Şamil Tayyar CHP'ye Gelen Mektubu Açıkladı

Şamil Tayyar,Star Gazetesi'ndeki köşe yazısında kaleme aldığı Kemal Kılıçdaroğlu ile Oda TV baskınında tutuklanan Soner Yalçın'a ait olduğunu iddia ettiği telefon görüşmesinin kaynağı olarak CHP içerisinden yurtsever bir vatandaşın göndermiş olduğu mektubu gösterdi.
Şamil Tayyar'ın Kaleme Aldığı Köşe Yazısı
Söz konusu mektup 27 Eylül 2010 tarihinde Kemal Kılıçdaroğlu’na iletilmek üzere basın danışmanı Baki Özilhan'a yazılıyor. Şamil Tayyar bu mektubun kendisine ulaştırılmasında CHP içerisinden yurtsever bir vatandaşın yardımcı olduğu belirtti. Tayyar mektubun temel konusunun Halk TV’nin satışı olduğunu ifade etti.

Mektupta ABD Başkanı Obama Örnek Gösterildi

Söz konusu mektupta ABD'nin son seçimde Obama'nın kullandığı strateji şu şekilde yer aldı; "ABD'nin son seçimde Obama ekibi ilk kez bir yöntem denedi.Obama aleyhindeki iddialara pek yanıt vermedi.Medyada çıkan bu tür iddiaları Obama'yı destekleyen bir internet sitesi verdi ve çoğu asılsız iddialar 1-2 gün içinde kamuoyunda umduğu ilgiyi bulamadı ve unutulup gitti.Böylece Obama gereksiz polemiklerle zaman kaybetmedi seçim programında ne varsa onu harfiyen uyguladı.Referandum sürecinde sayın Kılıçdaroğlu bazı polemiklere girmek zorunda kaldı.Örneğin villa meselesi gibi.Halbuki bu tür iddialara yanıtı kamuoyunun takip ettiği bir televizyon vermeliydi.Bu televizyon diğer yandaş medya ile polemiğe girmeliydi."

Klıçdaroğlu ile Yalçın Daha Önce de Görüşmüşler!

Programcılar,mektubun devamında yer alan "Bildiğiniz gibi Sayın Kılıçdaroğlu'na bu tespitleri yapıp Halk TV'ye talip olduğumuzu açıkladım." ibaresi üzerine Soner Yalçın'ın Kemal Kılıçdaroğlu ile daha önceden Halk TV'nin satışı hususunda görüştüklerini ortaya koydular.

Soner Yalçın'ın Kılıçdaroğlu'na Hizmet için Sunduğu Gazteciler

Söz konusu mektupta Soner Yalçın'ın Kemal Kılıçdaroğlu'na yandaş olması için hazırladığını ifade ettiği bir de ekibi vardı.Mektubun o kısmı şu şekilde; "Kuşkusuz bu işi tek başına yapacak değilim.Bu bir ekip işi ve ekibimiz hazırdır.Bugün medyada sesi kısılmış işten atılmış yığınla yurtsever aydın gazeteci-yazar arkadaş var.Daha ayrıntılı yazmam gerekirse,haber merkezinde;Murat Ongun,Ahu Özyurt,Hakan Aygün,Murat İde,Özlem Gürses,Serdar Akinen gibi isimleri görevlendirirken ekran önüne program yapması için şu arkadaşlar bizlerle olacaktır;Ruat Mengi,Mehmet Tezkan,Mustafa Mutlu,Nilgün Cerrahoğlu,Oray Eğin,Sedat Ergin,Nihat Genç,Emin Çölaşan,Mine Kırıkkanat,Şükran Soner,Yazgülü Aydoğan,Çiğdem Toker,Özlem Çelik,Orhan Bursalı,Nuray Mert,Pınar Türenç ve diğerleri...Bu güvenilir gazetecilerle ekrana çıkacağız.Biz Halk TV'ye talibiz ve CHP bir an önce devretmelidir.Bürokratik işlemlerle iş uzarsa zaman kaybederiz.En kısa zamanda CHP ekibi ile yanyana gelmeliyiz neyi,ne zaman,nasıl yaparız konuşmalıyız biz hazırız."

AHU ÖZYURT - SEVİLAY YÜKSELİR KAVGASI

Programda adı geçen Gazeteci, Ahu Özyurt telefonla bağlanarak, CHP ve Oda tv'nin sahibi Soner Yalçın'la olan bağlantısına açıklık getirdi.

"Soner beyin vizyon kurmak istediğini bir süredir duyuyordum. Böyle bir projenin içinde olduklarını da biliyordum" diyen Özyurt şöyle devam etti:

"Kadro kurma konusunda oradaki isimlerin pek çoğu rahmetli Ufuk Güldemir'in Show tv'den beri beraber çalıştığı isimler. Bağımsız gazetecilerin kurduğu habertürk internet portalı ve daha sonra televizyon kanalını kuran isimler arasında olanlar. O çekirdek kadroyu anladığım kadarıyla Soner yeniden bir araya getirmek istiyordu. Ve bunu çok kısa bir telefon konuşmasında bunu benimle paylaşmıştı. Yaklaşık 8 aydır işsiz olduğunu, böyle bir projede yer alabileceğini söylemişti. Oradaki pek çok arkadaşımızda bu arada başka televizyon kanalında yöneticilik yapmış olsalarda şu an da aktif görevde değiller ilginç bi tesadüf gereği. Biz kendi aramızda bir kanal kurulabileceğini bunun CHP'yle organik bir bağ olabilir olmayabilir o Soner beyin takdiriydi ama muhtemelen olmayacaktı, bağımsız bir çizgide olacaktı ve çok büyük bir ihtimalle de biraz daha merkezin solunda durmaya gayret eden ama düz habercilik yapan... Zamanında habertürk'ün yaptığı gibi demokrat çizgiyi korumaya gayret eden bir kanal projesi içinde olduğunu duymuştum. Ve bana da seni de alacağız kızım diyerek şakayla karışık bir teklif yapmışlığı vardır kendisi de benim arkadaşımdır."

SEVİLAY YÜKSELİR "BU MEKTUPLA HERŞEY DÖKÜLDÜ" DEDİ

Mektubu dinleyince aramak istediğini belirten Gazeteci Sevilay Yükselir ise, "Tahminlerimde hiç yanılmamışım. Oda tv'den bana sürekli saldırışlarının altında birşey olduğunu, bir bağlantı olduğunu biliyordum ama bu mektupla hepsi döküldü" dedi.

"Benim bütün hayatımı özelimi herşeyime girdiler" diyen Yükselir şunları kaydetti:

"Oradan buradan derken en son bir mektup yayınladılar. Benim bu onuncu yıl marşını eleştirmem, ırkçı söylemleri var diye Murat ONgun bir mektup yazdı facebook sayfasına. Çok duygusal, yalan dolan, içi riyakarlık dolu bir mektup yazdı. Oda tv'de alıp manşetine koyuyor. Şunların örgütlenmelerine bakın, elim ayağı titriyor. Bu kadar kalleş bir çetenin içinde nasıl yer aldım ben. O yalanları oraya yazarken beni birilerine hedef göstermeye çalışırken hiç mi utanmadın hiç mi arlanmadın hakikaten çok sinirliyim.

"BU BİR ORGANİZEDİR"

Ahu Özyurt'un açıklamalarına da çok şaşırdığını ifade eden Yükselir, "Ahu zaten CHP'de görev alan bir kişi tüm bunlardan haberinin olmaması mümkün değil. Bu bir organizedir. Ve bu organize benimle çok uğraştı.Bu arkadaşların organize birlikteliği benim psikolojimi bozuyor" dedi.

"BEN BUNLARA DAHİL OLMADIM"

Bu sözler üzerine tekrar yayına bağlanan Özyurt, "Gönllü olarak CHP'de bir süre görev yaptığım doğrudur. Ama bu operasyonun veya kendi tabiriyle kurulmak istenen sistemin benim neznimde birileriyle paylaşılmadığını paylaşmak isterim. Böyle görüşmeler yapıldıysa bile ben buna dahil değildim. Sevilay'ın sitede yayınlanan bazı haberler nedeniyle Soner'in şahsına ya da Oda tv'ye olan kızgınlığını da şahsi olarakta çok anlayışla karşılıyorum. Ama orada benim ondan ricam meseleye gazeteci olarak bakması, hata yapılmış mıdır yalan haber var mıdır diye bakarsa... Çünkü kendi köşesinden de eleştiriler yönelttiği oluyor. Bu meselenin kapandığı tahmin ettiğimiz bir süreçte bunu tekrar ısıtıp gündeme getirmesini üstelik Soner'in cevap veremeyeceği artık hapiste olduğu bir dönemde sevdiğim bir arkadaşım olarak doğru bulmadığımı söylemek istiyorum" diye kıonuştu.

Yükselir ise, "Ahu CHP'de bir süreliğine falan değil hala görevde. Demogoji yapmaya gerek yok. Namusumla şerefimle oynandı o hahberlerde. Senin gibi komik haberlere maruz kalmadım ben. Bu olayın içinde olanların yatacak yeri yok" dedi.

CHP ÇALIŞMAK İSTEMEDİ

Ahu Özyurt da bunun üzerine dün akşam itibariyle kendisine partiden gelen tebliğ üzerine CHP'nin artık kendisiyle çalışmayacaklarını söyledi.

Özyurt, CHP'nin içinde çalışsam bile bu televizyon kanalı projesinde olmadım, görüşmelere katılmadım. Sevilayla ilgili Oda tv'ye yazı yazıldığında ben o siteyle alakalı değildi. Sonerle sadece arkadaşlık ilişkim var. Sevilay'ın muhatabı o sitenin yöneticileridir. Telefon açıp bana iftira atarak beni rencide ederse doğrusu üzülürüm. Ben hakaret dinlemek için yayına bağlanmadım" diyerek yayından ayrıldı.

Özyurt Turgay Güler'in "CHP neden sizle çalışmak istemedi" sorusuna ise yanıt vermedi.

TAYYAR ELEŞTİRİLERE CEVAP VERDİ

Beyaz TV’de yayınlanan ‘Dinamit’ adlı programa telefonla bağlanan Gazeteci Şamil Tayyar, Ergenekon soruşturmasında tutuklanan Oda Tv yöneticisi Soner Yalçın’ın, CHP’nin emrine sunmak istediği medya grubuna Halk Tv’yi de katmak için CHP’ye anlaşma önerdiğini söyledi. Konuyla ilgili Soner Yalçın’dan Kemal Kılıçdaroğlu’na yazılmış mektubu açıklayan Tayyar, yine bu konuda daha önce de Soner Yalçın’ın, CHP Lideri ile telefonla dört kez görüştüğünü ifade etti.

Bu telefon konuşmalarının Ergenekon Davası’nda soruşturulmasına değinen Şamil Tayyar şunları söyledi: “Soner Yalçın’a yöneltilen suçlama, Ergenekon’un medya ayağını oluşturmaya çalıştığı iddiası. Bu nedenle de Halk Tv’yi satın almak istediği belirtiliyor. Bu yüzden bu konuşma, delil olarak görüldüğü için soruşturmanın içerisinde yer alıyor.”

Şamil Tayyar, Soner Yalçın ile Kılıçdaroğlu’nun görüşmelerinin servis edildiği şeklindeki iddialara, “Allah şahit ki birkaç telefon konuşması yaparak, birkaç yere giderek ve zorlayarak edindiğim bilgileri açıkladım. Kaldı ki bir yerden de gelse yazmak konusunda yine tereddüt etmezdim. Yazmak için iki duruma bakarım; doğruluğuna ve yayınlanmasında kamu yararına olup olmadığına…” şeklinde cevap verdi.