenmesini ve el değiştirmesi yöntemlerini belirleyen temel belgeler olduğuna dikkat çekilen değerlendirmede şunlar kaydedildi: "Anayasal metinlerin değiştirilmesi, ulusal uzlaşma/toplumsal oydaşma yoluyla sağlanmalıdır. Türkiyemiz, 1995 ve 2001 değişiklikleriyle içerik ve yöntem bakımından bunları başarabileceğini övünülecek biçimde göstermiştir. Buna karşılık 2010 değişikliği, tarihimizde ilk kez yalnızca iktidarı oluşturan bir tek partinin iradesiyle gerçekleştirilmek istenmektedir. Yanlıştır. Kabul Edilemez. Reddedilmelidir."