Sucuoğlu, AA muhabirine yaptığı açıklamada, depremin Marmara Denizi'ndeki ana fay hattıyla ilgili bir fayda görülmediğini vurguladı.
Depremin meydana geldiği alanı ''Daha lokal, haritada da tanımlanmamış bir fay hattı'' olarak tanımlayan Sucuoğlu, ''Büyük Marmara depremini Marmara Denizi'nde bekliyoruz. Bu anlamda onunla ilgili bir hareketlilik olduğundan söz edemeyiz'' diye konuştu.
Sucuoğlu, İstanbul'da olası bir deprem beklentisinin, depremin büyüklüğü küçük olmasına rağmen duyarlılık yarattığını ifade ederek, şöyle konuştu:
''İstanbul büyümeye devam ediyor. Eskiye göre İstanbul'da belki deprem açısından daha sağlıklı bir büyüme olduğunu varsayabiliriz. Ama mevcut yapı stokumuzun deprem dayanıklılığının yetersiz olduğunu biliyoruz. Marmara Depremi'nden bu yana geçen 13 yılda da çok büyük mesafe alınamadığını biliyoruz, bazı kamu binaları dışında. Bu nedenle kamuoyunda bir duyarlılık hakim İstanbul ve çevresinde. Böyle depremler de bu duyarlılığı biraz körüklüyor.
Deprem uyarıcı niteliğinde. Depremle ilgili haddi aşan bir yorum yapmamız doğru değil. Küçük, lokal bir deprem. Büyük ihtimalle oradaki daha önce bilinmeyen bir fay hattında olmuş küçük bir deprem olarak tanımlamak lazım, elimizde daha fazla bir bilgi olmadıkça. Öncü deprem olduğunu söylemek biraz zor. Çünkü belli bir fay hattı üze
rinde değil. Bir fay sisteminin bir parçası olarak görülmüyor. Daha lokal bir fayda olmuş bir deprem olarak değerlendirmek lazım.''
-''Deprem ikincil bir fay sistemiyle alakalı''-
İÜ Mühendislik Fakültesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Murat Özler, depremin Büyükçekmece'nin doğu yamaçlarındaki tali faylarda meydana geldiğini söyledi.
Depremi şu anda çok önemli bir aktivite olarak görmediklerini dile getiren Özler, ''Beklenen İstanbul depremiyle ilgili herhangi bir etkisi olacağını düşünmüyorum, şu anki analizimiz bu yönde. Çünkü yan bir fay, çok aktif olmayan bir fay. Normal, rutin bir fay diyebiliriz. Şu anda endişe edilecek bir durum yok. Tabii deprem yine de bölgedeki hareketlilikle ilgili bir fikir veriyor. Ufak tefek artçılar olabilir ama çok büyük artçı beklemiyoruz'' dedi.
İstanbul Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Jeofizik Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu, depremin oluştuğu bölgenin çok etkin olmadığını ifade etti.
Depremin, aktivite çok olmayan bir yerde meydana geldiğini vurgulayarak, şunları kaydetti:
''Burada tek tük, bunun gibi arada depremler oluyor. Büyüklükleri 3-4 geçmemesi lazım, çünkü faylar uzun değil. Marmara'da kırılacak faya bağlamak için bir tek depremle konuşacak durumumuz yok. Böyle bir şey de yok henüz. Sismolojik olarak baktığımızda bu bir öncü deprem niteliğinde değildir. Öncü deprem niteliğinde olsaydı ve o fayı hareket ettirseydi 7'nin üzerinde deprem beklerdik. O zaman bir çok parametrede değişiklikleri gözleme imkanımız olacaktı. Bu nedenle bu depremle böyle bir ilişki kurmak doğru değil. Ama olur mu olur. Başka nedenlerle olur, fakat önceden bir anomali görmemez lazımdı. Bunların hiçbiri yok'' diye konuştu.
Depremin ikincil bir fay sistemiyle alakalı olduğunu dile getiren Gündoğdu, genel bir kırılma ve genel bir etkilenmenin olmadığını düşündüğünü kaydetti.
Muhabir: Nurhan Çorlu
Yayıncı: Sibel Ertürk Kurtoğlu
Prof. Dr. Sucuoğlu Açıklaması
ODTÜ Yapı ve Deprem Laboratuvarı Başkanı Prof. Dr. Haluk Sucuoğlu, merkez üssü Büyükçekmece olan 3,8 büyüklüğündeki depremin öncü bir deprem olduğunu söylemenin zor olduğunu belirterek, ''Çünkü belli bir fay hattı üzerinde değil. Büyük Marmara depremini, Marmara Denizi'nde bekliyoruz. Bu anlamda onunla ilgili bir hareketlilik olduğundan söz edemeyiz'' dedi.