HÜSEYİN KULAOĞLU - Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimi sırasında 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde darbeci askerler tarafından açılan ateş sonucu ensesinden vurularak şehit edilen Muharrem Kerem Yıldız'ın (29) ailesi, darbe davalarını yakından takip ediyor.
Şehidin annesi Asiye (51), babası Mehmet Kerim Yıldız (56) ile dayısı Osman Aslıvar (53), İstanbul'daki "ana darbe" davası ile 15 Temmuz Şehitler Köprüsü davasının bütün duruşmalarına müşteki olarak katılıyor.
Silivri Ceza İnfaz Kurumları Yerleşkesi'nin karşısındaki binada köprü davasının duruşmalarına sürekli katılan şehidin annesi Asiye Yıldız, AA muhabirine yaptığı açıklamada, İstanbul'daki "ana darbe" davası ile 15 Temmuz Şehitler Köprüsü davasında sanıkları dinlediğini ve sanıkların savunmalarının yalanlardan oluştuğunu söyledi.
Davaların olduğu günlerde, sabah saatlerinde Kağıthane'den Silivri'ye gelip duruşmaları takip ettiklerini, duruşma sonrası eve döndüklerini anlatan Yıldız, "Bu çok yorucu oluyor ama bu durum bizim için hiç fark etmez, duruşmalara gelmeye devam edeceğiz. Biz buraya evladımız için gelmiyoruz. İstesem evimde otururum, evladımın acısını çekerim. Benim buraya gelme nedenim devletimin bekası içindir. Devletime göz dikenlerin gözünün oyulduğunu görmek için geliyorum. Biz davalar bitene kadar buradayız. Her iki davayı da takip ediyorum, sonuna kadar direneceğiz. Allah'ın izniyle davaları sonuna kadar takip edeceğiz." diye konuştu.
Yıldız, darbe girişiminde sokaklara inen halkın, davaları da yakından takip etmesini istedi.
Şehidin babası Mehmet Kerim Yıldız ise 15 Temmuz'da oğluyla evde oturduğunu ve televizyonda köprünün kapatıldığını duyduklarını söyledi. Oğlunun daha sonra internet üzerinden olayları takip ettiğini ve "Baba ben evde duramıyorum, bir dışarı çıkayım, bakıp geleceğim." dediğini aktaran Yıldız, oğlunun önce Gültepe'ye, oradan kalabalıkla Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'ne gittiğini söyledi. Yıldız, oğlunun olayların orada son bulduğunu öğrenmesi üzerine 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ne gittiğini dile getirdi.
Olaylar sırasında oğluyla sürekli telefonla görüştüğünü ancak 03.00'ten sonra telefonunu açmadığını, tanımadığı birisinin telefonu açıp oğlunun vurulduğunu ve hastaneye kaldırıldığını söylediğini anlatan Yıldız, ensesinden vurulan oğlunun kaldırıldığı Okmeydanı Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde şehit olduğunu kaydetti.
Darbe davalarını yakından takip ettiklerini vurgulayan Yıldız, duruşmalarda sanık avukatlarının zaman zaman çok ileri gittiğini ve neredeyse kendilerini, müştekileri suçlu durumuna düşürmeye çalıştığını söyledi.
Baba Yıldız, sanık savunmalarının aynı olduğuna dikkati çekerek, sanıkların, o gece birebir yaşadığı olayları doğaçlama olarak değil de elindeki kağıttan okuyarak ezbere savunmalarını yaptığını belirtti.
Sanıkların kravatlı ve takım elbiseli bir şekilde "krallar gibi" duruşma salonuna geldiğini aktaran Yıldız, tek tip kıyafet uygulamasının bir an önce yürürlüğe girmesini ve darbecilerin idam cezasıyla cezalandırılmasını talep etti.
Şehidin dayısı Osman Aslıvar ise sanıkların savunmalarının kendisine inandırıcı gelmediğini ifade ederek, şöyle konuştu:
"Savunmaların hepsi tek elden çıkmış gibi aynı senaryo. Hepsi aynı ifadeleri veriyor. Adam yanında ateş edeni görmüyor, bölükteki arkadaşını tanımıyor, kim olduğunu bilmiyor. Aynı otobüsle geldiği insanın kim olduğunu bilmiyor, isim vermiyorlar. Memlekete, vatana ihanet eden darbecilerin, en ağır şekilde cezalandırılmalarını talep ediyorum."
Şehidin Ailesi, Darbe Sanıklarının Peşini Bırakmıyor
FETÖ'nün darbe girişiminde, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde darbeci askerler tarafından açılan ateş sonucu ensesinden vurularak şehit edilen Muharrem Kerem Yıldız'ın ailesi, darbe davalarını yakından takip ediyor Şehidin annesi, babası ve dayısı, İstanbul'daki 'ana darbe' davası ile 15 Temmuz Şehitler Köprüsü davasının bütün duruşmalarına katılıyor Şehidin annesi Asiye Yıldız: 'Biz buraya evladımız için gelmiyoruz. İstesem evimde otururum, evladımın acısını çekerim. Benim buraya gelme nedenim devletimin bekası içindir. Devletime göz dikenlerin gözünün oyulduğunu görmek için geliyorum. Biz davalar bitene kadar buradayız'