Kafkasya Uluslararası İlişkiler ve Stratejik Araştırmalar Merkezi (QAFSAM) Başkanı Araz Aslanlı, kıyıdaş ülkelerin 2010'da "Hazar'da güvenlik alanında işbirliği" anlaşması imzalandığını hatırlatarak bu anlaşmayla Hazar'ın "barış denizi" ilan edildiğini vurguladı.
Aslanlı, kıyıdaş ülkelerin bu anlaşmayla, Hazar'ın sadece barış amacıyla kullanılmasını kabul ettiğini, Hazar'ın statüsünün belirlenmesi için yapılan toplantılarda, Rusya ve İran'ın "Hazar'ın askeri amaçlar için kullanılmasına karşıyız" açıklamaları yaptığına dikkati çekti.
Hazar'dan Suriye'ye füze atılmasının anlaşma ve önceki açıklamalarla çeliştiğini kaydeden Aslanlı, Rusya'nın Astrahan kentinde 2014'te düzenlen Hazar Devlet Başkanları Zirvesi'nde kabul edilen ortak bildiride de Hazar'ın sadece barışçıl amaçlarla kullanılmasına yönelik maddelerin olduğunu söyledi.
Aslanlı, şöyle devam etti:
"Bu anlaşma ve bildiriler olmasa bile Rusya'nın Hazar'dan füze fırlatması kabul edilemez bir durumdur. Rusya bu adımla Hazar bölgesini başka bir bölgedeki çatışmanın parçası haline getiriyor, bölgeyi savaş ve terörün hedefi yapıyor. Teröristler Rusya'ya Hazar'da yanıt vermeye kalksalar ne olacak? Rusya terörist hedefleri hem Akdeniz'den hem de Suriye'nin kendisinden vurabilir. Moskova'nın Hazar'daki bu girişimi iyi niyetli değil. Rusya sadece kendisi için değil bölgenin diğer ülkeleri için de risk oluşturan politika yürütüyor."
Azerbaycan İktisat Üniversitesi Türk Dünyası İşletme Fakültesi öğretim görevlisi siyaset bilimci Dr. Nazim Cafersoy da Rusya'nın daha önce defalarca "Hazar'ın barış denizi olması" tezini öne sürdüğünü, şimdi ise kendi tezinin aksini yaptığını söyledi.
Rusya'nın Akdeniz'de yeterince gemisi olduğunu ve terör hedeflerini bu gemilerden de vurabileceğini savunan Cafersoy, "Rusya'nın Hazar'dan füze fırlatması, askeri niteliğinden daha çok siyasi ve stratejik özelliğiyle öne çıkıyor. Hazar'ı kullanan Rusya bu havzada söz sahibi olduğunu göstermeye çalışıyor" dedi.
Hazar havzasının Rusya tarafından askeri amaçlarla kullanılmasının birçok güvenlik sorununa neden olabileceği uyarısında bulunan Cafersoy, füzelerde fırlatıldıktan sonra yaşanabilecek teknik sorunlara dikkat çekti.
Füzelerin yön değiştirerek Azerbaycan ve İran üzerinde infilak edebileceği veya Hazar kıyısındaki herhangi bir ülkede yanlış hedefe isabet edebileceği ihtimalinin de göz önünde bulundurulması gerektiğini vurgulayan Cafersoy, "Hazar petrol ve doğalgaz yataklarının bulunduğu bir bölge. Füzelerden biri denizdeki bir yatağa düşerse hem ekolojik felaketle hem de siyasi krizlerle karşı karşıya kalırız" diye konuştu.
Cafersoy, "Rusya daha önce barış denizi olarak kabul ettiği Hazar'dan füze fırlatarak çelişkili davranıyor. Bu bölgede füze kullanımı sivil hava trafiği açısından da ciddi riskler oluşturuyor" dedi.
Hazar'a kıyısı olan Rusya, İran, Kazakistan, Türkmenistan ve Azerbaycan, Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından Hazar'ın yeni hukuki statüsünün belirlenmesi için müzakereler yürütüyor.
Ülkeler, su yüzeyinin bölünmesi, biyolojik kaynakların korunması, olağanüstü hallerde yardımlaşma gibi konularda anlaşmaya varmıştı. Hazar'ın dibinin bölünmesi konusunda tam mutabakat elde edemeyen ülkeler, havzanın "barış denizi" olarak askeri amaçlarla kullanılmamasında anlaşmıştı.
Hazar Denizi'nin nihai statüsüne ilişkin anlaşmanın, 2016'da Astana'da yapılması planlanan devlet başkanları zirvesinde imzalanması öngörülüyor.
Rusya, 'Barış Denizi'nden Füze Atıyor
Ruslan Rehimov - Rusya'nın Hazar Denizi'nden Suriye'ye füze fırlatması, kıyıdaş ülkeler tarafından imzalanan "Hazar'da güvenlik alanında işbirliği" anlaşmasına zıt ve bölgenin diğer ülkelerini tehlikeye atacak bir adım olarak yorumlanıyor.