Nevzat Tarhan: Karadayı'nın İllegal Yapının İçinde Olduğunu Söylediler

Ergenekon davasında tanık sıfatıyla ifadesi alınan Prof. Dr. Nevzat Tarhan, 1994 yılında kurmay albay rütbesindeyken YAŞ kararı ile Türk Silahlı Kuvvetleri'nden uzaklaştırılan bin 555 subay-astsubay ya da askeri öğrenciden biri olduğunu söyledi.

Eski Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı'nın sınıf arkadaşı olan İbrahim İşcan ile sohbet ettiklerini anlatan Tarhan, "Bana, TSK içinde devlet içinde devlete rağmen bir yapı olduğunu ve Karadayı'nın da bu yapı içinde yer aldığını söyledi." dedi.



İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Ergenekon davasının 200. duruşmasında Mustafa Balbay, Veli Küçük, Tuncay Özkan ve Danıştay saldırısı tetikçisi Alparslan Arslan'ın da aralarında bulunduğu 51 tutuklu sanık hazır bulundu. Eski Genelkurmay Başkanı Emekli Orgeneral İlker Başbuğ, Mehmet Haberal, Hurşit Tolon ve Levent Ersöz'ün de aralarında bulunduğu 17 tutuklu sanık ise duruşmaya katılmadı. Sanıklar ile avukatların kimlik yoklamasının ardından tutuklu sanık Hayrettin Ertekin, 6352 sayılı yeni yasal düzenleme ile ilgili olarak talepte bulunmak istediğini söyledi.

Mahkeme Başkanı Hüsnü Çalmuk, "Yeni yasanın lehinize hükümleri olduğunu söylemek istiyorsanız, iki satır dilekçe yazar mahkemeye sunarsınız." diyerek Ertekin'e söz vermedi. Önceki celselerde çağrılan tanıklardan Nevzat Tarhan'ın duruşmada hazır olduğunu belirten Çalmuk, tanık dinleme işlemi ile devam edileceğini açıkladı.

Doğru söyleyeceğine dair yemini yaptırılan Nevzat Tarhan, 14 yaşında Türk Silahlı Kuvvetleri'ne girdiğini belirterek 1994 yılında kurmay albay rütbesindeyken dilekçe vererek emekliye ayrılmak zorunda bırakıldığını söyledi.

GATA'da askeri hekim olarak görevliyken profesör olmasına bir yıl kala doçent rütbesiyle hukuksuz olarak Çorlu'da bulunan 5. Kolordu Komutanlığı ve Grup Sağlık-Veteriner Kısım Amirliği kıta birliklerinin mutfak denetim görevine atandığını söyledi.

GATA'dan 35 öğretim üyesinin tayininin aynı anda çıktığını belirten Tarhan, o dönem bin 555 Subay-Astsubay ya da askeri öğrencinin meslekten atıldığını ya da emekliliğe zorlandığını ifade etti.

Tarhan, Çorlu'ya tayin edildikten sonra meslekten atıldığını belirterek o dönem Genelkurmay 2. Başkanı'nın Çevik Bir olduğunu söyledi.

Dava açarak 1996 yılı Eylül ayında görev tekrar iade edildiğini belirten Tarhan, o dönem GATA komutanı olan Çetin Harmankaya'ya giderek "14'ümde silahlı kuvvetlere girdim. Kusurum ne diye sordum." dedi.

Tarhan, "Harmankaya bana 'TSK içinde emir komuta dışında çalışan bir grup var. Sizi istemiyorlar. Yaşam tarzınızı beğenmiyorlarmış.' açıklamasını yaptı. Eşim tesettürlüydü. Tesettürlü olması, iç tehdit olarak değerlendirilmesine yetiyormuş." diye konuştu.

Bu sırada Mahkeme Başkanı Çalmuk, "Tesettürlü birisi ile yanyana olmamanız mı gerekiyormuş?" diye sordu. Tarhan ise bunun doğru olduğunu ve bu konuda yazılı bir emir de bulunduğunu belirterek, bu emri mahkemeye sunacağını açıkladı.

Tarhan, "Silahlı kuvvetlere zararlı bir unsur olarak görülmek hoş değildi." ifadesini kullandı. Tarhan, bu süreçte Genelkurmay 2. Başkanı Çevik Bir, Kara Kuvvetleri Komutanı Hikmet Köksal ve Harmankaya'dan önceki GATA Komutanı Fahrettin Alparslan hakkında tazminat davası açtığını belirterek, "Önce dava benim lehime sonuçlandı ama Yargıtay aşamasından sonra davayı kaybettim." diye konuştu.

Tarhan, tazminat davasında lehine karar veren mahkemenin hakimi İsmet Sungur'un tanık olarak dinlenmesini istediğini söyledi.

Tarhan, eski genelkurmay başkanlarından emekli Orgeneral İsmail Hakkı Karadayı'nın sınıf arkadaşı olan İbrahim İşcan ile sohbetleri sırasında TSK içindeki emir komuta dışında faaliyet yürüten yapılanmanın yine gündeme geldiğini belirtti.

Tarhan, "İbrahim İşcan, devlet içinde devlete rağmen bir yapılanma olduğunu söyledi.

Bu yapı içinde Doğan Güreş'in olmadığını ancak İsmail Hakkı Karadayı'nın da bulunduğunu söyledi.

" şeklinde konuştu.
Ana Sayfa
Manşetler
Video
Yenile