Güvenlik Politikaları Uzmanı Mete Yarar, 15 Temmuz'daki darbe girişimini planlayanların hedefinin Türkiye'yi iç çatışmaya sürüklemek olduğunu belirterek, 'Orduyu ele geçirebilirler, belki Sayın Cumhurbaşkanı'nı da ele geçirebilirlerdi ama bu milleti ele geçiremezlerdi. Bu millet, her tarafı almak için mücadelesini sokaklarda yaptığı gibi kışlalarda yapacaktı. İşte o zaman Suriye gibi bir görüntüyle karşı karşıya kalacaktık.' dedi.
Yarar, Sakarya Büyükşehir Belediyesince Adapazarı Kültür Merkezi'nde düzenlenen '15 Temmuz ve Türkiye' başlıklı konferansta, Türk halkının Allah'ın izniyle 15 Temmuz'da şerden hayır çıkarmayı başardığını söyledi.
Darbe girişimini planlayanların hedefinin Türkiye'yi iç çatışmaya sürüklemek olduğuna dikkati çeken Yarar, şöyle devam etti:
'Orduyu ele geçirebilirler, belki Sayın Cumhurbaşkanı'nı da ele geçirebilirlerdi ama bu milleti ele geçiremezlerdi. Bu millet, her tarafı almak için mücadelesini sokaklarda yaptığı gibi kışlalarda yapacaktı. İşte o zaman Suriye gibi bir görüntüyle karşı karşıya kalacaktık. Bunun bedeli çok ağır olacaktı. Birbirini düşüren uçaklar, birbirini vuran tanklar, sokaklarda şehit olmuş sivil vatandaşlar... Bu görüntüyü bu ülke kaldıramazdı. 3-4 sene ister, ekonomik anlamda deyin, isterseniz sosyolojik anlamda deyin, hiçbir şey yapamazdık. 15 Temmuz darbe girişimini yapmak isteyenlerin asıl amacı bu ülkeyi önümüzdeki dönemde yaşanacak olan her şeyden uzak tutmaktı. Sayın Cumhurbaşkanı, yapılabilecek en doğru hareketi yaptı. Dedi ki 'Ben sizin planınızı gördüm.' O planın amacı çok netti, Musul'da, Suriye'de olmamamız. 'Ben en kötü zamanımda girerim kardeşim' dediğinde oyun bozuldu. Bu oyunu bozmada sizler fayda sağladınız. Türkiye'nin eline tarihi fırsatı sizler verdiniz. 15 Temmuz günü verdiğiniz tarihi fırsatın arkasında durun.'
İç politikada verilen desteklerin dış politikada da sağlanmasını isteyen Yarar, bunu Irak'ı, Suriye'yi, Bosna'yı görmüş bir insan olarak söylediğini dile getirdi.
- 'Bu oyunu bozmak ve değiştirmek zorundasınız'
Türkiye'nin Suriye ve Irak politikalarına da değinen Yarar, şunları kaydetti:
'Bu coğrafyada kalacaksak, bu coğrafyada kalmaya devam etmek istiyorsak, Suriye'de, Musul'da olmazsak bu coğrafyada kalmakta zorlanırız. Suriye'de ve Irak'ta kurulacak olanlar, bizimle iyi geçinen insanlar olmayacak. Bugün Irak'ta sorunlu olarak yani PKK'nın kontrol etmiş olduğu ve bizim sınırımızda kullanmış olduğu alanın büyüklüğü yaklaşık 120 kilometrelik bir alan. Bugün PYD ile komşu olduğumuzdaki sınırımız 600 kilometreye yakın. 700 kilometrelik bir alanda düşman olarak gördüğünüz, sizi de bölmek için mücadele eden bir gurupla komşu olamazsınız. Bu oyunu bozmak ve değiştirmek zorundasınız. Bunların her biri 15 Temmuz'da darbe aldı. Bu plan, 15 Temmuz gecesi sizler sayesinde bozuldu. Türk Silahlı Kuvvetlerinin şerefli subayları, askeri elbise giymiş teröristlerle mücadele etti. Sokaklarda siviller mücadele etti, siyasiler mücadele etti, polisler ve basın mücadele etti. O gün herkesin istemiş olduğu en kötü senaryolar içindeki en iyi senaryoyu gündeme getirdiniz ve en iyi senaryoyu başardınız.'
Iraklıların vatan toprağı için 1,5 yıl savaşmadığını söyleyen Yarar, Irak halkının ancak Amerikalıların evlerinin kapılarını kırıp içeriye girmeye başladığı zaman savaştığını anımsattı.
Mete Yarar, milletin evi olan vatan toprağının 15 Temmuz gecesi kirletilmeye çalışıldığına işaret ederek, 'O gün darbe başarılı olsaydı Türkiye'de hiçbir şey güvenli olmayacaktı. Kimin nereye gideceği belli olmayacaktı. 15 Temmuz sonrası 'Her şeyi başardık ve bitirdik' havası oluşmaya başladı. Uyanık olmazsak ve bunu diri tutmazsak, üst aklın ne olduğunu anlatmazsak inanın önümüzdeki dönemin bu dönemden hiçbir farkı olmayacak.' değerlendirmesinde bulundu.
Konferansa, Sakarya Valisi Hüseyin Avni Coş, Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu, AK Parti İl Başkanı Fevzi Kılıç ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Sakarya'da '15 Temmuz Ve Türkiye Konferansı'
Güvenlik Politikaları Uzmanı Yarar: 'Orduyu ele geçirebilirler, belki Sayın Cumhurbaşkanı'nı da ele geçirebilirlerdi ama bu milleti ele geçiremezlerdi. Bu millet, her tarafı almak için mücadelesini sokaklarda yaptığı gibi kışlalarda yapacaktı. İşte o zaman Suriye gibi bir görüntüyle karşı karşıya kalacaktık'