Murat Karayilan'in Sag Kolu, Terör Örgütündeki Panigi Anlatti

Murat Karayilan'in Sag Kolu, Terör Örgütündeki Panigi Anlatti

Terörden arananlar listesinde kirmizi kategoride yer alan ve PKK elebaslarindan Murat Karayilan’in sag kolu olan Özgür Gabar kod aldi terörist Firat Sisman, itiraflarda bulunarak örgütteki panigi anlatti ve diger teröristlere “teslim olun” çagrisinda bulundu.

Sirnak’in Bestler-Dereler Domuz Dagi bölgesinde 8 Nisan’da gerçeklestirilen Çakirsögüt Jandarma Komando Tugay Komutanliginca devam eden operasyonda, Jandarma Komando, Jandarma Özel Harekat ve Polis Özel Harekat birlikleri PKK terör örgütü liderlerinden Murat Karayilan’in “Manevi oglum” dedigi kirmizi bülten ile aranan sözde Botan saha sorumlusu Özgür Gabar kod adli Firat Sisman agir yarali olarak ele geçirildi. 7 kursun yarasi oldugu tespit edilen Sisman’a ilk müdahale güvenlik birimlerince olay yerinde yapildi. Asiri kan kaybeden Sisman’a jandarma personelinden alinan 2 ünite kan verildi.

Sisman, helikopter ile Sirnak Sehit Tümgeneral Aydogan Aydin hastanesinde kaldirilarak 1 buçuk ay süren tedavi sürecinde devletin göstermis oldugu sefkatten etkilenerek itiraflarda bulundu.

“Banyo yapamiyorduk, asiri kirden dolayi bitlenme durumumuz olmustu”

Terör örgütüne, 11-12 yasinda Tatvan’a yapilacak bir gezi bahanesiyle kandirilarak katildigini, katilim yapanlarin bir iki kisinin disinda hepsinin 14-15 yasinda, en büyügünün ise 16 yasinda oldugunu dile getiren Firat Sisman, bir çok kez kaçmak için ugrastiklarini fakat her defasinda yakalandiklarini söyledi.

Sisman, “Arkadaslarim sik sik firsat bulduklarinda ailelerine dönmek için kaçma girisiminde bulundular. Fakat her defasinda yakalandilar, araziyi bilmediklerinden dolayi gidemediler. Ikinci, üçüncü, dördüncü defa kaçis imkanlari oldu fakat geçme imkanlari olmadi. Yakalananlar tehdit edildi. her ne kadar zor olsa da sürekli annelerimizi, ailelerimizi düsünüyor olsak ta ama var olan durumu zoraki bir sekilde kabullenmek durumunda birakildik ve öyle artik örgüte katilimimiz gerçeklesmis oldu. Tabi sehirlerden dag kosullarina o kadar farkli ortamlardan dag kosullarina gitmek bizim için zordu yasimiz küçük oldugundan dolayi. Yani arazi kosullarinda zorlanma durumumuz vardi ciddi erzak sikintimiz vardi, ayakkabimiz yoktu, elbise sikintimiz vardi, banyo sikintisi fazlaydi, sabun yoktu, banyo yapamiyorduk, asiri kirden dolayi bitlenme durumumuz olmustu” diye konustu.

“Bizi örgüte katan kisi evlenmis, çoluk çocuk sahibi olmus, farkli bir yasama devam ettigini duydum”

Kendisini örgüte katan kisinin evlenerek farkli bir yasam sürdügünü dile getiren Sisman, “Yani ciddi bir sekilde zorlandik, fakat her ne kadar sürekli ailemizi düsünüyor olsak ta baska çabamiz kalmadigindan dolayi örgüte bu sekilde katilim durumumuz oldu ve böylece yirmi bes yilim örgüt içerisinde geçti. Tabii benimle daha sonra birlikte katilim yaptigimiz arkadaslar, aldigim bilgiler ve duyduklarima göre farkli zaman ve alanlarda benim disimda tümü yasamini yitirdi. Sadece grup içerisinde ben varim. Ben hayatta kalmisim. Bizi örgüte katan, yani katmaya yardimci olan kisi daha sonra aldigimiz duyumlara göre gidip kendisi evlenmis, çoluk çocuk sahibi olmus, farkli bir yasama devam ettigini duydum” dedi.

“Hastanedeyken gerek güvenlik güçleri gerek doktor hemsire ve diger görevliler sürekli yani basimda durdular, gerekli ilgiyi gösterdiler”

8 Nisan 2021 tarihinde Bestler Dereler bölgesinde yürütülen bir operasyonda agir yarali olarak ele geçtigini, asiri kan kaybetmekten dolayi bilincini yitirmis durumdayken güvenlik güçleri tarafindan kendisine ilk müdahalenin 7 sise serum ile yapildigini dile getiren Sisman, “Operasyon sürecinde çatismalar bittikten sonra güvenlik güçleri olay yerinde arama yaparken beni agir yarali ve bilincimi kaybetmis bir sekilde buluyorlar. Hemen orada 7 sise serum, gerekli diger müdahaleler yapildiktan sonra helikopterle hastaneye kaldirilma durumum oldu. Hastanede gerekli bütün müdahaleler yapildi. O müdahalelerden birkaç gün sonra kendime geldim. Asiri kan kaybettigimden için hastane sürecinde askerlerden kan alinip bana verilmisti ve ondan dolayi hayatta kaldim. Hastanedeyken gerek güvenlik güçleri gerek doktor hemsire ve diger görevliler sürekli yani basimda durdular, gerekli ilgiyi gösterdiler. Bunun içinde kusursuz bir sekilde olumlu ve insani yaklasimlari oldu. Eger bugün hayattaysam, yasiyorsam ve buradaysam, elbette yaralandigim andan itibaren ve hayatta kalmam için çaba veren bütün insanlarin sayesinde” ifadelerini kullandi.

“Bize söylenildigi gibi devletin ya da askerlerin insanlara yanlis yaklasmadiklarini bizzat yasayarak kendim gördüm”

Daha önce örgüt içinde bulunurken yakalanmalari durumunda güvenlik güçleri tarafindan kendilerine iskence ve kötü muamele yapilacagina yönelik propagandalarin gerçegi yansitmadigini, bunu kendisinin yasayarak gördügünü vurgulayan Firat Sisman, söyle devam etti:

“En son yarali agir yarali bir biçimde ele geçtikten sonra gördügüm büyük insani yaklasimlardan sebep bu algilarin yanlis oldugunu aslinda bize söylenenlerin de yanlis oldugunu bizzat yasayarak gördüm, agir yarali ele geçtikten sonra insani olarak bana her anlamiyla destek sunuldu, yardim edildi. Askerler tarafindan kan verildi, yani her anlamda gerekli destek sunuldu, bu nedenden dolayi daha önce bize söylenildigi gibi devletin ya da askerlerin insanlara yanlis yaklasmadiklarini bizzat yasayarak kendim gördüm. Eger kötü bir yaklasimlari olmus olsaydi olay yerinde zaten agir yaraliydim, bilincimi yitirmis durumdaydim, bes dakika bile müdahale edilmemis olsaydi yasama sansim olmayacakti. Bunu yapabilirlerdi. Ama bana tersi yapildi ve 5 dakika içerisinde gerekli bütün müdahaleler yerine getirildi.

Kisa bir süre içerisinde hastaneye kadar götürüldü, her anlamiyla bana destek sunuldu ondan dolayi da hayatta kalabilme firsatim ve sansim oldu. Bu nedenden dolayi arkadaslarimin da bana bakarak benim durumumu bilerek kendilerinde daha önce olusturulmus yargilarin dogru olmadigini bilmelerini isterim. Söylenen her sey demek ki dogru degilmis, yani insanlarda olusturulan algilar yanlismis, bunu bizzat kendim yasayarak gördüm.”

“Örgüt sehirlerde yürüttügü savasla, aslinda en çok doguda Kürtlerin ve diger insanlarin yasadigi sehirlerin yikilmasina neden oldu”

Terör örgütünün 40 yildan fazla bir süredir sözde Kürt halkinin haklari için mücadele ettigi söylemlerinin gerçegi yansitmadigini vurgulayan Sisman, “Yaklasik kirk yildan fazla bir süredir örgüt Kürt halki ve bölge halki için mücadele yürüttügünü söylemekte. Kirk yillik mücadele tarihinde örgüt kirsal alanda basaramadigini sehirlerde hendek barikat ve sehir savasiyla basarmaya çalisti, ve örgüt sehirlerde yürüttügü savasla, aslinda en çok doguda Kürtlerin ve diger insanlarin yasadigi sehirlerin yikilmasina, burada yasayan insanlarin zarar görmesine neden oldu. Gençleri, yasli insanlari, insanlarin evlerini kullanarak caddelerde barikatlar hendekler yaparak bu savasi halka dayali gelistirmeye çalisti. Fakat yürütülen bu savasta yine zarar gören bölge insani oldu, Kürtler oldu. örgüt savasi sehirlere tasidiktan sonra insanlarin yillarca ugrastiklari, bin bir emekle insa ettikleri evleri de yikilmis oldu. Yani örgütün sehir savaslariyla aslinda amaç ve hedeflerinin ne kadar birbiriyle çelistigini göstermis oldu. Kendisi de ciddi düzeyde zorlandi ve zorladi da. Yine ölen bölgedeki insanlar oldu, siviller oldu, gençler oldu. Insanlar yasadiklari yerlerden diger büyük metropol, büyük kentlere göç etmek zorunda birakildilar. Oda bölge insaninda örgüte karsi ciddi bir tepkinin olusmasina neden oldu” açiklamasinda bulundu.

“Örgüt, devletin özellikle son yillarda ürettigi yeni nesil modern savas teknikleri karsisinda artik eylem yapamaz duruma gelmisti”

2012-2015 yillari arasinda baslatilan müzakere sürecinde örgütün dis güçlerin oyununa geldigini belirten Firat Sisman, “Bu müzakere süreçleri yani gerek örgüt gerek bölge halki için, Türkiye’de yasayan bütün insanlar için tarihi bir firsatti. Örgüt yine dis güçlerin oyunlarina gelerek bu süreci bozdu ve zarar gören yine buradaki insanlar oldu. Örgütün bu yanlislarini gören kitle artik daha önce örgüte vermis oldugu destegin tümünü kesmek zorunda kaldi. Kendi çocuklarini daha önce örgüte gönderen insanlar degil çocuklarini göndermeme, örgüt içerisindeki çocuklarini nasil geri getirecegiz diye farkli çabalar içine girdiler. Devletin özellikle son yillarda ürettigi yeni nesil modern savas teknikleri karsisinda yani bütün alanlarda artik eylem yapamaz duruma gelmisti” diye konustu.

“Örgüt yürütecegi savasin bölgedeki insanlara verecege zarari ya da olumsuz sonuçlari düsünmedi”

Terör örgütünün Kürt halkinin özgürlügü için mücadele ettigini söylüyor olsa da gerçeklerin böyle olmadigini, özellikle 2016 yilinda sehir savaslarinda sivil insanlari savasa alet etmesiyle bölge halkina zarar verdiginin altini çizen Sisman, “Özellikle 2016 yilinda sehir savaslarinda hendek ve barikatlar sehirlerde kurulup sivil insanlarin savaslara alet edilmesiyle bu amacin insanlarin özgürlügü için Kürt halklarini savunmak için yürütülen bir amaç olmadigi görüldü.

40 yildan fazla bir süredir Güneydogu Anadolu’da Kürtlerin en çok yasadigi bölgede savasin en büyük acisini, çeken Kürt insani ve insanlari oldu, bölgedeki insanlar oldu, Türkiye’deki tüm insanlar oldu. Yani 40 yillik bir mücadele tarihinde örgütün kazanamayacagi, kazanmadigi bir sonucu, savasi sehirlere kaydirarak kazanmaya çalisti. Eger bir örgüt kendi hakki için mücadele ediyorsa yani bölgedeki insanlar için mücadele yürütüyorsa bölgedeki insanlari savasa alet etmemelidir. Onlarin yasadiklari yerleri yakmamali, yikmamali, barikatlar yapmamaliydi. Fakat örgüt bunu çok düsünmedi. Yürütecegi savasin bölgedeki insanlara verecege zarari ya da olumsuz sonuçlari düsünmeden dis güçlerin oyunlarina gelerek diger bölgelerdeki durumu Türkiye ile kiyaslayarak ya da kendisince bir sonuç elde edebilecegini düsündü. Ama yaptigi mücadeleyi de Kürtlerin özgürlügü için yaptigini belirtiyordu. Fakat sonuç ortada. Ama yikilan, yakilan, yine canlarindan olan bölgedeki insanlar oldu” ifadelerini kullandi.

“Insanlar örgütün yanlis yaklasimlarindan sonra degil çocugunu örgüte vermeyi örgüt saflarini katilmis çocuklarini nasil geri getirilecegi çabasi içerisine girdiler”

Sisman, “Halkta örgütün yanlislarini gördükten sonra kendiyle örgüt arasinda ciddi düzeyde bir mesafe koydu. Insanlar örgütün yanlis yaklasimlarindan sonra degil çocugunu örgüte vermeyi örgüt saflarini katilmis çocuklarini nasil geri getirilecegi çabasi içerisine girdiler. Birçok yönüyle halk bu gerçekleri gördü ve acisini yasayarak gördü. Her ne kadar televizyonlarda bazen örgütün çekirdek yönetimi kadrolari içiresinde halki sokaga çagirma çagrilara olsa da halk eskisi gibi artik örgütün çagrilarina göre sokaklara çikmamakta ve bazi oyunlara gelmemekte ve bu da halkin gelmis oldugu ve ulasmis oldugu bilinç düzeyini göstermekte. Yine 12-15 süreçlerinde yani bir müzakere süreci baslatildi. Bu süreçte 40 yillik savasin durdurulup insanlarin kardes ve baris içinde huzur ortaminda yasayabilmeleri için büyük bir firsat olusturuldu. Baris ve kardesligin gelismesi, için Türkiye’deki bütün insanlar bu anlamda büyük bir çaba gösterdi. Fakat örgüt yine bu süre içerisinde dis emperyalist güçlerin oyunlarina gelerek yillardan beridir süren çatismada hayati kaybeden insanlar oldu. Aslinda bu süreç yüz yildan beridir var olan kardeslik baglarinin güçlendirilmesi için tarihi bir dönemdi, firsatti. Fakat yani örgüt halkin bölgedeki insanlarini düsünme yerine kendi çikarlarini daha çok ön plana verdi. Dis güçlerin istemlerini daha çok yerine getirmeye çalisti. Bu da bu sürecin bozulmasini beraberinde getirdi” açiklamasini kaydetti.

Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile