Fatih'teki atölyesinde AA muhabirinin sorularını cevaplayan neyzen Berse, ney üflemeye, lise yıllarında bir arkadaşının vesilesiyle başladığını söyledi.
İstanbul Teknik Üniversitesi Türk Musikisi Devlet Konservatuvarı'ndan mezun olduğunu belirten Berse, "Bu iş mesleğim oldu. Kariyerim boyunca yurt içinde ve dışında mensubu olduğum bir çok müzik grubuna ve solistlere konserlerde eşlik ettim. Halen de kariyerimi bu şekilde konserler vererek devam ettirmekteyim" diye konuştu.
Neyin ilk olarak MÖ 5 binli yıllarda Sümerler zamanında kullanıldığının düşünüldüğünü ifade eden Berse, neyin esas kimliğini Hz. Mevlana döneminde bulduğunu anlattı.
Ney ve neyzenlik tarihinin Mevlana ile başladığını kaydeden Berse, "Hz. Mevlana'nın ve diğer tasavvufi eserlerde de ney insani kamile benzetilerek, ona bir kutsallık atfedilir. Bilinen ilk neyzen de Hz. Mevlana'nın neyzenbaşı Kutbi Nayi Hamza Dede'dir. Ney, yalnız tasavvuf musikisinde kullanılmamıştır. Osmanlı'da askeri müzik hariç diğer Türk musikisinin her dalında ney sazı kullanılmıştır" ifadelerini kullandı.
- "Ney hakikatin sırrını anlatır"
Ney müziğinin tasavvufi manada önemli bir öneme sahip olduğunu anlatan Berse, tarihe konu olan rivayeti şu sözlerle anlattı:
"Bir rivayete göre, Peygamber Efendimiz, Miraç'a çıkıp, o ilahi güzelliği temaşa ettikten sonra, bunu Hz. Ali'ye anlatıyor. Bu sefer, Hz. Ali bu sırrın coşkusunu haykırmak istiyor ama ifşa etmemesi lazım. Dayanamıyor, kör kuyuya sırrını anlatıyor. Bir gün Efendimiz bu kuyunun civarından geçerken Hz. Ali'ye anlattığı sırrı işitir. Hayretle sesin geldiği tarafa baktığında kör bir kuyunun içinden yükselen bir kamışın rüzgarda sallandıkça sırrını ifşa ettiğini görür. Ney denilen bu sazın yakıcı sesi, dilinden anlayanlar için hakikatin sırrını anlatır."
- "Hurma gibi..."
Ney üreticisi ve neyzen Melih Berse, genellikle ramazanda ney müziği konserlerine ilginin arttığını ifade ederek, "Ney, hurma gibi sadece ramazandan ramazana hatırlanan nostaljik bir obje haline geldi. Ancak kültürel değerler, senenin belli dönemlerinde hatırlanılıp sonra unutulmamalı" dedi.
Pantolon giymenin evrensel, fes takmanın milli olması gibi ney sazının da milli musikisinin en kadim ve önemli sazlarından olduğunu vurgulayan Berse, "Klasik Türk musikisini herkese dinletelim, bütün dünya bundan haberdar olsun" çabasının "Herkesin kuru fasulyeden lezzet almasını beklemek gibi komik bir şey olacağını" söyledi.
Berse, "Ne kadar caz müziği ile ilgilensem, onu dinliyor olsam da Amerikalı bir zenciden daha fazla etkilenemem bu müzikten. Bu yüzden cümlemin başında söylediğim gibi bazı şeyler milli kalmalı" diye konuştu.
- "Müzik aleti öğrenmeyi lisan öğrenmeye benzetiyorum"
Her müzik aletini ustalıkla icra etmenin zor bir iş olduğunu ifade eden Berse, ney üfleyecek gençlere şu tavsiyelerde bulundu:
"Müzik aleti öğrenmeyi lisan öğrenmeye benzetiyorum. Çalınacak enstrümana göre fiziksel özellikler aranır. Klasik kemençe ve keman için parmak inceliği, ney için dudak kalınlığı gibi... Her enstrüman tıpkı lisan öğrenmek gibi düzenli çalışma ve pratik ister. Bir enstrüman eğitiminin çıraklığı en az 5-6 yıldır. Bu biraz da gayret ve kabiliyete göre değişir. Benim yeni başlayanlara tavsiyem; öncelikle her gün bu işe en az 2-3 saat vakit ayırmaları gerektiğinin bilincinde olmaları. En önemlisi bu alanda ihtisaslaşmış, profesyonel bir hoca ile çalışarak, hocanın her dediğini titizlikle yapmaya özen göstermelidir."
Ney ile arif bir kişi arasında manen çok yakın benzerlikler bulunduğunu vurgulayan Berse, "Özellikle Mevlevilik kültüründe neyzenlik sadece ney icracılığı değil, aynı zamanda da manevi bir makam olarak algılanmış. Sadece iyi ney üflemenin yeterli olmadığını ancak bu anlayışla beraber hareket edersek, bu işe tam anlamıyla vakıf olacağımızı idrak ettirmiştir. Biz de inşallah bu anlayışa vakıf olanlardan oluruz" değerlendirmesinde bulundu.
- Ney nasıl yapılır?
Ney üreticisi ve neyzen Melih Berse, Hatay'ın özellikle Samandağ yöresinin kamışlarının ney sazı yapımı için uygun olduğu ifade ederek, "Son yıllarda ney yapımı işinin sektör haline gelmesiyle ney kamışına talep arttı. Bunun neticesinde yeni bölgeler keşfedildi. Özellikle İçel, Adana, Antalya gibi Akdeniz havzasında ney yapımı için uygun kamışlar bulunmaktadır" diye konuştu.
Neyzen olmasının yanı sıra bu sazı yapan Berse, 40 dakika süren ney yapımını göstererek şöyle anlattı:
"Ney yapımı için öncelikle yeterli olgunluğa erişmiş bir kamış gerekir. Kamıştaki eğrilikleri düzeltebilmek için ısıtılan elektrikli ocakta yamuk boğumları (ses kutusu) düzeltiyoruz. Önce küçük tüplerde yapılıyordu ama tüpler kamışı yaktığı için elektrikli ocağı tercih ediyoruz. Düzelttiğimiz kamışın kapalı boğum kapaklarını, özel aparatlarla açıyoruz. İlk boğum ses kutusudur ve buranın tam merkezine delik açıyoruz. İçeride kalan zarları da üfleyerek temizliyoruz. Daha sonra diğer boğumları açıp, aynı işlemi yapıyoruz. Kapağını da yapıp kapattıktan sonra akordunun yapmak neye üflüyoruz."
'Ney'E Talep Arttı
Ney üreticisi ve neyzen Melih Berse, Hatay'ın özellikle Samandağ yöresinin kamışlarının ney yapımı için uygun olduğunu belirterek, "Son yıllarda ney yapımı işinin sektör haline gelmesiyle ney kamışına talep arttı. Bunun neticesinde yeni bölgeler keşfedildi. Özellikle İçel, Adana, Antalya gibi Akdeniz havzasında ney yapımı için uygun kamışlar bulunmaktadır" dedi.



















